15.07.2019 14:45

Röportaj

1503

Manuel Núñez 16 yaşında Kosta Rikalı bir genç. Sadece merak ederek ve sorgulayarak İslam’ı tanımak istemiş ve hamd olsun Müslüman olmuş. Henüz lise son sınıf öğrencisi ve İspanyolca, Fransızca ve İngilizceyi çok iyi biliyor. Arapça ve Türkçe öğreniyor. Peki haritada bile yerini bulmakta zorluk çekeceğimiz, sadece 500 civarı Müslümanın yaşadığı Kosta Rika nere, Türkiye nere, Manuel’le biz nasıl bir araya geldik, işte bütün bunlar bir nasipler silsilesi. Bu nasibin peşinde, bu güzel hidâyet öyküsünü buyurun Manuel’den dinleyelim.

Kısaca seni tanıyabilir miyiz?

Adım Manuel Núñez. 16 yaşında; lise son sınıf öğrencisiyim. Kosta Rika San Jose’liyim. Ailemle birlikte Colonal isimli bir kasabada yaşıyoruz. İlginç bir hikâyeyle elhamdülillah Müslüman oldum ve Türkiye’ye geldiğim için çok mutluyum.

Gündelik hayatta neler yaparsın, nelerden hoşlanırsın?

Sporu ve futbol oynamayı seviyorum. Ülkemde Saprissa takımını Türkiye’de ise Fenerbahçe’yi destekliyorum. Aynı zamanda müziği de severim. Müzik dinlemek beni hem dinlendirir hem de birçok meseleyi düşünmemi sağlar...

Benim İçin Araplar ve Müslümanlar Aynı Şeydi

Gelelim asıl sorumuza: Nasıl Müslüman oldun? İslam’ı seçme serüveninden bahseder misin?

Lise zamanına geldiğimde bir Fransız lisesinde tarih dersleri alıyordum. Konular birbirini açtı ve bu derste İslam’ın ne olduğunu öğrenmeye başladık. Tabii bundan önce İslam ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Afedersiniz, tek bilgim Araplar ve Müslümanların aynı şey olduğu inancıydı...

Bu derste İslam öğrenmeye devam ettim. Fransızca öğretmenimiz bir Müslümandı ve benim İslam’a karşı olan merakımı, sorularımı görünce bir süre sonra bana bir Kur’an’ı Kerim hediye etti. Sonra okumaya ve öğrenmeye başladım...

“Bunu Oku ve Dünyanın Düşündüğünden Daha Büyük Olduğunu Gör”

İlk kez Kur’an okuduğunda neler hissettin? Mesela Hristiyanlıkla veya diğer dinlerle bir farkı olduğunu gördün mü?

Tabii, çok değişik duygular içerisine girmiştim. Öncelikle İslam’ın aynı Hristiyanlık gibi İbrahimi bir din olduğunu gördüm. Ben bu zamana kadar dindar bir Katoliktim ve benim için Katoliklik haricinde her şey kötüydü. Durum böyle olunca sadece bir merak gibi hissettim bunu ve İslam’ı öğrenmeyi bıraktım.

Ardından 2016 yılının Ocak ayında babamla beraber Mısır’a gittik. Orada bir camiye girmiştik. Babam caminin kitaplığından İslam’ı anlatan bir kitap aldı ve kitabın içinde şöyle bir ifade geçiyordu: “Bunu oku ve dünyanın düşündüğünden daha büyük olduğunu gör.” Bu sözü dinledim ve onu okumaya başladım.

Sonunda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Allah’ın peygamberi ve elçisi olduğu sonucuna vardım. Ve, “Eğer Hz. Muhammed’e (s.a.v.) inanıyorsan, Müslüman da olmalısın” dedim kendime. Elhamdülillah dinimi değiştirdim, şimdi de buradayım çok şükür.

“Müslümanım” Diyebilmek Benim İçin Çok Zordu

Peki ya sonra? Ailenin, çevrenin tepkisi nasıldı?

İlk başlarda “Müslümanım” diyebilmek benim için çok zordu. Ve bunu aileme, özellikle de babama söylersem bana çok kızacaklardı. Ben de şehadetimi gizli tuttum ve kimseye söyleyemedim.

Türkiye’nin Eksiği Yok, Fazlası Var

Sonrasında neden Türkiye’ye gelmek istediniz?

