Kur’an’ı Kerim, hayırlı insan olma müjdesine nail olmak, dünyayı ve ahireti anlamak ve yaşamak için, öğrenmemiz; öğretmemiz ve tabii ki anlamamız gereken hayat kitabımız... Bu derdi ”dert” edinen birçok gönül insanı var; “3 Günde Kur’an Öğreten Program” da bu dertli insanların 13 senedir Ramazan ayında gerçekleştirdiği bir hızlı Kur’an öğrenme programı. Kur’an’ı öğrenmeyi ve öğretmeyi dert edinen, binlerce insana ulaşan bu programı tanımak ve tanıtmak için, Üsküdar Çilehane Camii İmam Hatibi Ferruh Erel’le konuştuk.
“3 Günde Kur’an Öğreten Program” ciddi geri dönüşlere, güzel intibalara vesile oldu. Öncelikle tebrik ederiz hocam. Bu hızlı ve özel program için nasıl bir teknik kullanıyorsunuz?
Eğitimde görsel materyallerle hafıza tekniklerini ve bol tekrar etme yöntemini kullanıyoruz. 3 günlük programımızla birlikte 18 günde bir takip programı uygulayarak kursiyerimizin yüzüne okumasını iyice pekiştirip programın sonunda Kur’an okuma belgesi veriyoruz. Böylece ilk gün harfleri hafıza tekniğine uygun olarak çeşitli sembollerle ezberletip topluca sesli bir şekilde bol tekrar yapmış olduk.
2. gün harfleri tekrarlayıp harekeleri anlatmaya başlıyoruz. Cezim ve Şedde konularını da anlatıp bol tekrar yaptırdıktan sonra oturumu bitiriyoruz.
3. günde geri kalan konuları bol tekrarla önceki gün işlediğimiz konuları tekrar ettiriyoruz. Her kursiyerimize Kur’an-ı Kerim’ini hediye ediyoruz.
4. gün kursiyerlerimizin Kur’an-ı Kerim okumasını temin ve takibi için 10 öğrenciye 1 hoca tayin ediyoruz.
Her yaş grubundan Kur’an okumayı isteyen öğrenci var. Dışarıdaki ilgi, sizlerin hissiyatı nasıl oluyor?
Programdan haberdar olanlar önce şüpheyle yaklaşıyor. Ancak 3. günün sonunda takılarak dahi okuyabildiğini görünce şaşırıyor ve tanıdığı herkesi getirmek istiyor. Aslında çok reklam yapamadığımız halde ilgi oldukça memnuniyet vericiydi.
Gelenlerin çoğu 45 yaş ve üstü. Aynı zamanda büyük çoğunluğu kendine son bir şans vererek programa dahil oluyor. Ve hayatlarının en önem verdikleri hedefleri kimseye muhtaç olmadan Kur’an okuyabilmek. Bunu yapabildiklerini fark edince bizler için samimi dualar ve teşekkürler ediyorlar. Bu duaları duyup gayrete gelmemek ve etkilenmemek mümkün değil. Rabbimize şükrediyoruz bu nimet için.
Geçen 13 programla binlerce kişi Kur’an okumayı öğrendi. Önümüzdeki dönemi, yılları kapsayan projeleriniz veya beklentileriniz var mı?
Ben bu programı Üsküdar Müftülüğü’nün himayesinde 3 senedir devam ettiriyorum. 3 senede 700 kişi Kur’an’a geçti. Hâlâ görüştüklerimiz var. Bu programı Diyanet İşleri Başkanlığı’na kabul ettirmek belki en büyük hedefim diyebilirim. Bu vesileyle eğitimcilere ulaşabilmek, bu teknikleri onlarla paylaşabilmek ve Kur’an öğrenmenin zor olmadığını bütün dünyaya haykırabilmek istiyorum. Bugüne kadar sadece yaz döneminde yapılan programımızı sene içine de yayabilmek istiyoruz.
Kur’an okumak nasıl alışkanlığımız haline gelir?
Az da olsa devamlı okuyarak.
Okumadan olmaz dediğiniz 3 kaynak?
İmam Nevevi Hazretleri’nin Et-Tibyan isimli eseri, Ashabın Dilinden Peygamberimiz (Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan), Yaşayan Kur’an Hazreti Peygamber (Prof. Dr. Ali Akyüz)
Elinizde bir mikrofon olsa ve onunla tüm insanlığa sesleneceğiniz, dünyayı değiştirebilecek bir cümle söyleme hakkınız olsa. Ne söylerdiniz?
Kur’an fantastik, okunmaz, anlaşılmaz bir kitap değildir. Gelin onunla buluşalım buluşturalım..