
Cübbeli Ahmet, adının çetelerle bir anılmasından ve tutuklanmasından önce, bol bol televizyon ekranlarında boy gösterdi biliyorsunuz…
En çok da Habertürk TV’de. Bu sayede farklı izleyici grupları tarafından izlendi, ‘ünü’ arttı. İnsanlar onun üslubundaki, anlatımındaki ‘şakacı hoca’ tavrını benimsediler. Eskiden, geniş kitleler tarafından yadırganan –gerek cemaati, gerek kendisi- imajı, bu programlar sayesinde ‘düzelmişti.’ Gölcük depremini fuhşa ve zinaya bağlayan Cübbeli, bu konuşmasından dolayı hapis yatmıştı. O günler unutuldu, Cübbeli her gün ekranlarda boy göstermeye başladı…
Tutuklanmasından ve son yaşanan gelişmelerden sonra, ona ekranlarını en çok açan Habertürk grubunun Habertük Gazetesi, iki haberle adeta bir köşeye sıkıştırma operasyonuna girişti. Daha doğrusu, reyting uğruna peşi sıra haberler yayınlamaya girişti. Böylece şunu apaçık biçimde anlamış olduk: ‘Haber değeri taşıyan ne olursa olsun yayınlarız’ ilkesi merkez medya için hala geçerli. Her zaman da öyle olacak görünüyor.
Yani hiçbir zaman ‘biz bu adamı aylarca ekranlarımıza çıkardık, bu kadar yüklenmeyelim, işin sonucunu bekleyelim’ türünden bir düsturla düşünmediler.
Gazetenin bu günkü haberinden:
“Çete soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen Cübbeli Ahmet Hoca lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü’nün İstanbul’un çeşitli semtlerinde bulunan evlerinde yapılan aramalar, polis kamerasıyla kaydedildi."
“O evlerden biri de Cübbeli’nin Beykoz’daki 5 katlı villasıydı. Mahkeme kararı ile yapılan aramada polis kamerasına yansıyan görüntülere göre, saray yavrusunu andıran villada her türlü konfor bulunuyor.”
“Evde dikkat çeken diğer eşyalar ise şunlar: Yerden tavana kadar yaklaşan ahşap duvar saati, kristal avize, şamdan ve aynalar, porselen vazolar, duvarda büyük boy tablolar, kadife perdeler. Çalışma odasında ise ortopedik bir koltuk tercih edilmiş. Çalışma masasındaki harici hard disklerin ise imajları alındı.”