
Kurulduğu günden bu zamana kadar birçok yurtiçi ve yurtdışı projesine imza atan Uluslararası Genç Derneği (UGED) bu yılı da özel projelerle geçirdi. Son olarak Azerbaycan’dan Gençliğe Yardım Vakfı (Fondu) ile ortaklaşa hazırlanan “Yüz Yıllık Emanet” projesiyle de bundan 100 yıl evvel Azerbaycan’ın kurtuluşuna vesile olan Kafkas İslam Ordusu’nun izi sürüldü. Türkiye’nin 20 farklı üniversitesinde okuyan 40 genç, İstanbul’dan hareketle otobüs yolculuğuyla Azerbaycan’a gitti. Yolculuk saatler sürse de gençlerin azığı muhabbet, hedefleri atalarının mirasına sahip çıkmak oldu.
Maalesef bihaber olduğumuz Kafkas İslam Ordusu’na dair yolculuk öncesi ve yolculuk esnasında bilgilendirmeler yapıldı. Azerbaycan’a ulaşıldığında ise Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa’nın müze olarak kullanılan evi başta olmak üzere birçok yer, mekan ziyaret edildi, şehitliklere gidildi. Tabii gönüllülerimiz gezmeyi de ihmal etmedi. Azerbaycan’ın birçok şehri görüldü, yöresel lezzetleri tadıldı, türküleri dinlendi.
AZERBAYCAN’DAN 40 GENÇ TÜRKİYE’DEYDİ
Projenin bir parçası olarak 40 genci de Türkiye’de ağırladık. Azerbaycanlı gençler Türkiye’de İstanbul başta olmak üzere birçok yeri gezdi, programlara katıldı, bilgi aldı. Heybelerindeki güzelliklerle aynı Türk gençler gibi memleketlerine döndüler.
KAFKAS İSLAM ORDUSU’NA DAİR
Osmanlı Devleti’nin son devirlerinde gerçekleşen Çanakkale ve Kutü’l Amare zaferlerine Kafkas İslam Ordusu’nu da dahil etmeliyiz. Yıkıldı denen, itilaf devletlerinin yurdun dört bir yanından baskılarıyla mücadele eden Osmanlı Devleti’nin Kafkasların özgürlüğü için yapmış olduğu mücadele 1918 yılında Azerbaycan’ın kurtuluşuna vesile olmuştur.
Bugün Bakü’den bir Türk ve İslam şehri olarak bahsedebiliyorsak, kuşkusuz bu Kafkas İslam Ordusu’nun mücadelesi sayesindedir.
1917 yılında ortaya çıkan olaylarda Rus birlikleri ve Ermeni çeteler birlik olup, Azerbaycan halkını katletmeye başlamıştı. 1918 Mart ayındaki Mart faciasında 18 bini aşkını Müslümanın katledildiği bilinmekte. İşte Kafkas İslam Ordusu bu olayların son bulması ve Azerbaycan’ın özgürleşmesi için yola çıktı.
Enver Paşa’nın emriyle kardeşi olan Nuri Paşa komutasındaki birliğimiz, Kafkaslarda kahramanca savaştı ve Azerbaycan’ın kurtuluşuna vesile oldu.
Şimdi de manevi boyutu kadar maddi boyutuyla da kültürel bir inkişafa yol açan bu güzel projeyi organize edenler ve katılımcılarının gözünden dinleyelim.
