Son günlerde konuştuğumuz en önemli mesele tabii ki 15 Temmuz. Yaşadıklarımız öyle unutulmaz bir şey ki konuşmaya da devam edeceğiz. Süreç içerisinde önemli olan ise konuştuklarımızın bizi olgunlaştırabilmesi ve tarih şuuruyla ders çıkarabilmemiz. Bu mesele üzerine olan sorularımızı, medeniyet ve tarih şuurumuzun nasıl canlandığını Yusuf Kaplan Hocaya sorarak 15 Temmuz’un medeniyet perspektifini öğrenmek istedik…
15 Temmuz’da milletimize yapılmak istenen darbe miydi sadece? Öncesi/sonrasına baktığımızda siz de bunun çok daha küresel bir olay olduğunu söylüyorsunuz…
Zaman zaman yeri geldiğinde hep söylerim: “İçinde yaşadığınız çağı tanımlayamazsanız, tanımlanırsınız.” Dolayısıyla tanıyamadığınız bir çağı değiştiremezsiniz, değiştirme iddiasında da bulunamazsanız. Buradan şuraya geliyorum: Bu sadece darbe falan değil tabii ki, teşhisi doğru yapmamız gerekiyor bu yüzden de. Teşhisi doğru yapalım ki tedavi edebilelim. Mesele bu.
Artık maalesef Müslüman âlemi, İslam dünyası diye bir şey yok, İslam dünyası kriz yaşıyor. İslam dünyası son 200 yıldır İslam’ın şekillendirdiği bir dünya değil. Sömürgecilerin şekillendirdiği bir dünya… Dolayısıyla da İslam dünyası diye bir şeyden söz edemeyiz. Bu sebeple de mevcut Müslüman ülkelere bakarak İslam’ı yargılamaya çalışmak ahmaklıktır. Çünkü İslam’ı yaşayacak bir zihne ve İslam zeminine sahip değiliz, değiller. Bizim yaşadığımız en büyük kriz budur. İkinci büyük medeniyet krizi: Müslüman zihninin göçmesi, çağdaş hurafeler çöplüğüne dönüşmesi. Bu bizim çevrelerde de, ilahiyatlarda da, bütün seküler çevre ve entelijansiyada da böyle. Müslümanların zihni, dikey ve yatay eksenlerde çağdaş hurafeler çöplüğüne dönüşmüş durumda. Son 200 senedir tarihi batılılar yapıyor, Müslümanlar da bu tarihte tatil yapıyor. Bunu göreceksiniz, bunu göremezseniz, ülkemizin ve medeniyetimizin, hatta başka ülkeler ve dolayısıyla dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunları anlayamazsınız. Batılılar aktör, diğer tüm ülkeler figüran.
Sizin hep vurguladığınız ehlisünnet omurga ilişkisi kavramı bu dönemde gerçekten iyice anlamamız gereken bir mesele. Ehlisünnet omurga ilişkisi nedir tam olarak?
15 Temmuz bir darbe girişimi değil, bir saldırıdır. Olguyu, yaşanan olayı doğru tanımlamak lazım. İyi tanımlanamazsanız da dediğim gibi tanımlanırsınız zaten. Böyle darbe olmaz. Adamlar işgal ettiler, meclisi vurdular daha ötesi olabilir mi? Tam anlamıyla saldırı var burada. Peki bu saldırı ne? Bu saldırı, bizim 1000 yıldır kurduğumuz; Selçuklu ile kurduğumuz Osmanlı ile koruduğumuz ehlisünnet omurganın çökertilmesidir. Hikaye şu: 200 senedir bizimle savaşıyorlar. Bu adamlar kim? Amerikalılar değil, İngilizler. Bakın herkes Amerika vurgusu yapar ama Amerika küresel sistemin sopası, İngiltere beynidir. İranlılar taşeronudur, örgütler maşasıdır, Suud finansörüdür. Küresel sistem böyle işliyor. Niye bizimle savaşıyorlar peki? Çünkü 1000 yıldır tarihi biz yapıyoruz. Afrika’nın da, Amerika’nın da, Orta Asya’nın da tarihini biz yapıyoruz. 3 tane adam çıktı sahneye: Melikşah Nizamülmülk’ünü buldu, Nizamülmülk de Gazali’sini buldu. Ve bu 3 adam çeyrek asırda 1000 yılın tohumlarını ektiler. Birinci medeniyet krizinde: Gelen krizi görüyorlar hemen önlem alıyorlar ona. Onuncu ve on birinci yüzyıllarda bu krizler zirveye çıktı; Moğol istilası ve Haçlı saldırılarına rağmen Müslümanlar İslam’dan şüphe etmediler. Çünkü hazırlık yapılmıştı. Gazali’nin öncülüğünde akidede, siyasette ve fikirde üç büyük sütun dikildi. Yani dolayısıyla ehlisünnet omurga kuruldu, bunun üzerinden de İslam birliği kuruldu. Bu küresel bir tecrübe, darüsselam kuruldu. Farklı dinler, mezhepler, kültürler ancak bizim kurduğumuz bu düzen içerisinde rahatça yaşayabildi ve nefes alabildi. Bunu çökertmeye çalışıyorlar işte. Burada da İngilizler var. 1000 yıldır tarihi biz yapıyoruz ama son 200 yıldır çekildik. İngilizler iki büyük sanayi devrimi yaptılar üçüncüyü de Amerikalılar Yahudiler üzerinden yaptılar ve tarihin akışını belirliyorlar. Eğer bunu göremezsek zokayı yuttuk demektir. Yani FETÖ bir Amerikan projesi değildir, bu İngilizlerin işidir. FETÖ’nün de Amerika’da bulunması bir karartma operasyonudur.
Müslüman olması lazım diyorum gençlerin. İslam’ı ciddiye alması lazım ve teslim olması lazım. Bu da ancak cemaatle olur. Cemaatler dünyayı kurtaracak… Çünkü egoizm, kariyerizm, cinsellik aldı başını gidiyor. Bunun da önünde Hinduizm, Budizm falan duramaz. Bunun önünde cemaatler, tasavvuf üzerinden biz durabiliriz. Şu an dünya bize gebe biz de hakikate… Gençler iyi Müslüman olsun da gerisi hikâye…
Yani ehlisünnet omurga ilişkisini tehlike olarak gördükleri için hâlâ saldırıyorlar bize?
Evet, üzerimize gelen şey ehlisünnet omurganın çökertilmesidir, bunu insanların görmesi lazım. 1000 yıldır kurduğumuz bir düzen var bunu korumamız lazım. İki tane paralel din icat etmeye çalıştı İngilizler ve bunu başardılar. Vahhabilik üzerinden, selefilik üzerinden harici mantığını icat ettiler oradan da teröre sürüklediler. Bunlar selefi falan değiller, selefsiz bunlar. Bunlar tam anlamıyla selefsiz! Neoselefilik dediğimiz şey selefsizliktir. Hindistan’daki Müslümanlar ahmak mıydı yüzyıllardır Budist tapınaklarını niye bombalamadılar da bu selefsizler yapıyor bunu? Veya Peygamber kabirlerine bomba atıyorlar, evliyaullahın türbelerine saldırıyorlar, bunu da İslam adına yapıyorlar. Bu kabul edilecek bir şey midir?
İngilizlerin geliştirdiği bir şark meselesi var 200 yıldır. Eastern Question bunun adı. İki aşamadan oluşuyor. Aslında şark meselesini de aşan çok kapsamlı bir strateji bu. Birincisi İslam’ı tarih yapan bir aktör olarak, tarihten uzaklaştırmak. Osmanlıyı durdurarak bunu başardılar. Artık tarih yapan bir medeniyet olarak İslam medeniyetinden söz edemeyiz. İkinci aşama yüz yıldır uygulanıyor; özellikle Türkiye’de yaptıkları “Müslümanları İslam’dan uzaklaştırmak.” Cumhuriyetle beraber yaşanan şey bu.
FETÖ’nün İslam’ın adını kullanarak yaptığı dezanformasyon nedeniyle cemaat-tarikat isimleri zan altında bırakılıp hedef gösteriliyor. Siz de “Laiklik pompalanıyor, cemaatler bombalanıyor” şeklinde bir ifadede bulunmuştunuz. Bunu biraz açar mısınız?
15 Temmuz Müslümanları İslam’dan uzaklaştırma projesidir, İslam’ı bitirme projesidir. Dolayısıyla laiklik denen tasmayı da ele alırsak, Cumhuriyetle beraber başlayan sömürgeleştirme hareketinde sömürgeleştirilemeyen tek milletin kendi kendini sömürgeleştirmesi istenmiştir.
