
Taha Süren / Genç Haber Merkezi
Biz, Mustafa Kutlu hikayeleriyle büyümüş genç adamlarız. Bütün ayrıntılarıyla, hiçbir kareyi kaçırmada, ustalıkla tasvir edilen mahalle hayatını anlatan kitaplar ile.
Bir şair. Bir berber. Hoşsohbet bir İstanbul beyefendisi. Daha da ötesi, daha muazzam olanı, bir Üsküdar beyefendisi, Beyler-beyi: Nurettin Durman…
On iki yaşında Bingöl’den “boğulursak da, büyük denizde boğulalım!” sözünü kendine şiar edinip İstanbul’a “kaçan” Nurettin, çeşitli işlerde çalışır. Terzi çıraklığı yapar, kahvede çalışır, hatta tuğla ocağında... Sonra, daha “ince” bir meslekte karar kılar: Berberlik… Ve gün gelir, kendi dükkanını açar, Üsküdar’ın mutena semti, Beylerbeyi’ne. Yıl 1976’dır…
İşte meşhur “hikaye” o zaman başlar. Zamanında sırtında tuğla taşıyan Nurettin Durman, bu seneden sonraki, bu dükkandaki hayatıyla bugün, tuğla gibi bir romana konu olabilecek hatıraya sahiptir. Nuri Pakdil’in, durup dururken “Kudüs’te hava durumu nedir?” acaba sorusunu sormasını yadırgayanlar, Nurettin Durman’ın, Cuma günleri neden çalışmadığını da anlamayacaklardır hiçbir zaman…
Berber dükkanının önündeki koca ağaçla, yıllarca bakışmış, dertleşmiştir o. Çayın altını her zaman sıcak tutmuş, her gelene ikram etmiştir. Seksenli ve doksanlı yıllarda, berber dükkanı, adeta bir edebiyat ocağına dönüşmüştür. Bu haliyle çevre esnafını şaşırtmıştır. Gelenlerin arasında kimler olmazmış ki? Sezai Karakoç, İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Ahmet Kekeç ve daha birçok yazar, şair…
Gençlik yıllarında, “Allah’ım bana bir şiir kitabı nasip et” diye dua etmiş, bugün saymadan kaç kitabı olduğunu bilemeyecek kadar şiir, deneme ve hikaye kitabına müellif olmuştur. Onun şiiri, onun yazı dili, ıslak bir çınar yaprağı gibi kokan, Gazze gibi direnen, bir bebek gülümsemesi gibi merhamet taşıyan, kimi zaman da tortum şelaleleri gibi akan bir dile sahiptir…
Ulu mabetler gibi büyükler vardır, Nurettin Durman da onlardandır. Bizim direğimizdir. Kültürümüzün, Müslüman hayatımızın mayası olan büyükler... Her zaman kalbimizin bir yerinde duran, devamlı güç, feyz aldığımız güzel hayat abidesi yüreklerdir onlar…
Ahir zaman tellallarına karşı bizi, dupduru, kırkikindilerle yıkanan, çınar ağaçlarıyla, söğüt ağaçlarıyla gölgelenen, mahalle kültürüyle beslenen, aile, ana baba, büyük nedir bilip hürmet eden, kendinden büyük erbaplarını sayan, seven halimizden, ahlakımızdan, temiz dünyamızdan vazgeçirmeye çalışıyor ahir zaman tellalları. Nurettin Durman ise, bütün bu saydıklarımızın toplamıdır.
Allah ömrüne bereket katsın bu güzel ve ulu insanın. Daha nice hayatlara uğrak olsun tertemiz mekanı.
Üsküdar Belediyesi, 19 Şubat 2012 Pazar gününün akşamı, saat 19’da, Altunizade Kültür Merkezi’nde, şair Adem Turan’ın yönetiminde Nurettin Durman adına bir “Şiir Gecesi” tertip ediyor. Biz de orada olmalıyız. Bu haberi okuyan herkes. Bu ahde vefayı göstermek boynumuzun borcudur. Herkesi bekliyoruz.
Bu güzel geceye Adem Turan, Ahmet Veske, Alper Gencer, Arif Ay, Arif Dülger, Cevat Akkanat, Hasip Bingöl, Hüseyin Akın, İbrahim Eryiğit, Mehmet Butakın, Mehmet Şah Erincik, Metin Kaygalak, Metin Önal Mengüşoğlu, Mustafa Oğuz, Mustafa Özçelik, Mürsel Sönmez, Özcan Ünlü, Recep Garip, Resul Tamgüç, Sıddık Ertaş, Suavi Kemal Yazgıç, Süleyman Çelik, Şeref Akbaba, Şeref Bilsel katılacak şairler.
(Bu yazı dünyabizim.com sitesinde yayınlanmıştır.)