Bu Projeyle Gelecekten Ümitvarız
Ahmet Tecim / Gençliğe Yardım Vakfı Başkanı
“Yüz Yıllık Emanet” projesini özellikle gençlere, genç gönüllülere yönelik yapmamızın nedeni ortak şanlı tarihimizi yetişen genç nesillere ulaştırmaktır. Proje çerçevesinde öncelikle 100 yıl önce Kafkas İslam Ordusu’nda bulanan dedelerinin izinde yürümek, onların bastıkları topraklarda bulunmak üzere Türkiye’den 20 farklı üniversitede öğrenim gören kırk genç Azerbaycan’da oldular. Kafkas İslam Ordusu’nun takip ettiği yolları ve bölgeleri ziyaret ettiler. Başından sonuna kadar projeye katılan genç öğrencilerin Azerbaycan’la ilgili görüşleri hep olumlu oldu. Dolayısıyla projemizin temel amacı da gerçekleşmiş oldu. Şöyle ki, Türkiye’ye dönen her bir öğrenci öğrenim gördüğü üniversitede bu ziyaretle ilgili bir panel düzenleyeceğini ve farklı dergilere yazılar yazacaklarını söylediler. Bununla da projemiz iki kardeş devlet arasındaki tarihi bağların pekiştirilmesine bu dostluk ve kardeşliğin gelecek nesillere taşınmasına hizmet etmiştir demektir. Diğer bir deyişle “Bir millet, iki devlet” ruhunu gelecek nesillere taşımaktı.
Azerbaycan ve Türkiye tarih boyu kardeş devletler olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Gençliğe Yardım Vakfı da kurulduğu günden itibaren bu güne kadar iki kardeş devlet arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesinde çok önemli rol üstlenmiştir. Yapmış olduğumuz bu projemiz de Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkiler bağlamında çok önemli yere sahiptir. Türkiye’den gelen öğrencilerin Bakü Türk Şehitliği’nde Azerbaycan ve Türkiye bayrakları ile birlikte dolaşmaları, yerel televizyonlara Kafkas İslam Ordusu’nun izinde yürümenin verdiği onurla yaptıkları röportajları kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Proje ile ilgili matbuatta yayımlanan haberler insanlar tarafından ilgiyle karşılanmış ve vakfımıza bu etkinliklerden dolayı teşekkürler etmiştirler. Yine Azerbaycan’dan Türkiye’ye giden öğrencilerin Nuri Paşa’nın kabrini ziyaret etmeleri, Çanakkale şehitlerinin ruhuna Fatihalar okumaları birer kardeşlik ve vefa örneğidir. Allah birliğimizi ve diriliğimizi daim etsin inşallah.
Bilindiği gibi 15 Eylül Azerbaycan Türkiye kardeşlik ve dayanışmasının tarih karşısında belgelendiği önemli gündür. İki kardeş milletin tek yumruk olarak birleşerek düşman güçlere vurduğu darbe ve verdiği gözdağı uzun yıllar Kafkaslarda Türk gücünün ve kimliğinin güçlü ve egemen kalmasına vesile olmuştur.
Herhangi bir çıkar ve ganimet amacı gütmeksizin Kafkas İslam Ordusu’nun Azerbaycan’ın ve başkenti Bakü’nün kurtuluşu için yaptığı savaş ve verdiği mücadele örneği tarihte örneği az görünen bir durum teşkil etmektedir.
Lokmalarını paylaşan, birbirinin yarasını saran, birbiri için dua eden iki kardeş kuvvet, Azerbaycan ve Türkiye askerleri Azerbaycan ve Kafkasya’da Müslüman ve Türk varlığını kanla boğarak son vermeye çalışan düşman güçlere karşı omuz omuza vererek büyük zafer kazanmışlardır.
15 Eylül 1918 yılında Türk ordusu Azerbaycanlı gönüllülerle birlikte Bakü’yü düşman istilasından kurtarmıştır. Bu tarihi gerçeklik de Azerbaycan halkı tarafından bilinir ve kahraman evlatlarımızı her zaman minnetle yad ediyorlar.
Dünyada giderek artan globalleşme ve sekülerleşmeye rağmen son yıllarda gençlikte milli ve manevi değerlerimiz ile bütünleşen büyük bir müspet enerjinin olduğunu görüyorum. Gerek Azerbaycan’daki Aprıl/Nisan savaşları ve işgal altındaki Karabağ’ın bir hissesinin geri alınması, 15 Temmuz hadiselerinde gençliğimizin kahramanca mücadelesi, Afrin çıkarması… Mübariz İbrahimov ve Ömer Halisdemir timsalinde şehitlerimiz ve ulvi kahramanlık destanları… Bütün bunlar gençliğimizin ruhunda büyük bir sinerji oluşturmaktadır. Gelecekten ümitvarız. Her şey daha güzel olacak inşallah.
