
Haaretz Gazetesi’nin haberine göre, İsrail Genelkurmay Başkanı, “Gazze’de olayların kızışması halinde, üzerinde iyi çalışılmış bir saldırı” planlandıklarını söyledi. "Bu sefer direnişin ardından koşmayacağız, savaşı başlatan biz olacağız. Ben aslında bu savaşın kısa zamanda gerçekleşmesi için çalışacağım. Savaş kısa ve doğrudan olmalı.” Sözlerini de açıklamasına eklemeyi ihmal etmedi!
Tüm dünya, İsrail’den gelen bu açıklamalara hiç aldırış etmiyor. Müslüman olmamıza rağmen, Türkiye’nin devlet olarak “sahiplenmişlik” algısının bizlere bile sirayet ettiği bu dönemde, bu açıklama sonrasında kılımız kıpırdamıyor. Başka bir ülke, bu açıklamayı yapsa, örneğin İran, tüm emperyal devletler ortalığı ayağa kaldırırdı. Hatta bu tür açıklamalar, bir savaş nedeni sayılırdı.
Biz, bu haberi aldığımız andan itibaren, karşı koymakla yükümlüyüz buna. İlmimizle, sözümüzle. Filistin Devleti, tam olarak kurulup tanınmadan sözümüzü eksiltmeyeceğiz.
Kudüs’e giden çok sevdiğim bir abim, okul çıkışında küçük Filistin’li çocukların “canımız, kanımız sana feda olsun Kudüs!” diyerek sıra halinde yürüdüğünü, içlerinin titrediğini, ağladıklarını söylemişti.
Ve şöyle devam etmişti: “Sanılanın aksine, Kudüs Türkler tarafından fazla ziyaret edilmiyor. Orası da, bizim mescidimiz. Mescid-i Aksa’nın içine birkaç gün girdik, ziyarette bulunduk. Kendimizi zorla, turist olarak aldırdık. Ancak yaşlı Filistinlileri alıyorlar mescide, gençleri almıyorlar! Ve mescidin içinde halka halka gruplar var. Sohbetler, kıraatler her yanı süslüyor. O sokaklarda gezmek lazım, korkak İsrail askerlerini görmek lazım, bir kuş sesinden bile titreyen…”