
70’li yılların başında dedesi Hollanda’ya göçen Nevşehirli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Hollanda’da doğar, büyür ve eğitim alır. Ama gönlündeki vatan hasreti hep varlığını hissettirir. Liseyi bitirip üniversite eğitimi alacağı zaman geldiğinde, artık bu hasreti sona erdirmeli diyerek soluğu İstanbul’da alır. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde başlayan hikâyesi bugün yine aynı üniversitede yüksek lisans eğitimiyle devam ediyor. Misafir öğrenci röportaj serimizde bu ay aynı zamanda bir gezgin olan ve bugüne kadar 45 ülke gezen Ebuzer Kılıç’ı konuk ediyoruz.
Ebuzer Kılıç kimdir, bize biraz kendinden bahsedebilir misin?
25 yaşındayım. Hollanda’da doğup büyüdüm. Aslen Nevşehirliyim. İlkokulu ve liseyi Hollanda’da okudum. Daha sonra Diyanet’in uluslararası bir programı var: Yurtdışındaki öğrencileri alıp Türkiye’deki öğrenciler ile değiştirdiği Uluslararası İlahiyat Programı’nı (UİP) kazandım. 2012 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okumak üzere Hollanda’dan İstanbul’a taşındım.
Ailem hâlâ Hollanda’da. Kız kardeşim peşimden geldi. O da şu an İstanbul Üniversitesi’nde okuyor. Türkiye’ye geldikten üç ay sonra Arapça öğrenmek için Mısır’a gittim. Sonrasında dönüp lisans eğitimime devam ettim. Şimdi yüksek lisans yapıyorum.
Ailenin Hollanda’ya gidişi nasıl olmuş?
70’li yıllarda önce dedem gitmiş. 5 yıl sonra da ailesi gelmiş. Annemle babam zaten aynı köyden. Babamın yaşı gelince Türkiye’ye gelip evlenmiş. Sonra annemi alıp Hollanda’ya dönmüşler.
Hollanda’da veya dünyanın birçok yerinde okuma imkânın vardı. Neden Türkiye’ye geldin okumak için?
Ben Hollanda’da doğup büyüdüm fakat Türküm. Annem babam Nevşehirli. Kendi kültürümüzü ve ülkemizi daha iyi tanımak istedim. Orada namaz kılmaya başladım. İslam hakkında ilim öğrenmek istememin de Türkiye’ye gelmemde etkisi büyüktür.
Bize biraz Hollanda’dan bahsedebilir misin?
Hollanda 17 milyon nüfuslu küçük bir ülke. İnsanlar bencil ve cimriler. Ama haklarını yememek lazım gerçekten çok dürüstler. İslam dinine karşı ilk başlarda nefret duymasalar da son zamanlarda ciddi bir İslamafobi oluştu. Medya aracılığıyla yayılan nefret söylemleri yüzünden İslam dini artık insanlar nazarında kötü algılanıyor. Ayrıca Hollandalılar çok soğukkanlılar. Birisiyle arkadaş olsan bile samimi olamazsın. Hep belli bir mesafe koyarlar araya. Spora çok önem verirler. En ücra köylerinde bile spor sahaları vardır. Çok cüzi ücretler karşılığında spor kursları alabiliyorsunuz. O yüzden insanları sağlıklıdır.
İstanbul’a ilk geldiğinde neler hissettin?
İlk geldiğimde fazla sıkıntı çekmedim, çünkü girişken biriyim. Ama bazı arkadaşlarım çok sıkıntı çekti. Hollanda’daki düzen burada yok. Hollanda sistemli bir ülkedir. Mesela saat 10.00’da bir görüşme varsa adam 15 dakika öncesinde gelip oturur. Türkiye’de nüfus müdürlüğüne gidiyoruz, tüm gün koşturuyoruz. Ama orada hızlıca halledip çıkabiliyoruz. Buna benzer şeyler olduğu için adaptasyon sıkıntısı olabiliyor. Onun dışında kendi ülkemiz; ezan okunuyor, herkes Müslüman, harama helale dikkat ediliyor... Bir insan daha ne isteyebilir ki?
Türkçe konusunda zorluk çektin mi peki?
Tabii, biraz sıkıntı çektim. İnsanın alışması zaman alıyor. İlk geldiğimizde Arapça hazırlık okuduk bundan dolayı kısmen rahattım çünkü İngilizce biliyordum. Türkçe de biliyordum ama o kadar iyi değildi. Zamanla gelişti, şu an gayet iyi anlaşıyorum.
