
Aralık 2011 Yazı Atölyesine Gelen En İyi Yazı (1)
Şule Köşger
Daha kısa evlerden müteşekkil daha küçük bir kasabada, birbirine zarar vermeyen insanlarla beraber mutlu bir hayat istiyorum.
Sonbahar yaprakları birikmiş bahçesinde beyaz boyalı salıncağı sessizce sallanan bir ev...
Dinlemeyi seven bir çınarım olsun, öğüt veren bir de söğüdüm.
Bak yine sahiplenme kelimeleri dökülüyor ağzımdan. Hayır, ben onların olayım, onlar benim olmasın. İstedikleri hayatı özgürce yaşasınlar. O küçük dünyamızda hepimize yetecek kadar toprak olacak nasılsa.
Bahçemde hep meyvesiz bitkiler yetiştirmek isterim bir de. Hiç kimseye en ufak bir faydası görülmeyen, başka dünyalarda olsa insanların kökünü kazımak isteyecekleri bitkiler...
Sadece ben olmak isterim orada, bir de gözleriyle gülen komşularım olsun. Birbirimizin çöplerine bile şefkatle bakalım. Teknoloji kelimesi en büyük hakaret olsun, bizden uzak olsun. Irmak olsun, balıklar olsun.
Sabahlar sabah gibi, akşamlar akşam gibi olsun. Kimse kimseyi delice sevmesin. Zamanı ölçmeden tartmadan, az ya da çok demeden yaşayalım, ölelim. Kuşlarla uyuyup kuşlarla uyanalım. Kimsenin sesi kimseden yüksek çıkmasın.
Bütün işlerimi en ufak ayrıntısına kadar emek vererek kendim yapmak isterim bir de. İnsan emek vermediği birşeyin hayalini kuramaz çünkü. Hiç kimse için istemeden bir şey yapmak zorunda olmayayım. Kimse bana lutfetmesin, “hatır için” diye bir olgu olmasın... Herkes şarkı söyler gibi mutlu ve kolay yapsın günlük işlerini; kimse keyifsizken şarkı söylemek istemez ki...
Mutluluk kelime olarak değil, bir duygu olarak var olsun. Kelimeler olmadan anlaşabilelim. Gözlerimizle sevip gözlerimizle gülelim. Kimseye dokunmayalım. Ağaçlara sarılalım. Salıncakta uyuyalım. Havada hep sevdiğimiz kokular...
Şimdilik istediklerim bu kadar…