Türkiye, doğu ve batı kültürünün kesişim noktası. Öncelikli olarak buraya gelme isteğimin temelinde bu vardı. Buranın jeopolitik konumu çok önemli ve devlet yönetiminde de özellikle Recep Tayyip Erdoğan döneminde son 15 yılda oldukça güçlendi. Belki benim yaşımla eş bir zaman ama benden büyüklerle de konuştuğumda Türkiye bilgilerinin son dönemde arttığını, Recep Tayyip Erdoğan ismini çok duyduklarını söylediler.

Tabii ayrıca Türkiye ayrı bir İslam tipi bence. Ya da şöyle söyleyeyim: Sizin çok farklı bir kültürünüz var... Sıcakkanlı, enerjik ve agresif bir yapısı var Türk halkının. Bu da Türkiye’yi Kosta Rika gibi Latin Amerika ülkeleriyle benzer kılıyor. Bunun yanında batı kültürünün de doğru taraflarının ülkenizde olduğunu söyleyebilirim: Avrupa hayat tarzına en uygun İslam ülkesi burası ve modernleşme konusunda hiçbir eksiği yok; hatta fazlası var.

Türkiye’de sadece İstanbul değil; başka şehirleri de gezmişsiniz. Özellikle camileri, özel yerleri merak ettiğini biliyoruz. Peki şu an kimlerle birliktesin, nerede kalıyorsunuz?

Evet. Türkiye gerçekten çok büyük, güçlü ve güzel bir ülke. Burada yaşadığınız için çok şanslısınız. Dediğim gibi, İslam’ı göstermede bence dünyanın en iyi ülkesi şu an.

Burada Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın misafirhanesinde kalıyoruz. Bizi çok güzel karşıladı buradaki insanlar. Hem bizi hiç sıkmadan ilgileniyorlar hem de bir ihtiyacımız, sıkıntımız olduğunda hemen yardım ediyorlar. Beni olduğu kadar babamı da etkiledi bu durum. O hâlâ Hristiyan ve burası sayesinde bana karşı daha anlayışlı...

Müslümanın Söylediği İle Yaptığı Bir Olmalıdır

Arkadaşlarına, çevrene İslam’ı nasıl anlatıyorsun?

Çevrem benim DAİŞ gibi silahlı gruplara katılacağımı vs. zannediyorlardı. Çünkü onlar İslam’ın yüzde 100 karşısındalar. Bu yüzden onlara İslam’ı daha fazla tanıtmalı ve saygı duymalarını sağlamalıyım. Bunun için de hem kendim İslam’ı daha fazla anlamaya çalışıyorum hem de güzel örnek olmak için hâl ve hareketlerime dikkat ediyorum. İnsanlar söylediklerinizle yaptıklarınızın uyumlu olmasına çok önem veriyorlar, bir Müslümanın da zaten söylediği ile yaptığı bir olmalıdır. Bunu başarabilmek için çabalıyorum.

Bana Dua Edin Lütfen!

Şu an burada babanlasın ve gördüğümüz kadarıyla -artık- sana karşı çok daha anlayışlı ve İslam’a karşı daha olumlu bakıyor. Bence bunu başarıyorsun yavaş yavaş...

İnşallah...

Babam, ülkemdeki İslam hakkında olumsuz haberlerden ve terör saldırılarından dolayı Müslümanlığa çok karşıydı. Dediğim gibi, bizim orada İslam hakkında bombalardan, saldırılardan başka hiçbir bilgi yok. Bu yüzden de özellikle O, beni Müslümanlıktan döndürmek için çok çalıştı. Ama zaman içerisinde o da okumaya başladı. Türkiye’ye beraber geldik, burada İslam’ı yakından tanımış oldu. Ve sanırım babamın fikirleri değişti, bunda da Türkiye’nin büyük etkisi oldu. Elhamdülillah... Şu sıralar babam benim dinime karşı daha ılımlı.

Aynı zamanda beni destekleyen arkadaşlarım da var. Artık çevremdeki birçok insanın benim Müslüman kimliğimle bir problemi yok. Bunu sağlamak ve sürdürmek zorundayım.

Sorularınız için çok teşekkür ederim. Bana dua edin lütfen. Benim gibi, çevreme; aileme de dua edin...