Bakü’de Dolaşmakla Trabzon’da Dolaşmanın Farkı Yok
Kadir Bekar Şair-Sunucu
Sefere çıkmadan önce Kafkas İslam Ordusu’na dair yeterli bir bilgiye sahip olduğumu söyleyemem. Nuri Paşa ve Kafkas mücahitlerine dair bazı hatıralara denk gelmiştim. Yola çıkmadan önce birçok makale okuyarak ve video izleyerek konuya vakıf olmaya çalıştım. Yolda bulduğumuz, umduğumuzun çok üzerindeydi. Yol refikliği yaptığımız dostlarla olan muhabbetimiz, seferi gerçekleştiren ordumuzdan kalan şerefli izler ve Anayurt’ta tanıştığımız mümtaz kardeşlerimiz yolun ikramları oldu.
Biz, Kafkasya coğrafyasında aslında kendi içimize ve kökümüze doğru yolculuk ettik. Türkiye’nin sadece bir devlet değil aynı zamanda bir rüyanın, bir idealin ve bir davanın adı olduğunu net bir şekilde gözlemleme şansımız oldu.
Bakü’de, Şeki’de, Gence’de dolaşmakla, Ankara’da, Trabzon’da, Konya’da dolaşmanın bir farkı yok. Gönül coğrafyamızın sınırlarının bu denli uçsuz bucaksız olduğunu görmek paha biçilmez bir duyguydu.
Ortak Noktalarımız Gün Yüzüne Çıkarılsın
Alaaddin Serhan Yaman Genç Gönüllüler Türkiye Koordinatörü Proje Sorumlusu
2018 senesi, Nuri Paşa önderliğinde hareket eden Kafkas İslam Ordusu’nun Rusları, Ermeniler ve İngilizleri Azerbaycan topraklarından def etmesinin ve Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve 100. senesi olması münasebetiyle Azerbaycan için olduğu kadar bizler için de son derece önemli. Hem bu sebeple hem de bizler için yeni bir açılım olması hasebiyle Azerbaycan’da faaliyet gösteren Gençliğe Yardım Vakfı’nın derneğimize yapmış olduğu nazik davete kayıtsız kalamazdık.
Proje katılımcılarını, derneğimiz internet sitesi üzerinden aldığımız başvurular üzerinde yaptığımız titiz bir değerlendirme ve mülakat neticesinde seçtik. Bu seçimi yaparken özellikle çok çeşitli üniversitelerden katılımcı almaya gayret ettik ki projemize 22 farklı üniversiteden arkadaşımız katılım sağladı. Bunu da proje sonrasında Azerbaycan’ı ve bilhassa Kafkas İslam Ordusu’nun insanlara anlatılmasını temin etmek maksadıyla yaptık. Umuyoruz ki dönem başından itibaren 15’ten fazla üniversitede projemizle ve Kafkas İslam Ordusu ile alakalı programlar yapılsın ve ezbere söylediğimiz kardeşlik türküleri, ortak noktalarımızın gün yüzüne çıkarılması ile esas manasına kavuşsun.
Gözlerim Buğulandı, Boğazım Düğümlendi, Yediremedim Ağlamayı...
