
"Bu ne şimdi başka işiniz yok da futbolla mı ilgileniyorsunuz, ben sizi dert dergisi olarak biliyordum..."
Bu sözü gencdergisi.com`a yorum olarak giren arkadaşın facebook profiline baktım. En son paylaştığı ileti şu idi: "Süper ligde ilk yarının en güzel golü hangisi? Fenerbahçeli Özer Hurmacı`nın Mersin İdman Yurdu`na attığı gol!" yazıyordu.
Şimdi kendisine sormak istiyorum: "Bu da mı gol değil?"
Yapmadığımız şeyi, eleştiri olarak başkalarına yöneltmek büyük haksızlıktır. Modern hayatın girift çıkmazlarından, hastalıklarından biridir bu tutum da. İnsanlar artık, beş dakika önce ne söylediğini unutuyor. Sabit, ayağı yere basan bir hayat algısı artık hayalden öte bir şey. Bir ütopya haline geldi.
Bizi bu hale sürükleyen hayatın karmaşasıdır, hayatın hızıdır. Bu hız, bize çeşitli yollar bahşetti(!) İnsanları, fikirleri, kurumları, yapıları etiketlemek, artık o kadar basit ki. Medya diyorduk eskiden, şimdi bir de sosyal medya var. Kantarın topuzu artık iyiden iyiye kaçmış durumda.
Genç Dergisi`nin "dert" kavramıyla, futbolun çelişen hiçbir yanı yoktur. Genç`te, daha önce endüstrileşen futbola karşı sağlam bir yazı çıkmıştı. Başka yazılar da hatırlıyorum. Ahlaklı bir spor talep eden, ahlaklı dergicilik ve artık sitesinde de ahlaklı haberlere, güncel yazılara yer veren Genç Dergisi`ni bu şekilde asla eleştirmek doğru bir tutum değil. Genç, ahlak talep ediyor. Ve dahası "futbol zinhar haramdır" da demiyor.
Ve sevgili kardeşim, futbola bu kadar yakın olan, atılan goller içinde en güzeli hangisidir sorusuna cevap veren sen, Genç`in sitesine girip "futbolla mı ilgileniyorsunuz" diyorsun. Bence, madem ki futbolu seviyorsun, -profilinden anlıyoruz- Genç`i takip etmelisin.
Sanal hesaplardan, sanal benliklerimiz, sanal kişiliklerimiz oluştu. Ve hayatla bağlantılı hale gelmeye başladı. Yani bilgisayarı kapatınca bunlar son bulmuyor. Keşke öyle olabilse. Artık o da yok. Hayatımıza da sirayet etmeye başladı bu benlikler. Ne diyeceğimizi bilemez olduk. Sanalda bir yerden bir söz kopyalayıp iletimize, yorumumuza bir dayanak bulabilirdik, gerçek hayat bambaşka bir yer. Onun için, karmaşa gitikçe büyüyor. Çünkü işin içinde emek yok, dahası muhakeme yok.
Evet, emekve muhakeme gücümüzü yitirdiğimize göre, geriye ne kalıyor? Hiç bir şey. Emek olmadan nasıl öğrenebilirsin? Muhakeme etmeden nasıl uygulayabilirsin? Yani, hayat ortadan kalkıyor kısacası. Sonra, böyle ne dediğimizi bilemeyecek bir hale geliyoruz.
Çünkü orada onlarca yazı var. Hepsi de, senin bilgilenmen, daha iyi bir ahlaka sahip olman için. Ve en geniş kapsamıyla bir hayat algısı oluşturmak içindir. Hayatın her renginin "helal dairesi" vardır. Spor da, futbol da, bu renklerden bir tanesi. Onca yazıda, bu hayat algısını oluşturmak için didinip duran adamlar, sence o futbol yazısını oraya boşuna, malayani olarak mı koymuşlardır? Hayır! Senin gibi, futbolla ilgilenen arkadaşlarımız, sağında solunda, üstünde müstehcen reklamlar, malayani sözler, yalan haberler olan sitelere gitme de, takibini buradan yap diye...
Umarım hayat algımızı düzeltebiliriz, Genç Dergisi bu yolda Müslüman gençlere öncülük ediyor. İnşallah bu öncülüğüne de, genişleyerek, yeni yeni cephelerde devam edecektir. Çünkü gençlerin, bizlerin buna çok ama çok ihtiyacı var. Bizler, bu Anadolu toprağının halis mayalarıyız, ama bizleri küçültmek istiyorlar, basitleştirmek, zihnimizi kısırlaştırmak, düşüncesiz, fikirsiz bir hale getirmek istiyorlar. Oysa ki, sağlam bir ferasete sahip ol, futbol da oyna, izle de, maça da git.Yeter ki, hakkını ver hayatının!