• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Söylenmeler
  • AŞK: Ayn, Şın, GAF!

AŞK: Ayn, Şın, GAF!

14.11.2011 15:05
Söylenmeler
11866
Ayşegül Genç

Hakiki âşıksan podyumda yürür gibi dolaşmazsın! Dışın virane gibi görünür ama içindeki köşkün en yüksek burcunda kim oturur kimseye söylemezsin! Derdi de şifayı da ayırt etmek aklına gelmez. Bu yüzden seni dertsiz sanırlar. İstemediğin için isteklerin bilinmez. Şikâyet etmediğin için sızıların duyulmaz.

Bu “alım gücü” beni irkiltiyor. Modern aşk toplulukları beni çıldırtıyor. Sıtkım sıyrılıyor. Derin acılarla kavruluyorum. Öyle acılar ki bunlar eski müfredattan kalmış okuma fişleri gibi… Sürekli heceler yer değiştirip karşıma çıkıyor. Kimi görsem, ne tarafa dönsem hep o meşhur tümsek. Çarpınca ne rot kalıyor ne balans. İnsanları önce kötekle sonra nasihatle toparlamak istiyorum. Lakin ne elimi kaldırmaya ne de söz söylemeye mecalim var. Etraf bir öpücükle prens olmaya talip zevat ile dolu. Vallahi o bahtsız prenses hangi birinizi öpecek, hanginizin elinden tutup mutlu sona slow motion koşturacak anlamış değilim. Hangi birinizi tutup sarsalım; “ablacım orası çıkmaz sokak, annecim burası dipsiz kuyu”. 

Fikirler insanın beyninde amuda kalktı mı gözü döner, midesi ekşir kişinin bilirim. İyi bilirim. Lakin fikrinizin ince gülünden gına geldi onu da şuracıkta belirteyim. Açtığım her internet sayfasında, okuduğum her statüs mesajında, mektupların kenarında, smslerde, kitap kapaklarında, takvim yapraklarında içinde “aşk” sözcüğü geçmeyen bir cümle yok. Tamam, aşk kutsal, aşk iyi, aşk cici. Lakin tavan alçak, taban pütürlü, duvarlar ıslak… Aşkı duvarına asmayı düşündüğünüz eviniz çökmek üzere. Kalbiniz siyah noktalar yüzünden tekkelerin isli kazanlarına dönmüş.

Kaç kere söyleyelim bilmiyorum ki; âşık dediğin içlidir, âşık dediğin gizlidir! Hakiki âşıksan podyumda yürür gibi dolaşmazsın! Dışın virane gibi görünür ama içindeki köşkün en yüksek burcunda kim oturur kimseye söylemezsin! Derdi de şifayı da ayırt etmek aklına gelmez. Bu yüzden seni dertsiz sanırlar. İstemediğin için isteklerin bilinmez. Şikâyet etmediğin için sızıların duyulmaz. Kendi yüzünü unutmuşsundur. Kuzu melese, yıldız kaysa, yağmur yağsa, hep O gelir aklına. Herkes hayattan el çektiğini sanır. Oysa sen hayatı avucunda toplamışsındır. Hakiki âşıksan eline bir boru, bir düdük alıp cümleye ilan etmezsin aşkını. İfşa etmezsin!

Ah efendim insan kan yerine böyle kelime kusmaya başladı mı bilin ki sorun feci, dertler kavidir. Beni böyle köpüklü deniz gibi coşturan, asi başımı mermer bloklara vurduran o elim o fena olayı anlatayım da rahatlayayım…

