• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Bir Soru Bir Cevap
  • Gönül Dergâhından Hikmetler: Gönül Muhasebesi

Gönül Dergâhından Hikmetler: Gönül Muhasebesi

04.06.2016 18:58
Bir Soru Bir Cevap
3805
Osman Nuri Topbaş

Ömür, her an tükenmekte olan mahdut bir sermâyedir. İnsan da bu cihanda gâyesizce yaratılmış ve başıboş bırakılmış değildir. İlâhî imtihan için geldiği bu dünyada, her fânî gibi bir gün ölüm geçidinden âhiret âlemine intikâl edecektir. Bu bakımdan insanın, kendisine verilmiş olan emâneti zâyî etmeden, var oluş hikmetine ve insanlık haysiyetine yaraşır bir hayat yaşaması elzemdir. Hiç şüphesiz ki bu hayat da Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye istikâmetindeki bir hayattır.

Şimdi kendimizi bir gönül muhâsebesine çekelim:

Âyet-i kerîmede;

“…Namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar…” (el-Ankebût, 45) buyrulmuşken, biz namazlarımızı aksatmadan ve bilhassa cemaatle kılmanın ne kadar gayreti içindeyiz? Arkadaşlarımızla belirli bir vakitte buluşmak üzere yaptığımız sözleşmelere gösterdiğimiz dikkat ve hassâsiyetin, acaba kaçta kaçını Rabbimiz’le mülâkat demek olan namaz vakitlerine gösterebiliyoruz?

“Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin…” (el-A’râf, 31) emrine ittibâ etmek için, namaz kılarken En Yüce Dost’un huzuruna çıkıyor olmanın idrâkiyle, elbiselerimizin en güzelini giyebiliyor muyuz? Yoksa sadece arkadaş meclislerine giderken mi buna ehemmiyet gösteriyoruz?

Yine bir arkadaş meclisine gitmeden evvel ayna karşısında harcadığımız vaktin, acaba kaçta kaçını Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna çıkarken yaptığımız hazırlıklar için harcıyoruz?

“Sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe, aslâ birr’e (yani hayrın kemâline) erişemezsiniz. Her ne infâk ederseniz; şüphesiz Allah, onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân, 92) buyrulmuşken, elimizdeki imkânların ne kadarını kendimiz için, ne kadarını da bizim dışımızda olan fakat bize zimmetli bulunan kardeşlerimiz için sarf ediyoruz?

Zira İslâm âlimleri, yeryüzünün herhangi bir bölgesinde zulüm gören, esir olan veya ezilen din kardeşlerine yardım etmeye muktedir olup da yardım etmeyen müslümanların, büyük bir günaha girecekleri hususunda ittifak etmişlerdir.

Bugün Suriye, Gazze, Afrika ve diğer İslâm beldelerindeki din kardeşlerimizin hâli içler acısı… Hiç şüphesiz ki bu hâl, hepimizi vicdan muhâsebesine sevk etmesi gereken, ilâhî bir imtihan tablosu!..

“…Yetimi sakın ezme! El açıp isteyeni de sakın azarlama.” (ed-Duhâ, 9-10) buyrulmuşken, bir yetim gördüğümüzde, o yetim bizi hissen tâ Peygamber Efendimiz’e kadar götürüyor mu? Şâyet Efendimiz’in de bir yetim olarak dünyaya geldiğini hatırlamıyor ve yetimlere karşı vazifelerimizi düşünemiyorsak; îmânın gerektirdiği şefkat, merhamet ve diğergâmlık hassâsiyetleri noktasında gönüllerimizi hesâba çekmenin zamanı gelmiş demektir.

Cenâb-ı Hak has kullarını tarif ederken;

“Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” (el-İnsan, 8) buyurmakta ve o kulların din kardeşlerini kendilerine tercih ettiklerini beyan etmektedir. Peki, bizim tercihimiz kimden yana? Kendimizden mi, kardeşimizden mi?

“Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olun.” (et-Tevbe, 119) emr-i ilâhîsine itaat etmenin ne kadar gayreti içindeyiz?

Bir darb-ı mesel vardır: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu (hangi karakteri taşıdığını) söyleyeyim.” Zira insan, dostunun hâliyle hâllenir. Bu sebeple sâdıklarla beraberliği artırmak, sadâkat vasfını kazanmaya ve onların hâliyle hâllenmeye vesîle olur. Sâdî-i Şîrâzî Hazretleri, sâdıklarla beraberliğin fazîletini ve bunun zıddına sâdıklardan ayrılmanın hazin âkıbetini şöyle ifâde etmişlerdir:

“Ashâb-ı Kehf’in köpeği Kıtmîr, sâdıklarla beraber olup onlara sadâkat gösterdiği için büyük bir şeref kazandı, nâmı Kur’ân-ı Kerîm’e geçti. Nûh ve Lût’un karıları ise, fâsıklarla beraber oldukları için Cehennem’e dûçâr oldular.”

“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” (el-Bakara, 168) buyrulmuşken, günümüzde yediklerimizin helâliyetine, onların kalorisine dikkat ederken sergilediğimiz hassâsiyeti gösterebiliyor muyuz?

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokman, 18) buyrulmuşken, acaba bizim insanlara bakışımız nasıl? “Bizden güçlü kim var!” düşüncesiyle kurula kurula yürüyen ve büyüklenmeleri sebebiyle ilâhî azâba dûçâr olan mütekebbirlerin edâsıyla mı yürüyoruz, yoksa neden yaratıldığımızın tefekkürüyle, tevâzû, hiçlik ve mahviyet üzere mi?

“İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasûl’ün de size şahit olması için sizi mûtedil bir millet kıldık…” (el-Bakara, 143) buyrulmuşken, ümmeti olma şeref ve bahtiyarlığına nâil olduğumuz Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in ebedî kurtuluş dâvetini insanlığa duyurabilmek için canhıraş bir şekilde vermiş olduğu mücâdeleyi sık sık muhâsebe edebiliyor muyuz? O’nun bu sünnetini, ümmeti olarak ne kadar yaşayabildiğimizi ve “Allâh’ın yeryüzündeki şâhitleri” vasfına ne kadar lâyık olabildiğimizi düşünüyor muyuz?

“…İnsanlara güzel söz söyleyin…” (el-Bakara, 83) buyrulmuşken, peki biz kademe kademe bütün insanlara sözün en güzeliyle hitâb edebiliyor muyuz? Onlara tatlı bir lisanla konuşabiliyor muyuz?

Meselâ Rabbimiz anne-babaya hitâb ederken, nasıl hürmetle hareket edilmesi gerektiğini bizlere şöyle bildiriyor:

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «üf!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” (el-İsrâ, 23)

Sırat köprüsünde ayaklarımızın kaymaması için bugün İslâm’a ne kadar hizmet ediyoruz? Zira âyet-i kerîmede:

“Ey îmân edenler! Eğer siz Allâh’a (Allâh’ın dînine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7) buyruluyor.

Ne kadar ibretlidir ki günümüzün Ebû Cehilleri bâtıl dâvâlarını sürdürmek için canhıraş bir gayret ve fedakârlık gösterirken; hak ve hakîkat bir dâvânın mensupları olan biz müslümanlar, gayret-i dîniyyemizin seviyesini kâfî görebilir miyiz? Bu husustaki vicdan muhâsebesinden yüz aklığıyla nasıl çıkabiliriz?..

“Kim Rasûl’e itaat ederse, Allâh’a itaat etmiş olur...” (en-Nisâ, 80)

“(Rasûl’üm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...” (Âl-i İmrân, 31) buyrulmuşken, Allah Rasûlü’ne ittibâ hususunda hangi noktada bulunduğumuzu muhâsebe edip hayatımızı nebevî ölçüler ile mîzân ederek, ciddî bir tefekkür ve gayret iklimine girebiliyor muyuz? O’nun ümmetine yakışacak bir hayat sürmenin heyecanı içinde; ibadetlerimize, davranışlarımıza, hislerimize, düşüncelerimize, günümüze, yarınımıza, velhâsıl dünya ve âhiretimize O’nun eşsiz güzelliklerini ve derinliğini aksettirmeye çalışabiliyor muyuz? Çünkü insan, sevdiğine, sevgisi ölçüsünde meftun olarak onu taklîd eder.

“Benim için şu olmazsa olmaz!” dediğimiz kaç husus, acaba Allah ve Rasûl’ünün rızâ ve hoşnutluğunu kazandıracak bir keyfiyet arz ediyor?

“Ey îmân edenler... Birbirinizin kusurunu araştırmayın…” (el-Hucurât, 12) emr-i ilâhîsi varken, biz ne durumdayız? Gözümüz ve gönlümüz başkalarının kusurları ile mi yoksa kendi kusurlarımızla mı meşgul oluyor?

Zira unutulmamalıdır ki, kalpteki nûrun bir sebebi de, mü’minin kendi hâlini çokça muhâsebe etmesi ve başkalarının kusurlarından önce kendi kusurlarını görebilmesidir.

İlk emri “Oku!..” (el-Alak, 1) olan bir dînin mensupları olarak bilgilerimizi artırmak için, kişinin dünyevî ve uhrevî bütün ihtiyaçlarını karşılayan, onu ahlâkî faziletin zirvesine yükselten Kur’ân-ı Kerîm ile meşgûliyetimiz hangi seviyede?.. Onun tahsili ile ne kadar meşgul olabiliyoruz? Bir yabancı dil öğrenmek için gösterdiğimiz gayreti, Kur’ân’ın ahlâkıyla ahlâklanmak için gösterebiliyor muyuz? Çünkü en büyük tahsil, Kur’ân-ı Kerîm’i ve onu en güzel bir sûrette yaşayarak tefsir eden Efendimiz’i yakından tanıyabilmektir.

Rabbimiz, Kur’ân ve Sünnet çerçevesinde bir hayat yaşayabilmeyi, nefislerimizi de dâimâ muhâsebe edip hâlimize istikâmet verebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin.

Âmîn!..

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Osman Nuri Topbaş

1942 yılında İstanbul Erenköy’de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım’dır. İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur’an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu’na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı’nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Bat...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Niyetlerimiz Hâlis Olsun
Muhterem Efendim, bir müs...
Huzurlu Aile Yuvası
Huzurlu Aile Yuvası
Ailede huzur için nelere ...
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
İslâmofobi Değil, İslâm Fazîleti
Bugün dünyada "İslâmofobi...
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Eşitlik Maskesiyle Kadın İstismârı
Son yıllarda önce "Kadın ...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431394

Bagamoyo Afrika... 4919244

Kasım Sayımız Çıktı! 3498134

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187612

Bkz: Doğu Türkistan 480159

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287541

10 Soruda Sen Kimsin? 276033

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS