Hz. Meryem iffet, hayâ, edeb, ismet, sadakat, takva ve teslimiyet gibi faziletleri sebebiyle Kur’an’da ve hadislerde çokça övülmüş ve mü’min kadınlara örnek gösterilmiştir. Allah teâlâ onun hakkında şöyle buyurur: “İffetini korumuş olan İmran kızı Meryem’i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.”
Hz. Meryem Kur’an’da ismi zikredilen yegâne kadın olup kendisinden 34 yerde bahsedilmektedir. Babasının adı İmrân olup o daha doğmadan vefat etmiştir.
Allah’a Adanış
İmrân’ın karısı “Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin” diye dua etmişti. Yavrusunu doğurunca da “Rabbim! Ben onu kız doğurdum. Oysa erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu senin korumanı diliyorum” dedi.
“Meryem”, onların dilinde “Rabbin hizmetçisi” veya “ibadet eden” anlamına geliyordu. Hz. Meryem bedenî ve ruhî saflığı, Allah’a ibadet ve itaati, iffet ve namusunu muhafazası sebebiyle “Betül” diye de isimlendirilmiştir. Betül, manevi mükemmellikle birlikte fiziki güzelliği de ifade ettiğinden Hz. Meryem’in zamanının en güzel ve en mükemmel kadını olduğu bildirilir.1
Allah teâlâ mabede adanan Meryem’i kabul etti, onu nadide bir çiçek gibi büyütüp yetiştirdi. Meryem, Mihrab ismi verilen yüksekçe bir yerdeki hususi odasında ibadetle meşgul olurdu. Mabedin yöneticileri Meryem’i kimin himaye edeceği konusunda çekişmeye, aralarında kura çekmeye başladılar. Allah teâlâ onun bakımını Hz. Zekeriyya’ya nasip etti. Zekeriyya (a.s) mihraba her girişinde onun yanında bir rızık buluyor ve “Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?” diye soruyordu. O da “Bu Allah tarafındandır, Allah dilediğine sayısız rızık verir” cevabını veriyordu.2
Bu iffet ve itaat timsali kula melekler hitap ederek “Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına üstün kıldı. Rabbine ibadet et, secdeye kapan, rüku edenlerle beraber sen de eğil” dediler.3
İffet İmtihanı
Yüce Rabbimiz Peygamberimiz (sav)’e Hz. Meryem’den bahsetmesini emrettikten sonra bize onun iffetli halini anlatır: O, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş, onlarla arasına bir perde çekmişti. Derken, Allah ona insan suretinde Hz. Cebrail’i gönderdi. Meryem “Senden, Rahman olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma)” dedi. Zira takva sahibi kimsenin, insanı kötülüklerden alıkoyan bir akla sahip olacağını biliyordu.4 Melek “Ben yalnızca sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamak için Rabbinin gönderdiği elçisiyim” dedi. Meryem büyük bir şaşkınlıkla “Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir?” diye sorunca Melek, Allah’ın dilediğini yaratacağını, bir işe hükmedince ona sadece “Ol!” dediğini, o şeyin de hemen oluverdiğini bildirdi. Allah’ın: “Bu bana kolaydır. Çünkü Biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız” buyurduğunu ........................................................................