Bir yerden duyduk, aşinayız. Ama nedir, ne değildir vâkıf değiliz. Nefes, Gazel, İlahi ve daha birçok medeniyetimizde yer etmiş nazım türü, sanat; sadece sınav dönemlerinde kavramsal olarak ezberlenmeyi değil, aşk ile yaşanmayı bekliyor ve hak ediyor. Bunları hem bir aşk ile icra eden hem de albüm olarak bizlere ulaşmaya vesile kılan Naci Özsoy ile konuştuk, Nefes üzerine çıkan ”Kırkdokuz Nefes” albümünü sorduk.
Albümünüz hayırlı olsun. Medeniyetimizde yer etmiş ama bizlerin çok alakadar olamadığı bir tür Nefes; inşallah böyle vesilelerle yeni nesle aktarılacak. Albümün hikayesinden, içindekilerden bahsedebilir misiniz?
Öncelikle teşekkür ediyor, duanıza da amin diyorum. Hepimizin bildiği gibi kadim bir medeniyetin ve kültürün mirasçılarıyız. Biz de çalışmalarımızda bu kültürü kıymetli insanımıza hatırlatmayı ve elimizden geldiğince yaşatmayı istedik. Uzun zamandır kendi ahvalimizi anlatan nefeslerimizin, eşimle birlikte maksadımızın hâsıl olması için insanlara ulaşmasına karar verdik. İlk aşamada bir albümle bunu gerçekleştirmek istedik. Bu fikir, bir radyocu ve tiyatro yönetmeni olan eşim Gülay Şeker Özsoy’dan çıktı. Bu nefesleri farklı bir naiflikle, Doğu ve Batı müziği sentezi kuran, New Age tarzı müzikte öncülerimizden üstad Can Atilla müzikleri ile canlandırdık. Projemize verdiği desteklerden ötürü kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Böylece BiberSa Prodüksiyon’un da (Birol Berber) inanılmaz gayretleri ile “Kırkdokuz Nefes” albümümüz hayat bulmuş oldu. Albümün içinde 49 adet nefes mevcut. Her biri tamamen kadîm kültürümüzün izlerini taşıyan, ayetler ve hadislerin ışığında süslenmiştir. Ayrıca bir milyon izleyiciye ulaşan, Kırkdokuz Nefes’in içinde bulunan “Ol” adlı nefesimize bir klip çektik. Yönetmenimiz Kadir Yücel’e de buradan teşekkür ediyorum. Bu klip ile anlatmak istediklerimizi kendi mana alemi ile harmanlayıp beğeni ile izlenen görsel bir başyapıta dönüştürdü. Hikayemiz kısaca bu.
Akademik çalışmalarınız muhakkak Nefes üzerinde yoğunlaşmanızda etken olmuştur ama tabii ki bu bir aşk işi: Sanatın güzel taraflarından biri de budur. Bu aşk, hissiyatınız nasıl oluştu?
Naçizane 25 yıldır bir üstadın dizinin dibinde tasavvuf ile nefes alan birisi olarak bunun benim için bir ihtiyaç durumu olduğunu belirtmek isterim. Her insan kendi muhabbet ve ahvalini bir şekilde ortaya çıkarmak ister. Bu; bir ev hanımında aşk ile yapılan bir yemek olduğu gibi, bir doktor tarafından aşk ile gerçekleştirilen bir ameliyat da olabilir. İmam Gazâli’nin dediği gibi; herkesin buna istidâdı vardır. Her insan bu muhabbeti hisseder ve kendi zaviyesinden bunu izhar eder. Bizdeki yansıması da böyle gerçekleşti.
Nefes, İlahi, Gazel ve daha birçok sadece ”sınav dönemlerinde” ezberleyip; üzerinde düşünmediğimiz, ilgi duyamadığımız sanat ve biçim; nasıl yaşatılır, sevdirilir?
Bildiğiniz gibi tasavvuf ehli; kendilerini güzel ahlak ile donatıp yaşantıları ve eserleri ile bu durumu isteklilerine yaşatmışlardır. İşte Nefes kültürümüz de bu hallerinin sıkışmış bir dosyası olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Kültürümüzün de şifrelerini barındıran bu mirası yaşatmak bizim de bir görevimiz aslında. Günümüz modernitesi içinde tekrar insanlarımıza kendini bilebilmeyi, bu vesile ile Rabbimizi bilebilmeyi hatırlatmanın bir yolu Nefesler. Aldığımız her nefesi verdiğimiz gibi, bu canımızı da gerçek sahibine vereceğiz. O yüzden herkes kendisini gerçek manada ifade edebilecek bir yol bulmalı ve bunu en güzel şekilde yapmaya gayret etmeli. Tasavvuf ehlinin eserlerine göz attıklarında, yaşantılarındaki pek çok şeyin bu kişiler tarafından nasıl bir kültür haline getirildiklerini görebilecek, kendilerini daha iyi hissedeceklerdir. Böylece Nefeslerin derûnî manalarını kavrayıp daha çok sevecek, dilden dile, gönülden gönle ve nesilden nesile aktaracaklardır. Naçizane biz de bu aktarımın bir parçası olabilmeyi gönülden arzuluyoruz. Tevfîk Allah’tan.
Muhakkak okuyun diyeceğiniz 3 kitap?
Kur’ân-ı Kerim, Hz. Peygamberimizin (s.a.v.) hayatını anlatan en az bir siyer kitabı, İmam Gazâli’nin İhyâu Ulûmi’d-Din adlı şaheseri.
Tavsiye edeceğiniz, hikayesi olan 3 örnek şahsiyet?
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.), Hülefâ-i Râşidin, İmam Gazâlî.
Elinizde bir mikrofon olsa ve tek cümle hakkınız olsa, tüm dünyaya ne söylemek isterdiniz?
Ol Nefesimizden bir dörtlük ile cevap vermek isterim:
”Korkma kimsen yok diye
Vedûd ile kâim ol
Bir tek O’na yakınsan
Cümle bırak uzak ol”