
Esad Mücahit Eskimez
YediHilal, merkezi İstanbul/Üsküdar’da bulunan bir gençlik teşkilatı. Bugüne kadar yaptıkları birbirinden farklı onlarca proje ve organizasyon ile gençliğin nabzını tutmaya devam ediyorlar. Bizde YediHilal Derneği’nin yeni genel başkanı Salim Sarıyıldız’a hayırlı olsun diyor ve bu güzel sohbeti sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle sizi tanıyalım isterseniz.
Salim Sarıyıldız. 1982 Kırşehir doğumluyum. Ortaokul ve liseyi İmam-Hatip’te okudum fakat katsayı sorunlarından dolayı açıköğretim üzerinden tamamlamak nasip oldu. Marmara Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü mezunuyum. Asıl mesleğim öğretmenlik ama ticaretle uğraşıyorum.
Aşağı yukarı kurulduğundan beri YediHilal çatısı altında çalışmalarım devam ediyor. YediHilal’in resmi kuruluş tarihi 2012. YediHilal teşkilatında ilk olarak Ar-Ge biriminde komisyon üyesi olarak göreve başladım. Ardından Genel Koordinatörlük, Ortaöğretim Başkanlığı, Teşkilatlanma Başkanlığı ve Genel Başkan Vekilliği. Aralık ayı itibariyle de Genel Başkanlık görevini yürütüyorum.
Özellikle YediHilali tanımayan okuyucularımız için sorarsak, YediHilal’i bizlere nasıl anlatırsınız?
2012 yılında, daha çok İstanbul’da üniversite okumuş geniş bir kadro tarafından kuruluyor YediHilal. Ülkemizin 40’a yakın noktasında bulunan şubelerimizle ve 60’ın üzerinde üniversite teşkilatlarımızla ortaokul, lise ve üniversite gençliğine yönelik okuma grupları, bilinçlendirme çalışmaları yapan; uluslarüstü duruşa sahip, okuyan, yazan ve hareket sahibi gençlerin yetişmesine ocak olmaya gayret eden bir gençlik teşkilatı diyebiliriz kısaca.
Gençliğin -belki de daha doğru ifadeyle- toplumun hızla dönüştüğü bir zamandayız. YediHilal’in bu hususta bilhassa gençlere dönük plan ve çalışmaları var mı?
YediHilal’in en önemli farklarından bir tanesi şu: YediHilal gençlere hizmet eden bir yapı değil. Bu cümle ile neyi kast ediyorum? Onlara sadece barınma, burs gibi imkanlar sağlayarak gençliğe hizmet eden bir yapıdan ziyade, gençlerle beraber gençliğe hizmet ediyoruz diyelim. Yani daha çok gençlerin inisiyatif aldığı, ya da sıkça kullandığımız tabirle “özne” oldukları bir yapı. Gençlik teşkilatı demek: Gençlerin bizzat yapan, eden olduğu bir yapı demek. YediHilal biraz böyle bir teşkilat. Ve biz bunu arttırarak devam ettirmeyi düşünüyoruz. Gençlerin etki alanının maksimum düzeyde olduğu, karar ve icrada etkin oldukları, özetle işin her aşamasında gençlerin önde olduğu bir yapı düşlüyor ve uygulamaya çalışıyoruz. Gençlerle ilgili çalışma yapmanın, diyelim ki “Gençlerin sorunlarının çözümünde yardımcı olmanın” yegâne yolu gençleri özne kılmak. Gençleri işin yapıcısı haline getirmek. Çünkü baktığımızda bizim klasik teşkilatlarımızda da dünyadaki İslami hareketlerde de gördüğümüz şey bu. Kuranlar gençler, yapanlar gençler, devam ettirenler gençler.
Biz, örneğin gençlere size sohbet yapalım diyoruz fakat sohbetin organizesi, gelecek hocanın çağrılması, ikramların ayarlanması gibi tüm işleri de üstlenmelerini istiyoruz. Hem hizmet etme hem de ortaya bir ürün koyma kültürünü bir arada yaşatmak istiyoruz. Çalışmalarımız da bu yönde.
Bunları söylerken şunu da belirtmekte fayda var: YediHilal bu yapıların en güzeli, en iyisi iddiasında değiliz. Gençlerle irtibat kurmanın, ilgilenmenin yollarından sadece bir tanesi. Zaten bu yolların çeşitliliği bizleri güçlü kılıyor. Birbirimizi değerli görüp sevmedikçe bir yere varamayız. Filistin’e, Doğu Türkistan’a lafımız olamaz. Biz hemen yanımızdaki derneğe dua etmiyorsak şayet, bizim duamız Kudüs’e varmaz. Varmıyor da. Yan sokağıyla hemhal olamayan biri Myanmar’daki insanla nasıl hemhal olabilir ki?
Vakıf ve derneklerde profesyonel yahut gönüllü olarak görev alan birçok insan var. Hem onlara tavsiye olması açısından hem de bu çalışmalara girip girmemek hususunda tereddütte olan insanlara söylemek istedikleriniz var mı?
Görev almanın bir tasnifi yok. Tam zamanlı, yarı zamanlı, gönüllü veya anlık. Öyle bir an gelir ki bir derneğin anlık bir hizmeti için yardımcı olursun. Ama mutlaka bir hizmet mantalitesiyle, diğergamlıkla, “öteki” için bir şey yapmak gerekiyor. Topluma karşı sorumluluğumuzu da bir nebze olsun yerine getirebilmektir bu. İslam’ın ve ülkemizin sorumluluk alan, fedakârlık yapan insanlara ihtiyacı var.