• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Söylenmeler
  • Taş Oğlu Taş Olmak İstiyorum!

Taş Oğlu Taş Olmak İstiyorum!

28.10.2011 15:23
Söylenmeler
9343
Ayşegül Genç

Haiti’den misyonerlerce kaçırılmak istenen o 33 çocuktan biri bizim çocuğumuz değil diye suçlular cezasız kalabilir. Oysa Sadi ne demiş “zaman o muhtaç kişiye vurmuş deme. Zira vuran kılıç henüz kınına girmemiştir!”

ana dokunmayan yılan, çocuğuma dokunmayan sırtlan bin yıl yaşasın. İşte bu düşünce yüzünden kaç gündür gözüme uyku girmiyor. Gözümü kapatmaya çalıştıkça Haiti’nin enkazından havalanan bir toz bulutu gelip kirpiklerime yapışıyor. Gözyaşlarım toz ile birleşince çamur süzülüyor yanaklarımdan.

“Gözyaşının temizleyici etkisi” bu kez işe yaramıyor.

“Tüm çocukları seviyoruz” yalanından bir hale yükseliyor önce… Başımızın üzerinde iki tur atıp buharlaşıyor. Sonra biz buharlaşıyoruz, ellerimiz ve gözlerimiz… Yalanımız baki kalıyor. Çünkü biz tüm çocukları falan sevmiyoruz. Biz sadece kendi çocuklarımızı seviyoruz. Başına bir iş gelmesin diye dua ettiğimiz, yatmadan önce üzerini örttüğümüz, kendi ihtiyaçlarımızdan kısıtlayıp önüne oyuncaklar serdiğimiz, büyütürken emek çektiğimiz kendi çocuklarımızı…

Biz sadece kendimizin(!) olanı korumaya, kaybetmemeye bayılırız. İsmail bizim oğlumuz olmadığı için boynundaki bıçağı düşünürken soğuk terler dökmeyiz. Yusuf bizim oğlumuz olmadığı için Hz. Yakup nasıl kıvrandı anlamayız. Ve Hz. Muhammed’in halini kendimiz yetim kalmadıkça yahut çocuğumuz öksüz büyümedikçe hatırlamayız. Bütün çocukları sevmek için önce kocaman bir yüreği olmalı insanın. Kendi çocuğumuz kalbimizi tıkış tıkış doldurmuşken, bizim müşfik ellerimize market arabası daha çok yakışıyor.

Diğer çocukların başına her şey gelebilir. Olasıdır. Eğer bizim çocuğumuz içinde yoksa 120 çocuk Sarıkamış’ta donabilir mesela. Ya da Irak’ta bir enkazın altından çıkan o minik bebeği yaşlı adamlar ekrana doğru tutabilir. Yahudi kız çocuğu Anna Frank tüm ömrünü bodrum katlarında geçirip, bir toplama kampında ölürken bizim kızımız olmadığı için saçları kazınabilir. Saraybosna’da binlerce çocuk babasının mezarı başında ağlayabilir. Misal bizim çocuğumuz üzerine basmamışsa bir mayın bir kız çocuğunu dallara ve çimenlere asabilir. Şu Çeçenistan’da pusuya yatmış Rus askeri “eğer bu çocukları bu gün öldürmezsek onlar büyüyünce bizi öldürür” diyerek bir bombayı 14 yaşındaki çocukların üzerine yollayabilir. Allah korusun bizim kızımız olmadığı müddetçe bir adam kızını kuyuya atıp rahatlıkla arkasını dönüp gidebilir. Haiti’den misyonerlerce kaçırılmak istenen o 33 çocuktan biri bizim çocuğumuz değil diye suçlular cezasız kalabilir. Oysa Sadi ne demiş “zaman o muhtaç kişiye vurmuş deme. Zira vuran kılıç henüz kınına girmemiştir!”

Empatiden nefret ediyoruz. Çünkü kalbimizi acıtıyor. Ve eminim bütün dünya insanları empatiden nefret ediyor. Eğer öyle olmasaydı karşısında kendi oğlu varmış gibi düşünen biri bir bombanın pimini çekebilir miydi, ya da bir babanın mezarını pervasızca eşebilir miydi?

Dünya kurulduğundan beri Tanrının en sevmediği o eylem “öldürme” eylemi inadına devam ediyor. Tanrıyla niye inatlaşıyor insan. Neden şeytanın yaptığı gibi inatlaşıyor tanrıyla. Tanrıyla neden inatlaşıyoruz!