Otobüsteydim. Elim cebimde tespih tanelerini kovalıyordu. Kafamın içinde kırk tilki vardı ve kırkı da tepişmekte kararlıydı. Üzerime ‘hâsılattan memnun çiftçi’ huzuru çökmüştü. Oysa işler yarım, eylemler aksaktı. Yanımda dikilen üç kız ucuz mumlar gibi eriyip büzülüyor, şımarıyor, şekilden şekle giriyordu. Sanırsınız ki otobüste bir Mikalengelo vardı ve elindeki keski ve çekiçle kızları yontuyordu. Bense inadına hareketsiz, inadına ciddi orda öylece dikiliyordum. Bir yandan da sünneti yerine getirmek adına “estağfirullah el azim” tespihatını tamamlamaya çalışıyordum. Cebimdeki tespih şıkırtısı otobüsteki uğultu içinde kaybolup gidiyordu. Kızlar bir ara derin mevzulara dalınca gayrı ihtiyari kulak kabarttım. Aşk diyorlardı. Aşkın tanımını yeniden yapıyor ve “Aşk Tanımları Çöplüğü”ne bir atık daha ilave ediyorlardı. Birinin facebook aşkı ve kütüphane aşkı varmış. Diğeri okuldaki aşkını bırakıp marketteki aşkı ile idare ediyormuş. Bir diğeri mahalle aşkıyla ten uyuşmazlığı yaşamış da aşka tövbe etmiş ama şu yan koltukta oturan çocuk da fena değilmişmiş. Aşk ne güzel şeymişmiş. Kızları dinlemedim efendim ne münasebet, dinlemek bir çaba işidir, konsantrasyon ister. Ben çabalamadım. Lakin kızlar ses ayarları ile biraz olsun oynamadılar. Mahrem saymadılar konuyu, dikenli bir tel gibi dikkatimi kendilerine bağladılar. Hatta bir ara onları duymamak adına tespihatı hafif seslice icra ettim. Dudaklarım kımıldadıkça kulaklarım işlevini yitirir gibi oldu ama ne yazar. O meşhur muhabbet tam ortada, öyle sansürsüz, edepsiz devam etti gitti. Onlar konuştukça ben tespihi hızlandırdım. Sesleri beynime hücum ettikçe ben dua yorganımı başıma çektim. Uğultuları arttıkça dudaklarım hareketlendi: “Estağfirullah, estağfirullah”… Ama ne yazar kulaklarıma sanki urgan atmışlardı sürekli kendilerine çekiyorlardı. Kâbus gibiydi. Ya tespihin ipi kopacaktı ya benim ipim! Tespihin boncukları ısındı, parmaklarım aşındı, dudağım kabardı lakin kızların ne aşk muhabbeti bitti ne gülüşmeleri. Yollar kaygan bir ip gibiydi. Tutundukça kayıyordu ve biz menzile bir türlü ulaşamıyorduk. Kafamı yakamın içine çekmiş hafif sesle tespihata devam ediyordum ki kızlarla göz göze geldim. İkişerden altı göz… Toplasam da çıkarsam da bölsem de altı iri kızgın göz bana bakıyordu. İyi de ben ağzımı açmadım, tek kelime etmedim, kızdığımı belli etmedim, aşkı ayaklarının altına alıp paspas ettiler çıtım çıkmadı. Öyleyse sorun neydi. Otobüs yavaşlayıp durakta durunca kızlar yüzümde o meşum bakışlarını gezdirerek tek tek inmeye başladılar. Üçüncü kız son basamağı inerken dönüp son kez yüzüme baktı ve “hıh” dedi “tövbe estağfirullahmış”… İşte o an tespih çekerken oynayan dudaklarımdan kelimeleri bir filolog gibi ölçüp biçtiklerini anladım. Kendim için, kendi hata ve kusurlarım için af dilerken bir anda yanlış anlaşılmıştım. Yaşlı bir nine gibi söylendiğimi, onlara laf vurduğumu sanmışlardı…

Parisli ressam Duez sokaklara her gün “aşk” yazarmış. Onun akşama kadar yazdığını çöpçüler sabaha kadar silermiş. İşte ben de o Parisli çöpçüler gibiyim şu an. Sanal ya da gerçek fark etmez, üzerinde “aşk” yazan her duvarı silmek, aşkı sakız gibi çiğneyen her bünyeyi süpürmek istiyorum!

O gün o sıkıntı ile bahtsız bir bedevi gibi dolandım durdum. Çok üzüldüm. Ne aşkı savunabilmiştim ne kendimi. Ne aşkı alıp layık olduğu yere kaldırabilmiştim ne de o kem gözleri savuşturabilmiştim. İşin güzel tarafı Aşk ile ben ilk kez yan yanaydık. Haksızlılığa uğramışlar safındaydık. Aşk orada ne kadar kaldı bilmiyorum ama ben hemen pılımı pırtımı topladım ayrıldım o saftan. Ne bu ya dedim kendi kendime. Estağfirullah tabi. Cümlesine; estağfirullah. Topuna; estağfirullah.. Her gördüğü boşluğa, duvara, sıraya, wc kapısına aşk yazan, aşktan ölüyorum modunda nara atan ama bir arpa boyu yol almayan insanların her birine; estağfirullah.

Şu olayı yaşamasam sabredecek, aşkın insanlar tarafından tasarrufuna müdahil olmayacaktım. Lakin ısrar etmeyin, içimden geçen “âşık dediğin öyle olmaz” haykırışını daha fazla bastıramayacağım.

Parisli ressam Duez sokaklara her gün “aşk” yazarmış. Onun akşama kadar yazdığını çöpçüler sabaha kadar silermiş. İşte ben de o Parisli çöpçüler gibiyim şu an. Sanal ya da gerçek fark etmez, üzerinde “aşk” yazan her duvarı silmek, aşkı sakız gibi çiğneyen her bünyeyi süpürmek istiyorum! 

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Ayşegül Genç

Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği bölümünden 1999 yılında mezun oldu. Öykü ve yazıları HeceÖykü, İtibar, Dergah, Aşkar, Cins, Okur gibi dergilerde yayımlandı. Kuğu Boynu romanı ile Eskader yılın romanı ödülüne layık görüldü. 2007 yılından beri Genç Dergi’de yazan Ayşegül Genç, evli ve iki çocuk annesidir. ...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Bir Kalp Katmışlar İçimize
Bir Kalp Katmışlar İçimize
Ortada bir savaş var. Çek...
Ölümü Sırayla, Mutluluğu Birlikte
Ölümü Sırayla, Mutluluğu Birlikte
Bir önem sırası olmayanın...
Boşluğu Selamlamak
Boşluğu Selamlamak
Geçenlerde Orhan Pamuk`un...
Hayat Ne Yana Düşer Usta, İbrahim Ne Yana?
Hayat Ne Yana Düşer Usta, İbrahim Ne Yana?
Ey kimin milletindensin s...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431319

Bagamoyo Afrika... 4919180

Kasım Sayımız Çıktı! 3490754

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187333

Bkz: Doğu Türkistan 428381

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287488

10 Soruda Sen Kimsin? 275896

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS