Furkan Özkul
Yayın Danışmanlığını Mehmet Lütfi Arslan’ın, Genel Konsept Danışmanlığını Süleyman Ragıp Yazıcılar’ın, Editörlüğünü Yusuf Temizcan’ın yaptığı Aşina Kitap kuruldu. İlk 4 kitabını geçtiğimiz ay yayınlayan yayınevinin kuruluş aşamasını, kitaplarını ve bundan sonra atacakları adımları yayınevinin editörü Yusuf Temizcan ile konuştuk.
Aşina Kitap hayırlı olsun. Önce isim hususunda tebrik ederim, çok isabetli bir tercih yapmışsınız. Yayınevinin kuruluş hikayesini dinleyebilir miyiz sizden?
Çok teşekkür ederiz. Aşina ismi bizim de içimize sinen, gönlümüzün mutmain olduğu bir isim oldu. Malumunuz “aşina” Farsça kökenli bir kelime ve “tanıdık, bildik” anlamına geliyor. “şnav-şnas”tan türemiş. Mesnevi’nin ilk kelimesi “bişnev” (dinle) “şnav” kökünden türeyen diğer bir kelime. Yine Türkçe’de ek kelime olarak bulunan “şinas” da aynı kökten. Kadirşinas (kadirbilir), hatırşinas (hatırbilir). Biz de “bilgiye, fikre, insana, hayata, tabiata, yazıya ve kitaba aşina’yız” demek istedik. Sade ama çok şey anlatan bir logomuz var, bunun için Seyfullah Bayram’a şükran borçluyuz. Kitapların genel tasarım şablonunu Abdurrahim Yüce yaptı onun da emeği büyük.
Mehmet Lütfi Arslan ağabeyimizle Okur Kitap Dergisi’ni çıkarma fikri oluştuğunda yayınevi planımız da vardı. Okur birkaç sayı çıkıp belli bir düzene oturduktan sonra yayınevini de bir taraftan harekete geçirmek istedik. Lütfi ağabeyimiz önümüzü açtı, yolu gösterdi ve yayıncılıkta önceden idmanlı olduğumuz için kuruluş süreci çok uzun sürmedi. Süleyman Ragıp Yazıcılar ağabeyimiz genel konsept danışmanlığını yaptı. Uluslararası Genç Derneği çatısı altında Aşina Kitap’ı kurmuş olduk. Resmi işlemleri ve arka planda az kişinin bildiği önemli detayları Yunus Emre Altun halletti, biz de muhteva boyutunu güçlendirmeye çalıştık.
Sosyal medyayı aktif kullandığınızı görüyoruz. Daha ilk günlerde çeşitli videolar paylaştınız. Bu çok alışık olmadığımız bir tarz.
Kitaplara inansak da bir gerçeği göz ardı edemeyiz: Hepimiz ekran ve internet bağımlısıyız. Elimizden telefonlar düşmüyor ve hayatımızın en önemli parçalarından biri artık o ekranlar. Niyetimiz, geleneksel kitap üretimini esas alırken internete uygun zengin içerik üretimini de gerçekleştirmek. Sosyal medya hesaplarımızı açtıktan hemen sonra kısa videolar üretmeye başladık. Yine sosyal medyaya özel görsellerle bunu devam ettirdik. Ulaşmak istediğimiz kitlenin önemli bir kısmı orada ve vaktinin çoğunu bu mecralarda geçiriyor. Biz de gayet tabii olarak oraya yatırım yapıyoruz. Bu tip paylaşımlarımızın devamı gelecek.
Türkiye’de kitap okunmuyor diye genel bir algı var. Eğer doğruysa siz çok zor bir alanda faaliyet yürüteceksiniz.