Bunca savaş çocukların üzerinden devam ediyor. Liderler çocuk ölülerinin üzerinden nutuk atıyor. Şu uzaydan bakılınca cımbızla ayrılabilen toprak parçaları daha kaç ideolojinin emrinde çocuklara mezar olacak.  Mezarlarına su dökecek kimsesi olmayan, morglarda, hastanelerde, çöplerde uyuyan çocuklara daha kaç kez okuyacağız anayasa hukukunu, Roma hukukunu… Daha kaç kez okuyacağız ezbere bildiğimiz aforizmaları… Ve daha kaç kez okuyacağız… Kaç kez okuyacağız çocukların canına…

Olmuyor işte hem davuluna hem kasnağına… Ne şiş yansın ne kebap olmuyor. Fikirler idealler uğruna çocuklar ölebilir demek olmuyor. Herkese boncuk dağıtıp kendini tüm belalardan münezzeh görmek olmuyor. Kerbela’da ölen canların ağusunu yuttuktan sonra kendi çocuğunu peygamber torunundan daha kutsal görmek, pamukların içinde büyütüp kutsamak olmuyor.

Dışarıda kar yağıyor…

Tüm çocukların içine kar yağıyor. Evsiz kalmış, katledilmiş çocukların. İstismara uğramış ve işkence görmüş çocukların içine bir mevsim değil dört mevsim kar yağıyor.

Komşunuzun, akrabanızın ve kendi çocuğunuzun içine kar yağıyor. Öyleyse en yakınınızdaki çocukları kucaklayın evvela. Onların ileride “bir çocuk öldürücüsü” olmaması için bir şeyler yapın. Tüm çocukları olmasa da bazılarını sevin canı gönülden…

Dünyanın en uzun surları Diyarbakır surlarıymış. Bazen kollarımın Diyarbakır surları gibi uzun ve sağlam olmasını istiyorum. Tüm çocuklara ulaşmak için. Güneş çıksa gölge olayım diye, yağmur çiselese kuytu olayım diye. Şu pespaye insanların önüne duvar olayım diye. Kıyamet kopana kadar kaç çocuk daha ölecek, kaç çocuk ölünce birileri kar hanesini işaretleyecek hissetmeyeyim, taş oğlu taş olayım diye!

Yama üzerine yama dikmekten bıkmışım. Örs gibi katılaşmış ruhuma çekiç yemekten bıkmışım. Emanetleri “benim” bilmekten bıkmışım. Kimsenin uğramadığı dükkânlarda nasihat biçmekten bıkmışım. Kainat ilahisinde çatlak sesler duymaktan bıkmışım. Okunan her kitabın silaha dönüşmesinden, egoizmin sıçrattığı kan lekelerini temizlemekten bıkmışım. Ekranda usulca can veren bir çift gözün ruhuma biçtiği kefeni yok saymaktan bıkmışım.

Uyanık olmaktan, görüyor olmaktan, anlıyor olmaktan, sap gibi durmaktan bıkmışım. Şu an sadece başımı bir çocuğun mezarına koyup uyumak istiyorum. 

Eskiler uyuyanın üzerine kar yağarmış derler…

Bırakın yağsın.

Ölü bebeklerin içine yağan kar, benim üzerime yağmış çok mu?

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Ayşegül Genç

Konya’da doğdu. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği bölümünden 1999 yılında mezun oldu. Öykü ve yazıları HeceÖykü, İtibar, Dergah, Aşkar, Cins, Okur gibi dergilerde yayımlandı. Kuğu Boynu romanı ile Eskader yılın romanı ödülüne layık görüldü. 2007 yılından beri Genç Dergi’de yazan Ayşegül Genç, evli ve iki çocuk annesidir. ...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Bir Kalp Katmışlar İçimize
Bir Kalp Katmışlar İçimize
Ortada bir savaş var. Çek...
Ölümü Sırayla, Mutluluğu Birlikte
Ölümü Sırayla, Mutluluğu Birlikte
Bir önem sırası olmayanın...
Boşluğu Selamlamak
Boşluğu Selamlamak
Geçenlerde Orhan Pamuk`un...
Hayat Ne Yana Düşer Usta, İbrahim Ne Yana?
Hayat Ne Yana Düşer Usta, İbrahim Ne Yana?
Ey kimin milletindensin s...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431420

Bagamoyo Afrika... 4919264

Kasım Sayımız Çıktı! 3498200

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187699

Bkz: Doğu Türkistan 480198

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287562

10 Soruda Sen Kimsin? 276077

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS