Yiten Bir Komşunun Ardından
Bu yazıda da yine ufak tefek yazım hataları var. Bağlaç olan ki ve de’nin yazımına dikkat edilmemiş. Birçok yerde birleşik yazılmış. Ayrıca üslubunuzda hoşa gitmeyen şöyle bir yan var. Yazdıklarınızda yanlışlıkları gösterip öğüt vermeye çalışan ya da doğruları gösterip takdirlerini sunan bir tavrınız var. Burada bir yanlışlık yok ama sorun şu ki sanki bütün bunları biraz yükseklerden yapıyorsunuz. Gazetelerin Hrant için yazdıklarını beğenirken kullandığınız ifadeler bu izlenimi veriyor.
Yardım Et Anne
Çok bilindik, çok fazla işlenmiş bir konu olduğu halde, düşündüklerinizi net ve düzgün ifadelerle aktarmanız yazınızı okunabilir kılmış. Kalıplaşmış ifadeler kullandığınızı siz de belirtmişsiniz. Ama bence “çok fazla” kalıplaşmış ifade kullanmışsınız. Yıllardır dillendirilen arzular, haykırışlar… Yazınız siyasi bir yazı nasıl olmalıysa öyle olmuş. Açık ve net ifadeler, kolay anlaşılır bir dil ve fakat biraz öfke.. Siyasi içerikte olduğu için yalnızca edebi olarak ele almayı uygun buluyorum. Açıkçası bize edebi anlamda çok özgün, çok yeni şeyler sunmamışsınız. Çok güçlü cümleleriniz ya da sarsıcı ifadeleriniz yok. Böyle düşünmemin bir sebebi de belki hepimizin yazının içerdiği cümlelerin hemen hepsini bugüne kadar çok farklı ağızlardan defalarca duymamış olmamızdır. Bu sözlerden artık çok da etkilenmiyoruz biz insanlar! Dil ve üslup olarak söyleyeceklerim bu kadar ancak içerik olarak görüşlerinize paralel olduğunu düşündüğüm Hakan Albayrak’ı size önermek istiyorum.
Umutsuz Gecelerin Rüyası
Siz düz yazı değil şiir yazmalısınız. Şiiriniz yazınızdan çok çok daha güzel. Sadece birkaç yazım hatası var. Diğer ürünlerinizi mailiniz bozuk göründüğü için okuyamadık.
Bir Varmış Bir Yokmuş
Derviş Karanlık
Bir şiirinizi gönderdiğinizi söylediğiniz için kendimi bir şiir okumaya hazırladım. Ancak gönderdiğiniz metin için gönül rahatlığıyla şiir diyemiyorum. İfadeler, benzetmeler güzel fakat bu tam olarak bir şiir değil. Bir şiirde mutlaka uyak, ölçü olmalıdır diye düşünmüyorum. Hiçbir kural tanımadığı halde çok güzel olan şiirler de var mutlaka. Ancak onları şiir yapan seçtikleri sözcükler ve noktalama işareti dahi kullanmadıkları halde kendini hissettiren vurguları, kimi zaman bir anda duraksatan bir ifade… Sizin şiirinizde de bu tür ifadeler var ama biraz daha çalışıp biraz daha etkileyici, vurucu hale getirmelisiniz. Eğer bu tür şiirler yazıyorsanız ya da bu türle ilgileniyorsanız size İsmail Kılıçarslan’ı öneririm. Hazır yeni kitabı da çıktı. Son kitabındaki yanılmıyorsam ilk şiiri, Cinnet Modern’de tam olarak sizin tarzınızda olduğunu düşündüğüm bir kısım var. Kafiye ya da ölçü yok. Düz yazı gibi yazılmış. Ama gerçek bir şiir. Faydalanacağınızı düşünüyorum.
Çocuk ve Gökyüzü
Mustafa Selman Koyuncu
Kısa süredir şiirle ilgilenen biri için gerçekten güzel bir eser olmuş. Çocuktan gökyüzüne, gökyüzünden çocuğa geçişler güzel. Bazen bir şiiri bir tek mısra değiştirebiliyor. Sadece bir tane güzel mısra o şiiri güzel kılabiliyor. Ama şairini buna tav olmamasını tercih ederim. Tek mısra verip bize şiirini harcamamalı. “çocuktur kendi sevincinde hüznünü boğan” mısrası mesela biraz şiiri anlatıyorum derken yoran bir şey olmuş. Günümüz şiirinde sözü yormak deyince akla gelen isimlerden İbrahim Tenekeci’yi takip etmenizi öneririm. Çok basit görünen sözcükleri birkaç dokunuşla çok güzel şiirlere dönüştürebilen bir şairdir. Faydalanacağınızı ümit ediyorum. Değinmek istediğim bir nokta daha var. “Çünkü yalnızca çocuk Yeni gelen günden bir şeyler umar” 16 yaşındaki biri için fazla karamsar!
Dağlara Sevdalı Yüreğim
Büşranur Sevil
Yazınızı açar açmaz gözüme ilk çarpan yazının paragraflara ayrılmamış olmasıydı. İkincisi de dahi anlamındaki “de”lerin ayrılmamış olması. Yazınız biraz fazla yoğun olmuş. Bu belki de bölünmemiş olmasındandır. Tek kalemde çıkmış, tek nefeste okunması gerekiyormuş gibi… Bu okuyanı bir yandan yorarken bir yandan da yazıdan kopmasını engelliyor. Bir de kelimelerin secîli yani uyumlu, müteradif olması kimi yerlerde güzellik katarken kimi yerlerde sanki zorla yapılmış gibi durmuş. Mesela “Gelirsen bana, Sırlarımı anlatacağım sana” yazıyı basitleştirmiş. Ufak tefek noktalama ve yazım yanlışları da var ama biraz daha özen gösterilirse sıkıntı kalmaz diye düşünüyorum.
Teknoloji Tuzağı
Bilal Ayberk Aydoğdu
Yazıda hemen hemen hiç yazım hatası yok. Bu gerçekten harika bir şey. Özen gösterdiğinizi anlıyorum. Paragraf geçişleriniz, konuyu istediğiniz yere çekişiniz de çok başarılı. Anlatmak istediklerinizi bir tek paragrafa sıkıştırmamış düzgün bir şekilde tüm metne yaymışsınız. Önce tehlikelerini, sonra iyi yanlarını, daha sonra da kötü yanlarını yazmış, bir anlamda tercihi son ana kadar okura bırakmışsınız. Ama son anda kendi görüşünüzü de ifade etmişsiniz. Bu yanlış bir şey değil ama bir yazıyı doğrudan tavsiye vererek bitirmek hatta bunu da açık açık tavsiye verdiğini belirterek yapmak çok da yerinde olmamış. Siz derdinizi anlattıktan sonra yazınızı okuyanlar zaten tavsiyenizi üstü örtülü de olsa alacaklardır. Bir de “harbicilik” garip bir kelime olmuş, tam oturmamış. Gerçeklik ya da sahicilik gibi başka bir kelime daha iyi giderdi.