Mustafa Safa Tural / İzmir 9 Eylül Üniversitesi
40 gözü kara arkadaş ile çıkmış olduğumuz bir yolculuktu bu. Dile kolay 40 saatten fazla sürecekti İstanbul’dan Bakü’ye. Niyetimiz yıllardır söylenegelen kardeşlik sözlerini gerçeğe dönüştürmek, kardeş coğrafyada vücut bulmaktı. Bu uzun yolculukta kah yorulduk, kah eğlendik... Ama zihnimde en derin iz bırakan şüphesiz Kuba şehitliğindeki olay oldu. Şehitliği ziyaret etmiş, müzeyi gezmiştik, içimizde yapılan işkencelerin ve vahşetin derin hüznü ile dönüş için otobüse ilerliyorduk. Otobüsün etrafında arkadaşlar toplanmıştı fark ettim ki İstanbul’da dernek binasından otobüse kadar sırtımızda taşıyıp getirmiş olduğumuz tekerlekli sandalyelerden biri bize ev sahipliği yapan kardeş kuruluşumuz Gençliğe Yardım Vakfı tarafından belirlenmiş ihtiyaç sahibi bir aileye veriliyordu. Annesi olduğunu tahmin ettiğim kişi 7-8 yaşlarındaki engelli evladını kucağında tutuyordu. Sandalyenin teslim edilip evladın oturduğu anda ise annesi ağlamaya başladı, babası tutuyordu kendini; evin direği olmanın vermiş olduğu sorumluluğa dayanarak... Gözlerim buğulandı, boğazım düğümlendi, yediremedim ağlamayı, yutkundum, bırakmadım kendimi. İşte o anda saatler süren zorlu yolculuğumuzun her saniyesine değdiğini iliklerime kadar hissettim. Bundan yıllar önce öncü olarak gidip bu hizmetlerin önünü açan, bu çorbada tuzu olan herkesten Allah razı olsun.
Sanki Herkes Bizi Bekliyordu
Muhammed Onur Karamuk Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
Ülkenin her yerinde sanki bizi yıllardır bekliyormuşcasına bir karşılama ve samimiyet vardı ve gerçekten yıllardır buraya birçok Türk geliyordu. Fakat 40 gönüllü gencin atalarının izini sürmek ve iki ülke arasında ki samimiyet ve kardeşliği daha çok artırmak için gelmesi bu kardeşliğin bir simgesi oluyor. Ayrıca Türkiye buralarda TİKA aracılığıyla birçok kültür ve ekonomik projelerde de bulunuyor. Bu bağlamda yaptırılan Nuri Paşa’nın evi hem bizler için hem de Azerbaycan milleti için önemli. Buralara daha çok Türk gencinin gelmesi ve tarihi yerinde öğrenmesi adına da birçok projeler yapılıyor. Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devletin Türkiye olması önemli bir noktadır. İki devlet arasında ayrıca ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla anlaşmalar ve ticari ilişkiler yapılıyor. Türkiye ve Azerbaycan iki devlet tek millettir ve her anlamda kardeşlerimizin yanındayız onlarla birlikte biz bir bütünüz.
Yüz Yıllık Emanete Sahip Çıkmak İstedik
Namık Serdarlı / Gençliğe Yardım Fondu (GYF) Proje ve Mali Şube Koordinatörü
1994 senesinden itibaren Azerbaycan’da eğitim, insani yardım, basın-yayın, sosyal ve kültürel alanda faaliyetler yürüten Gençliğe Yardım Vakfı gençlerin milli ruhta terbiye olunması ve manevi değerler ışığında yetişmesi için farklı projeler uygulamaktadır. Her sene vakfımız tarafından düzenlenen geleneksel hayriye kermesinde Azerbaycanlı ve Türkiyeli hanımların göz nuru, el emeği işlemeleri satılmakta ve elde olunan gelirler ülkemiz için önem arz eden projelere harcanmaktadır.
Kermes öncesi yapılan istişareler sonucu bu sene uygulayacağımız projenin ismini “Yüz Yıllık Emanet ” koyduk. 100 yıl bundan önce 1918 yılında Kafkas coğrafyasında yaşanan haksızlıklara ve işgallere dur deyip, kardeş Azerbaycan halkını Rus, Ermeni ve İngiliz zulmünden kurtarıp, bu toprakları Azerbaycan halkına vatan yapmak için canlarını seve seve feda eden Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun şehitleri ile torunlarını buluşturmak istedik. “Yüz Yıllık Emanet”e sahip çıktığımızı, şerefle koruduğumuzu Türkiyeli genç kardeşlerimize göstermek istedik.