Türkiye’de seni duygulandıran ve hiç unutamadığın bir hatıran var mı?
Genel olarak beni duygulandıran konular yardımseverlik ile alakalı. Bu ülke kadar bir başkasını düşünen yer görmedim. Cebinde para olmasın, taksici bir yere götürür mesela. İnsanlar asgari ücret alır ama yardımını yine yapar, camiiye gidince parasını verir. Avrupa’da ciddi anlamda cimrilik var. Ümmet anlayışını gerçekten burada gördüm. Kardeşlik anlayışını, birine sahip çıkmayı burada öğrendim.
Hollanda’da şeker alabileceğiniz makineler var. Daha çocuğuz o zamanlar. Arkadaşımdan bozuk param yok diye 10 kuruş istedim, bana iki hafta sonra on kuruşu neden vermiyorsun diye hesap sordu. Hollanda’da bu gibi şeyler yaşadıktan sonra Türkiye’ye gelince insanlığı öğreniyoruz. Orada herkes kendisini düşünüyor.
Seni en çok şaşırtan olay hangisiydi?
15 Temmuz darbe girişiminin olduğu akşam Çekmeköy’deydim. Arkadaşlarla beraber bir evde kalıyorduk. Dışarıdan uçak sesleri geliyordu. Alçak uçuş yapıyorlardı. Sesleri duyduk ama tatbikat sandık. Dışarıdan gelen arkadaşlarım tankların sokağa çıktığını anlattı. Biz de direkt arabaya atlayıp Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittik. Oradan Atatürk Havalimanı’na gitmek istedik ancak yol kapalı diye gidemedik. Oradan köprüye gidecektik ama engel olununca Kısıklı’ya geçtik. Normalde ben stres yapan birisi değildim ama darbe nedir bildiğimiz için şaşırdım ve açıkçası biraz da korktum. O gece insanların sokaklara akın etmesi, vatanı için kurşunların ve tankların önüne atlamasına çok şaşırdım. Hollanda’da buna benzer bir şey yaşansa herkes kaçar.
Hollanda’ya geri döndüğünde buraya dair ne götürmek istersin?
Her şeyi götürmek isterdim neredeyse. Şu an yılda 2 kere dönüyorum oraya. İnsan içinde olunca farkına varmıyor ama dışardan bakınca artık şunu görüyorum; Hollanda’da herkesin maddi durumu iyi ama insanlar hep kendilerini düşünüyor. At gözlükleri var gibi, sadece ev ve araba düşünüyorlar. Yardımseverlik konusunda çok gerideler. Öncelikle bunu anlatmak istiyorum oradakilere.
Seni Türkiye’ye ait hissettiren şey ne?
Bizdeki cesaret, kendinden feragat edebilmek kimsede yok. Hollanda’da 15 Temmuz benzeri bir şey olsa hepsi kaçıp giderdi. Burada herkes vatan için can verir. Bu gerçekten çok kıymetli bir duygu ve beni buraya ait hissettiriyor.
Türkiye’de olmazsa olmazın nedir?
Öncelikle ezan sesi. Sonrasında yemekleri.
İstanbul’un en sevdiğin yeri neresi?
Üsküdar, çünkü burada oturuyorum. Buranın bütün caddelerini, kafelerini biliyorum. Avrupa yakasından daha çok seviyorum çünkü turist yok.
Türkiye’de kaç şehir gezdin?
20-30 tane gezmişimdir. İstanbul’dan sonra en sevdiğim yerler Fethiye ve Trabzon ama yemek için konuşacak olursa kesinlikle Gaziantep.
En sevdiğin yemek?
Mantı.
Türkiye’de bulamadığın, hasretlik çektiğin bir şey var mı?
Cips, çikolata, bisküvi gibi atıştırmalıkları arıyorum. Burada 5-6 tane cips çeşidi varsa orada 40-50 tane var. Belki de daha fazla. Oradaki abur cuburları özlüyorum.
Baklava mı kadayıf mı?
Baklava.
Hangi takımlısın?
Fenerbahçeliyim ama çok fazla takip etmiyorum. Futbol oynamayı çok seviyorum fakat fanatik değilim.
Gelecek planında ne var?
Benim en önem verdiğim şey hizmet etmek. İmam olmak, Hollanda’ya dönmek ve oradaki Müslümanlara hizmet etmek istiyorum.
Hollanda’ya gidecekler için 5 tane gezilecek yer tavsiye eder misin?
1. Amsterdam
2. Zaanse Schans
3. Giethoorn
4. Maastricht
5. Rotterdam