Cemaatler bu toplumun sigortasıdır. Cemaatleri, tarikatları hedef gösteriyor bazı ahmaklar. Bu toplumun ruh kökleri tasavvuf üzerinden kurulmuştur. Sen o cemaatleri kaldırıp attığında ortada hiçbir şey kalmaz. İnsanlar zokayı yutmuş durumda. 28 Şubat’tan daha tehlikeli bir süreç bu. Bunu ne siyaseti görüyor, ne entelijiyansiyası görüyor ne de Diyanet görüyor. Bir ilahiyat fakültesinin başındaki arkadaş açıklama yapmış: “15 Temmuz’da din için şehit olunmadı demokrasi için şehit olundu” diye. Bunlar beladır, bela… Eski Diyanet İşleri Başkanı çıktı televizyona “Bizi laiklik kurtarabilir” diyor. Sen ne dediğinin farkında mısın? Bunlar ekranları da kiliselere dönüştürdüler, itirafçılar çıktı meydana. Günah çıkarma seansları yapıyorlar resmen. Öyle bir algı operasyonu yapıyorlar ki cemaatleri, cemaat kavramlarını kötülüyorlar sürekli. Dün 28 Şubat’ta irtica üzerinden operasyon çektiler bugün cemaat üzerinden uğraşıyorlar. Ayrıca ilkesel olarak herhangi bir toplum kesimini sürekli medyadan hedef göstermek iğrenç bir şey. Bu aleviler olabilir, laikler olabilir, ateistler olabilir hiç fark etmez. Bunu biz yapamayız ki zaten. 15 Temmuz’da müthiş bir kahramanlık oldu, buradan hareketle nasıl bir yol haritası çizebilirizi konuşmuyorlar gidip cemaate-tarikata sallıyorlar. Bu çok tehlikeli bir durumdur.
Bir defa FETÖ bir cemaat değil bir örgüttür. Ak Parti’nin bazı teşkilatları bile anlamıyor bunu. Cemaatler olması tarikatlar kötü vesaire diyorlar. Yahu ne diyorsunuz siz, FETÖ’yle nasıl kıyas edersiniz cemaatleri? FETÖ Protestan İslam’dır. Önümüzdeki 100 yılı şekillendirecek şey İslam’ın alacağı şekildir bu yüzden de İslam’ı deforme etmek, dinamiklerini dinamitlemek için uğraşıyorlar. Bunları görmemiz lazım artık. Tarih perspektifi olmadan medeniyet okuması yapamadan bunu nasıl anlayacaklar ki? Kahire neden karargah oldu bunu anlamamız lazım. Mesela Hasan El Benna diyoruz değil mi. Hasan El Benna’yı Hasan El Banna yapan şey nedir? Tasavvuftur. Bunu hiç kimse konuşmuyor. Mısır’ı da bu yüzden vurdular çünkü Mısır’ı vurarak tüm Arap dünyasını vurmuş oldular. Bunu da ancak İhvan engellerdi ama onu da egale ettiler. Mısır ve Türkiye iki omurgadır. Bunlar ehlisünnet omurganın iki ayağıdır. Bunları korumamız lazım. Mısır da gittiğine göre artık sadece biz engel olabiliriz buna.
Bu süreçte gençlerin vazifeleri neler olabilir?
Burada yapılacak şey şudur: Kendinizi ciddiye alın. Gençlerin ciddi olmaları lazım. Gençlerin bir rüyalarının, hayallerinin olması lazım. Başka türlü olmaz. Taşı veya taşıyamama ama bir iddianız olması lazım. Özetle Müslüman olması lazım diyorum gençlerin. İslam’ı ciddiye alması lazım ve teslim olması lazım. Bu da ancak cemaatle olur. Cemaatler dünyayı kurtaracak… Çünkü egoizm, kariyerizm, cinsellik aldı başını gidiyor. Bunun da önünde Hinduizm, Budizm falan duramaz. Bunun önünde cemaatler, tasavvuf üzerinden biz durabiliriz. Şu an dünya bize gebe biz de hakikate… Gençler iyi Müslüman olsun da gerisi hikâye…