Vatan Bizim İçin Tüm Cihandır
Mehmet Zahid Bozgeyik İzmir 9 Eylül Üniversitesi
Bu projede emeği geçen herkese sonsuz şükran ve muhabbetlerimi sunuyorum. Bizler Kafkas İslam Ordusu’ndan haberdar bile değildik. Bu yolculukta öyle bir şey öğrendik ki bir daha asla unutmayız: Vatan bizim için tüm cihandır. Kardeşlerimizin yurt tuttuğu, bizi özlemle çağıran, haksızlığın olduğu ,vefayı çağıran yerlerdir, bunu öğrendik. İyi ki katılmışız bu programa, birçok şeyi idrak etme öğrenme fırsatımız oldu. Daha iyilerini daha güzellerini hep beraber yapmak için sağ olsun, var olsun Uluslararası Genç Derneği. Herkese şükranlarımı sunar doğru yoldan bir nebze ayrılmadan Allah rızası için hareket etmeyi böyle daha nice projeler de her daim emeğimiz olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim. Allah şuurlu Müslümanlardan razı olsun.
Tarihi Yaşayanlardan Olduk
Mehmet Dalyan / Kütahya Dumlupınar Üniversitesi
Bu proje bir daha olsa, hiç düşünmeden canı gönülden tekrar tekrar yine katılırdım. Çünkü bu projeyle ortak dil, kültür ve tarihe sahip olduğumuz Kafkasya insanıyla tekrar beraber olarak İslam’ın kardeşlik duygusunu yeniden yaşamak ve yaşatmak için sevgi bağlarını tekrar sulamak isterdim. 100 saate yakın süren karayolu maceramız ilk başta göze korkutucu, yorucu gelebiliyor ancak bu projede yer alan 40 kişinin birbirleri arasındaki samimi duygu, tarih ve şuur bilinci bu zorluğu süpürüp geçiyor. En güzel anlardan birisi de sınırda beklerken sıcak yemeğimizin olmayışı ve bu yüzden memleketlerimizden getirdiğimiz atıştırmalıkların o kardeşlik ve diğergamca duruş ortamında ‘Halil-İbrahim Sofrasına’ dönmesiydi. Bizler bu projeyle tarihi yaşayanlardan olduk elhamdülillah...
Türk Abi! Biz de Türküz!
Ahmet Burak Doğan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi
Kafkas İslam Ordusu Kafkaslarda beklenen gözlenen adına Türküler yazılan, 5000 kişi ile Gence’den başlayıp Bakü’ye kadar büyük bir hattı düşman işgalinden kurtaran, Kafkaslarda İlk Türk cumhuriyetini ilan eden ordu. Biz, 40 genç adam; bu kahraman ordunun ayak izlerine basmak için 10 günlük bir sefere çıktık. Bu seferde beni etkileyen en büyük şey Azerbaycan coğrafyasının her neresine gidersek gidelim yukarıda bahsettiğim ruhun her insana aksedişi oldu. İlk okul yaşlarında bir küçük çocuğun arkamdan koşup yanıma gelerek “Türk abi! Biz de Türk’üz! Oğuz Türkleri, Azeri Türküyüz! Türkiye’yi çok seviyoruz” deyişi oldu. Bu kardeşlik ruhunun halen diri olmasının en büyük örneğidir bu olay... Bize düşen ise bu kardeşliğin ebediyen diri kalmasını sağlayacak adımlar atmaktır.
Etkinliklerle Kafkas İslam Ordusu’nu Anlatacağız
Melih Durmuş/Bingöl Üniversitesi
Üniversitelerimize döndüğümüz andan itibaren konferanslarla ve etkinliklerle Kafkas İslam Ordusu’nu anlatacağız. Kafkasya’dan, Azerbaycan’dan gelen öğrencilerle buluşup Kafkas İslam Ordusu’nun torunlarını buluşturacağız. Üniversitemizdeki ekibimizle dönem içinde Azerbaycan da neler yapabilir diye düşünüp yeni projeler üreteceğiz. Hani diyor ya şair Boraltan Köprüsü şiirinde “Can alınan çarşıda gardaşım sattı beni” diye. Bu iki millet bir daha Boraltan Köprüsü vakasını yaşamaması için oradaki kardeşlerimizle projeler üretmek zorundayız. Bizler 40 Genç Gönüllü ile çıktığımız yolculuktan binlerce Kafkas İslam Ordusunu bilen gönüller olarak dönmeliyiz.