23.03.2012 11:20

Röportaj

9994

Rumeysa Betül Doğan

 Yeniçağ, 3 arkadaşın lise yıllarında planladığı, sağlam müzik atlyapısı ile dikkat çeken ve kendine özgü bir tarzı bünyesinde barındıran, ilk albümü 1994 yılında yayınlanmış bir projedir. Hitap ettikleri camiada bütünüyle synthesizer tabanlı müzik ihtiva eden tek çalışmadır. İsim olarak öne çıkmayı sevmediklerinden “Yeniçağ” proje ismini her dem ön planda tutmuşlardır. Besteledikleri şiirlerin çoğu yine kendilerine ait olmakla birlikte, Necip Fazıl Kısakürek gibi önemli isimlerin de şiirlerini bestelemişlerdir. Orchestral symphony, progressive, trance, fusion, techno, jazz, trip hop vb. müzik türlerini harmanlayarak şu ana kadar 4 albüm yayınlamış bulunmaktalar. Bilenler, eminim bu projenin yeni albümlerini sabırsızlıkla bekliyor. Şimdi kısaca Yeniçağ’ı tanıyalım:

Yeniçağ’ın ortaya çıkış süreci hakkında neler söyleyebilirsiniz? Kısaca Yeniçağ’ı tanıyabilir miyiz?

Biz çocuk denebilecek yaşlardan itibaren bir arada olan arkadaşlarız. Bir müjdeyi seslendirme isteğimiz bu projeyi oluşturdu. Zaten çok bilinenden farklı olarak, “YENİÇAĞ” bir grup ismi değil, projemizin ismidir. Yani birlikteliğimiz müzikle başlamadı. Müziğimizi zaten var olan arkadaşlığımızla besledik.

Müzik fikri nasıl oluştu ve ilk ne zaman ortaya çıktı?

Çocukluktan beri sesler bizi etkilemiştir. Sadece müziği kastetmiyoruz. Basit seslerde saklı etkiler bile çocukken bize gülümserdi. Sanırız hikayemiz böyle başlamıştır. Yaşımız büyüdükçe sesleri bir araya getirme isteği karşı konulmaz bir hâl aldı. Tıpkı renk renk boyaları bir araya getirerek resim yapmak gibiydi bu. Ortaokuldayken bazı müzikleri beraberce dinler, ses kanallarını tek tek beynimizde analiz eder, birbirimize yorumlarımızı aktarırdık. Daha sonra aynı şeyi kendi müziklerimiz için yapmaya başladık.

İsim olarak, neden Yeniçağ?

Müziğimizin alışılmamış bir tarzda olduğunu ve “Yeni” kelimesinin bunu karşılayabileceğini düşündük. Özlediğimiz ve geleceğine emin olduğumuz huzur dolu o zaman dilimini de “Çağ” olarak ifade ettik.

Yaptığınız müziklerde şimdiye kadar ismini ilk kez duyduğumuz farklı müzik tarzlarını tercih etme sebebiniz nedir?

Müziğimiz için birçok farklı tanımlamalar yapılsa da, biz sözü ve sesi temelde birbirinden ayırmıyoruz. Mekanik anlamda müzik dediğimiz şey, hava titreşimlerinin kulak yoluyla beynimizi uyarması sonucu ortaya çıkan ve bize ‘duyuyoruz’ dedirten bir takım tonlardan ibarettir. En güzel ton, güzel söz söyleyen insan sesidir. Buradaki “güzel” kelimesini, kişiden kişiye tanımı değişen bir kavram olarak kullanmadık. “Bize dünyada ve ahirette iyilikler, güzellikler ver” duasında olduğu gibi, tanımı belli bir güzellikten bahsediyoruz yani. Ya da “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır” mealinde olduğu gibi.

Özellikle Ezeli Nur isimli parçanız çoğu kişi tarafından bilinen, derin anlamlar ifade eden ve Yeniçağ denildiğinde akla gelen ilk parça. Ezeli Nur’un bu kadar çok sevilmesini neye bağlıyorsunuz?

Her bir parçanın bizde ayrı bir hikayesi vardır. Mutlaka özel bir an, özel bir titreşim sonucu ortaya çıkmıştır hepsi. Ezeli Nur’da da böyle bir şey görürüz. Bir hüzün, bir burukluk, bir hasret, bir haykırış vardır orada. Besteyi yaparken ve müzikal düzenleme esnasında hep bu hüznün tesiri vardı üstümüzde. Sanırız bu etki dinleyiciler üzerinde hâlâ sürmekte.

Uzun zaman aralıklarıyla albüm çıkartma sebebiniz nedir ve bundan sonrası için bir albüm çalışması düşünüyor musunuz?

Bizim çalışmalarımız hayatımızın bir parçasıdır. Şu anda da eşzamanlı olarak üzerinde çalıştığımız, birçok farklı müzikal sınıfta, birçok farklı yapı var. Sevenlerimize birikimlerimizi duyurma eğiliminde olduk hep. Yani amaç sadece albüm çıkarmış olmak değil. Allah azze ve celle izin verirse çalışmalarımız ve albümlerimiz devam edecektir.

Tarz olarak Yeniçağ’ın diğer türlerle hiç de ilgisi olmayan bir tarzı benimsemesinin sebebi müzik altyapınızın buna göre şekillenmiş olması mı?

Yeniçağ’ın tarzı ile ilgili söyleyebileceğimiz şey, ruhi titreşimlerimizin seslere aksederek bu yapıyı oluşturduğu gerçeğidir. Sesler bizi etkiliyor. Biz de sesleri.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Yayın hayatınızda başarılar diliyoruz. Sizin vasıtanızla tüm sevenlerimizi ayrı ayrı selamlıyoruz. Her birinin tek tek bizim için önemi vardır; hayır dualarını eksik etmesinler...