Marmara İlahiyat’ın üretken hocalarından Doç. Dr. Ömer Türker’in öncülüğünde 1200 yıllık birikim gün yüzüne çıktı. İLKE ve İLEM’in destekleriyle İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi 4 yıllık yoğun bir çalışmanın ardından neticelendi. Projede 348 müellife ait 543 yazma ve basılı eser tesbit edilip kataloglandı. iadkatalog.ilke.org.tr adresinde ücretsiz olarak araştırmacıların hizmetine sunulan bu müthiş çalışma ve projenin diğer faaliyetleri hakkında Ömer Hoca ve ekibi ile konuştuk.
Hocam, ‘İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi’ çalışmanız hayırlı ve bereketli olsun. İLKE ve İLEM kurumlarını da bu münbit alana girdikleri için tebrik ederiz. Zor ve yorucu bir süreç geçirdiniz muhtemelen. Bu fikrin nasıl ortaya çıktığını anlatabilir misiniz?
Teşekkür ediyorum. İLKE ve İLEM son yıllarda çeşitli alanlarda desteklediği ve gerçekleştirdiği projelerle kalıcı etkiler bırakma yolunda ilerliyor. İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi de bunlardan biri. Bu proje, benim İLEM’de verdiğim dersler esnasında gündeme geldi. O zamanlar İLEM başkanlığını yürüten Lütfi Sunar’la istişare ettik. Aslında birkaç projeyi müzakere ettik. Ahlâk alanını tercih etmemizde iki unsur etkili oldu. Birincisi, İslam ahlâk düşüncesi alanının hak ettiği akademik ilginin çok gerisinde bulunmasıydı. İkincisi ise İLEM bünyesinde yer alan veya ders veren arkadaşların çok çeşitli alanlarda çalışmaları nedeniyle aramızda ortak bir çalışma alanı olarak ahlâk düşüncesinin öne çıkmasıydı. İstişareler neticesinde İslâm ahlâk düşüncesi hakkında gerçekleştirilebilir bir proje yapmaya karar verdik ve çalışmalara başladık.
BİRİKİMİ ORTAYA ÇIKARTMAK İSTİYORUZ
Projenin detaylarında neler var? Bu çalışmayla muradınız nedir?
Proje oldukça farklı bölümleri içeriyor. Fakat temelde iki ana yöne sahip. Birincisi, İslam ahlâk düşüncesi birikimi ortaya çıkarmak. Bu kapsamda on dördüncü yüzyılda meşhur düşünür el-Îcî’nin Ahlâk-ı Adudiyye’si üzerine yazılan bir ahlâk literatürü geleneğini tahkik ve tercüme ederek yayına hazırladık. Bu çalışma özellikle proje kapsamında pek çok arkadaşın ahlâk düşüncesi alanında yetişmesine vesile oldu. Yine İslâm ahlâk düşüncesi hakkındaki mevcut birikimimizi derleyen, ahlâk düşüncesi geleneğimizdeki hâkim teoriler ve temel meseleleri ortaya koyan çalışmalar yaptık. İlerleyen süreçte daha ayrıntılı kavram ve meseleleri ele alan çalıştaylar yaparak bunları kitaplaştırdık. İkincisi ise çağdaş ahlâk sorunlarını kendi bakış açımızdan ele almayı amaçlayan çalışmalardı. Bu kapsamda ahlâkın kaynağı ve ahlâkî müeyyide sorunlarını ele alan ve konuşmacıların bir düşünür olarak kendi görüş ve önerilerini tartıştıkları bir konferanslar dizisi tertip ettik. Bunları da kitaplaştırdık. Bütün bu çalışmaların amacı, insan iradesiyle meydana gelen varlık alanını, İslam ahlâk düşüncesi geleneklerinden hareketle yeniden ele alma ve inşa edebilme çabası olarak özetlenebilir.
348 müellife ait 543 eseri gün yüzüne çıkarttınız ve dijital ortamda katalogladınız. Üstelik önemli bir kısmı yazma eser. Müthiş bir çalışma. Hazırlık sürecinden bahsedebilir misiniz? Ne kadar sürdü ve neler yapıldı? Nasıl bir ekiple çalıştınız?
Proje kapsamında klasik İslam düşünürlerinin kaleme aldığı ve hâlâ yazma halinde bulunan ahlâk eserlerinin de yayıma hazırlanması amaçlanıyordu. Bu amaçla, çalışmamızın başında İslam ahlâk düşüncesi alanında makale, kitap, kataloglama vs. çeşitli seviyelerde neler yapılmış bunun bir envanterini çıkardık. Fakat mevcut veriler, İslâm ahlâk literatürü hakkında yol gösterici birtakım listeleme çalışmaları bulunmakla birlikte bu literatürün henüz ciddi bir kataloğunun hazırlanmadığını gösterdi. Hem bu boşluğu kapatmak hem de kendi çalışmalarımızda bir veri olarak kullanmak amacıyla bir kataloglama çalışması başlattık. Biz bilhassa Gazzâlî sonrası dönemde kaleme alınan ahlâk eserlerinin tahkik ve tercümesini amaçladığımızdan projenin ilk iki yılında 13. yüzyıldan yirminci yüzyılın başına dek yazılmış eserlerin kataloğunu hazırladık. Bizim çalışmalarımızda kullanışlı olması açısından kataloğa alınan eserlerin alt başlıklarını ayrıntılı olarak kayda aldık. Bu yüzyıllar bitince son iki yılda, başlangıçtan 13. yüzyıla değin yazılan ahlâk eserlerinin kataloğunu çıkardık. Böylece dört yıllık bir sürede 8-20. yüzyıllar arasındaki İslam ahlâk literatürünün bir bütün olarak kataloğu içindekilerle birlikte hazırlanmış oldu. Doğrusu kataloglama oldukça zahmetli bir iş ve katalog incelediğinde görülecektir, 13. yüzyıl sonrasında kaleme alınan devasa ahlâk literatürünün sadece birkaç tanesi yayımlanmıştır.
SAĞLAM BİR ZEMİN VAR
Size en büyük katkısı ne oldu bu projenin?
Açıkçası ben projeden çok şey öğrendim. Öncelikle dört yıllık sürede ahlâk teorisinin çeşitli sorunlarıyla yakından ilgilenme fırsatı buldum. İslam ahlâk literatürünün çeşitliliğini yakından görme fırsatım oldu. Birçok mesai arkadaşı edindim. Proje kapsamında yapılan çalışmaların ne denli verimli ve yetiştirici olduğunu gözlemledim. Fakat bütün bunlar bir yana benim İslam’ın bir din ve medeniyet olarak modern insana ahlâk alanında norm koyma ve ahlâkîliğin ölçütlerini belirleme gücü ne denli zayıflarsa zayıflasın hâlâ bu gücünü koruduğuna ve yeniden bir inşa için oldukça sağlam bir zemin bulunduğuna ilişkin kanaatim pekişti. İslam geleneğine ilişkin bilgisizliğimiz bu geleneğin kendi içindeki zenginliğini görmeyi engelliyor.
NOT: Proje hakkında detaylı bilgi için: http://ilke.org.tr/projeler/iad İAD Kataloğunu şu linkten inceleyebilirsiniz:
http://iadkatalog.ilke.org.tr/
İlmi Çalışmanın Nasıl Yapılacağını Öğrendim
Kübra Bilgin Tiryaki / Proje Koordinatör Yardımcısı
Projedeki vazifeniz neydi?
Projede başından beri İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi Koordinatör Yardımcısı olarak bulunmaktayım. Dolayısıyla projenin tüm süreçlerinde bilfiil bulunma imkanına sahip oldum. İlim Kültür Eğitim Derneği (İLKE) ve İlmi Etüdler Derneği’nin (İLEM) mihmandarlığında yürüttüğümüz projede farklı türlerde çok sayıda faaliyet ve yayın gerçekleştirdik. Benim de proje içerisinde çeviri, yayın ve kitap editörlüklerim bulunuyor.
