
Bir zamanlar dergimizin kapağında “sevmeye tabiattan başla” demiştik. Tabiatı sevmeye ve oradaki biraz ürkütücü hayata adapte olmaya güzel bir vesile var: İzcilik. İzcilik aslında bir hayat tarzı. Bir disiplini var. Belli ahlak kurallarının içselleştirilmesine dayanıyor. Türkiye’de bu faydalı uğraşı tam da olması gerektiği gibi, bir ahlak ve karakter eğitimi, tabiatı sevmenin bir vesilesi olarak yapma gayreti içinde olan insanlar var. Bunların en başında da şüphesiz İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı geliyor. Subaşı ile izciliği konuştuk.
Kaç senedir izcilikle meşgulsünüz? Hikayeniz nasıl başladı?
İzciliğe 6 yaşında başladım şu an 53 yaşındayım. Bırakmadan devam ettik. Benim babam da izciymiş. Bizim hanımın babası da izciymiş. Benim annem ve hanımın annesi zaten kamplara gide gele izci oldu. Kız kardeşim izci lideri, eniştem izci lideri, yeğenlerim öyle, kızım öyle, zaten o kampta doğdu büyüdü. Sayının artmasındaki en büyük etkenlerden biri de biz bir değişikliğe gittik federasyonda, izci liderleri kamplara aileleriyle gelebilir diye bir çalışmaya başladık. Önceleri koca alıyor başını kampa gidiyor. Hanım merak etmez mi bu adam nerede diye? Kendi çocuğu var belki o yaş grubuna uymuyor ama artık kamplara ailelerle gelebilmeye müsaade ediyoruz. Bir müddet sonra çocukta izci oluyor hanımı da lider oluyor. Hepsi bir arada oluyor. Tabii bu halde kampta ahlaki bir sıkıntı olmuyor. Çünkü özellikle hanımların gözünden en ufak yanlış bir bakış kaçmıyor. Onların görüşlerine çok önem veriyorum. Hakikaten isabetli kararlarla yanlışı buluyorlar. Böyle olunca da başkaları ailesiyle beraber, çocukları kampa alıp götüren insanlara çocuk çok daha kolay ve güvenle teslim ediyorlar. Bizde böyle babadan miras kalmış devam ediyoruz.
İZCİLİK BİZİM ARACIMIZ, AMACIMIZ DEĞİL
İzciliğin tanımını nasıl yapıyorsunuz?
İzcilik sadece bana göre değil, dünyaya göre ant ve töre, izci andı ve ilkeleri doğrultusunda çocuk ve gençleri yetiştirmek üzere gençleri eğitmek üzere kurulmuş bir sistem. Bu sistemde asıl beklediğimiz şey çocuğun güzel ahlaklı vatanını milletini kendi değerlerini seven birer birey olarak yetişmesini sağlamak. İzci andı Allah’a ve vatana karşı vazifelerini yerine getireceğini diye başlıyor zaten biliyorsunuz. Başkalarına her zaman yardımda bulunacağına, izcilik töresine uyacağına, on maddelik yasaya uyacağına kendisini bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlakça dürüst tutmak için elinden geleni yapacağına şerefi üzerine ant içerek başlıyor.
Kamplar, açık hava, tabiat bunlar hep bizim uygulama alanlarımız. İzcilik bizim aracımız, amacımız değil. Güzel ahlaklı, vatan millet sevgisiyle dolu, edepli, adaletli, kendi kültüründen çocuk ve gençler yetiştirmek üzere kullandığımız bir araç. Amaç olursa zaten çok kısır kalır. İzcilik bir eğitim sistemidir. Bu yüzden son zamanlarda izciliğe olan ilgi de çok fazla, çocuklarının emin yerlerde olduğunu gördüğü zaman aileler de daha büyük bir hevesle güvenle teslim ediyorlar.
İzcilik bir gence, bireye neler katar?
Öncelikle edep katar. Çünkü gördüğümüz kadarıyla son zamanlarda gençlere verilmek istenen özgüven aslında şımarıklık boyutuna gitmeye başladı ve maalesef bazı noktalarda terbiyesizlik sınırlarına dayandı. Bu ülkenin çocuk ve genci özgüven sahibi olmalı, sorularını sormalı, fikir almalı, fikir vermeli ama akıl vermemeli. Aslında edep konusunda güzel bir çalışmaya ihtiyaç var. Bu, bizim çocuğa katmamız gereken bir şey.
SURİYE’DE ARAMA KURTARMA EKİBİMİZ VAR
Bir izci liderinin 30 tane çocuğa yol arkadaşlığı ve rehberlik yaptığını gördüğünüz bir eğitim sistemi, rol model olarak çocukları belli bir noktaya sürükleme sanatı izcilik. Bunun yanı sıra yan ürünler de çok fazla. Bizim açık hava uygulama alanımız olduğu için mesela şu anda Suriye sınırında Hatay’da görev yapan her hafta değişen 15 kişilik arama kurtarma ve insani yardım ekiplerimiz var. Orada Kızılay’a destek oluyoruz. İhtiyaç sahiplerine destek oluyor, orman yangınlarına gidiyoruz. Türkiye genelinde 4500 Suriyeli 500 Filistinli izcimiz var. Orada mülteci kentlerindeki izcilik çalışmalarına destek oluyoruz. Yani kendimize faydalı olduktan sonra artık başkasına faydalı olma yöntemlerini arıyor ve oraya doğru ulaşmaya çalışıyoruz.
İzciye baktığınız zamana çok güzel çadır kurar, çok iyi yürür, araziye çok iyi uyum sağlar, karda çadırda yatabilir, karda kulübe yapıp yatabilir ama bütün bunlarında üstünde başka bir manevi amaç vardır. Allahuekber Dağları’nda şehitlerin yanına gidip çadırını kurabilmeyi öğrenir. Hepsinin arkasında manevi bir amaç vardır izcilikte. Hiçbir şey boş değil mutlaka arkasında birer plan, birer amaç var. Kimi müzik aleti çalmayı öğrenir, kimisi halk oyunu öğrenir, kimisi ebruya merak salar burada, kimisi arama kurtarmacı olmak ister kimisi itfaiyeci olmak ister kimisi asker olmak. Değişik meslekleri de aynı zamanda tanıtır ve kendisine bir yol haritası belirleme hissini sağlar.
Siz göreve geldiğiniz zaman izci sayısı bir hayli azmış, bin kişi kadarmış sayıları. Ama şu an iki yüz bine yaklaşmış durumda. Gençlerin ilgisini nasıl buluyorsunuz izciliğe karşı?
Gençlerin ilgisini de yetişkinlerin ilgisini de iyi buluyorum. Eskiden ben basit bir oymakbaşıydım, 30 tane izcim vardı, sürekli o çocukları yetiştirmek için uğraşır didinirdim, gecemi gündüzüme katardım. Bana derlerdi ki sokaktan lağım akıyor sen evden bardakla su dolduruyorsun, çeşmeden getirip o lağımı temizlemek için su döküyorsun. “Ne yapabilirsin ki?” derlerdi, oysa şimdi benim gibi bu teşkilatın içinde 35 bin tane yetişkin var. Bardak bardak su doldurup o lağıma döküyor temizlensin diye. Görüyoruz ki yetişkinlerde de büyük ilgi var. İnsanlar adaletle muamele edilen bir yerde, gerçekten birilerini yetiştirdiklerine inandığı atmosferlerde yer almak istiyorlar.
GELECEKTEN DE GENÇLERİMİZDEN DE UMUTLUYUM
Ben şöyle bakıyorum ne kadar çamurun içinde olmuş olsa bile bu ülkenin gençleri, çamura düşmüş mücevher gibidir. Çıkarıp bir yıkarsınız pırıl pırıl olur. Mücevher çamura düşmekle bir şey kaybetmez. Bu ülkede yaşayan insanların genlerinde büyük değerler vardır. O genlerindeki değerler gün geldiği zaman gün ışığına çıkarlar. Şimdi de böyle bir süreç yaşıyoruz. Ben gelecekten de gençlerimizden de umutluyum. Onun için gece gündüz demeden onları eğitmek için çalışıyoruz.