Bu pek bilinmez ama uluslararası ölçeklere göre Türkiye, dünyada kitap üretimi ve yayıncılıkta 11. sırada. 2016’da toplamda 667 milyon kitap üretmişiz. Bunların 263 milyonu Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda ücretsiz dağıttığı kitaplar. 404 milyonu bandrollü, yani satılan kitaplar. Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre nüfusumuz yaklaşık 79 milyon. Bu da 2016’da Türkiye’de kişi başına 8.4 kitap düştüğü anlamına geliyor ki fena bir rakam değil. Geçen yıla göre yüzde 7.4 artış var. Yani Türkiye okuyor. Eğer sanıldığı gibi çok az ya da hiç okumayan bir toplumsak yüzlerce yayınevi nasıl ayakta duruyor? Biz okumayan bir toplum olduğumuza inanmıyoruz. Elbette yeterli değil ama yerlerde süründüğümüz de söylenemez.
Niteliği önceleyen, okurların taleplerini görebilen ve hakkaniyetli işler yapan yayınevleri varlığını sürdürür. Doğru zamanda doğru adımları atarak olur bu da. Biz Aşina Kitap olarak, okurlarımızın desteğiyle yayıncılıkta yeni bir nefes olacağımıza inanıyoruz.
Peki bundan sonraki hedefleriniz neler olacak?
Aşina logosu altında nelerle karşılaşacağız. Aşina Kitap, Okur Kitap Dergisi ile beraber nitelikli kitaplara işaret etmeyi ve onları okurlarla buluşturmayı arzuluyor. Yakında yabancı dillerden çeviriler ve yeni telif eserler yayınlamayı düşünüyoruz. Seri kitaplarımız olabilir. Sürpriz isimleri Aşina Kitap logosu altında kitapseverlerle buluşturacağız. Hedefimiz kısa sürede “bu yayınevi sadece iyi kitapları basar” dedirtebilmek.
Okurlar Sevecek
İlk dört kitabınız Haziran ayında çıktı. Bu kitaplardan ve içeriklerinden bahsedebilir misiniz?
Mehmet Dinç’in “Bırakma Kendini”, M. Lütfi Arslan’ın “Uyanın Rüya Vaktidir”, Mesut Kaya’nın “Müslümanlık mı, İslamcılık mı?” kitapları ilk kitaplarımız oldu. Bir de şiir kitabımız var: Süleyman Ragıp Yazıcılar’ın kaleminden “Güzel Gölgelik”. 4 kitapla Haziran 2017’de yayıncılık dünyasına çok şükür girmiş olduk.
Kitaplarımızın ve yayınevimizin puanını okurlar verecek. Ama şunu umuyoruz ki, bu kitapları gerek muhteva, gerekse tasarım anlamında çok sevecekler. Bir sonraki kitabımızı heyecanla bekleyecekler. Biz de buradan aldığımız yüksek motivasyon ve heyecanla hep daha iyi kitapları okurlarla buluşturmaya çalışacağız.
Mehmet Dinç, klinik psikolog vasfının yanında çok iyi bir yazar. Akıcı ve huzur verici tatlı bir üslubu var. Denemelerden oluşan bir kitap oldu “Bırakma Kendini”.
Lütfi Arslan’ın “Uyanın Rüya Vakti” ise bizi sarsıp özümüzü hatırlatan yazılardan oluşuyor. Dünyaya neden +1 olarak geldiğimizi ve biz bu dünyadan ayrıldığımızda neyin eksileceği sorularının kendimize has cevabını vermemiz gerektiğini hatırlatıyor. Bu kitabın üniversitelerde ders kitabı olabileceğini, okuma halkalarının başucu kitabı haline geleceğini düşünüyorum.
Mesut Kaya’nın da yine her biri birbirinden kıymetli fikir yazılarından oluşan “Müslümanlık mı, İslamcılık mı?” kitabı, fikir işçilerinin yolunu aydınlatacaktır kanaatindeyim.
Süleyman Ragıp Yazıcılar’ın şiir kitabı “Güzel Gölgelik” diğer kitaplarımızdan çok farklı. Bu kitapla beraber yeni bir şairi edebiyat dünyamıza takdim ettiğimize inanıyorum. Şiirleri okuduğunuzda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.