Proje çalışması boyunca neler öğrendiniz?
Projenin içinde bulunan birçok genç akademisyen gibi beni de farklı alanlarda yetiştirdiğini söylemeliyim. Bir ilmi çalışmanın hangi boyutlardan oluştuğu, nasıl planlanacağı, içeriğinin nasıl hazırlanacağı gibi kazanımların yanı sıra; makale yazımı, sunumu ve tüm bunların sonucunda editörlük çalışmasının nasıl yapılacağına dair ciddi bir tecrübe oluştuğunu söyleyebilirim.
1200 Yıllık Birikimi Görme İmkânım Oldu
İbrahim Halil Ayten / Proje Ekibinden
Sizin projeye nasıl bir katkınız oldu? Neler yaptınız?
İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında Ömer Türker Hocamızla ahlak literatürünün tespit edilmesi ve kataloglanması üzerine çalıştık. 4 yıl içinde 100 bine yakın eseri gözden geçirdik. Eserleri 26 ayrı başlıkta tasnif ettik. İlk olarak 12-20. yüzyıl arasına, sonraki aşamada ise Duygu Miyase Şimşek arkadaşımız tarafından çalışması gerçekleştirilen 8-11. yüzyıllara yoğunlaştık. Böylelikle elimizde 8-20. yüzyıllar arasını içeren geniş bir ahlak literatürü ortaya çıktı. Bunların tüm verilerini de web sitesine yükledik. Sitede bahsi geçen eserin tüm (nüsha, içerik, konu başlıları vb.) bilgileri vermekle birlikte eser hakkında yapılmış bir tez, makale, çeviri ve baskısı varsa onun da bilgisini sunduk. Öncelikle çalışmanın matbu neşirden ziyade bir site olarak hizmete sunulması daha çok araştırmacıya daha hızlı ulaşmayı amaçlamakla birlikte eserlerin daha hızlı güncellenmesi imkanını da sağlamaya çalıştık. Esasında projenin benim için en güzel yanı, ahlâk üzerinden 1200 yıllık birikimin doğma - gelişme - evrilme aşamalarını görebilmem oldu.
Çalışma boyunca sizi en çok etkileyen tecrübeniz ne oldu? Karşılaştığınız ilginç eserler var mı?
Elbette. Aslında bu projeyle alan dışı yönüyle de yazmalar konusunda çok tecrübe kazandım. Özellikle eserlerin bazı yazma nüshalarının karşılaştırmalı okunmasıyla matbaa öncesi yazım geleneğinde bazen nüshalarda metnin satır aralarına, etrafına işlenen yüzlerce yıllık birikimi ve geleneğin kitap okuma-yazma kültürünü görme imkanım oldu.
Abdülkadir b. Ahmed b. Ali el-Fakîhî’nin (ö. 982/1574) Menâhicü’l-ahlâkı’s-seniyye fî mebâhici’l-ahlâkı’s-sünniyye adlı ahlâkın Ehl-i sünnet anlayışı/itikad çerçevesinde işlemesi ve İbn Sînâ ve Adudüddin el-Îcî vb. müelliflerden felsefî; Kuşeyrî, Gazzâlî, İbnü’l-Arabî, Sühreverdî vb. birçok sûfîden de tasavvufî ahlâk konuları ve kavramları alfabetik sırayla vermesi beni çok etkilemişti.
Muhammed b. el-Hatîp el-Kirmânî’nin (ö. 864/1459) Hulâsatü’l-hâsıl fî ahlâki’l-ümem ve edyânihim adlı eseri de Yunanlılar, Romalılar, Araplar, Türkler, Çinliler, Kıptîler; Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahûdî ve Mecûsîler hakkında onların karakteristik özellikleri ve ahlaki vasıflarını işlemesi yönüyle dinler-milletler tarihi ve ahlakın bir arada verilmesi açısından önemli ve ilginç bir eserdir. Bunlar gibi çok örnek verebilirim.