Abdullah Güner
İstanbul Tasarım Merkezi, 2008 yılında kurulmuş bir tasarım eğitim kurumu. Tasarım konusunda farklı eğitim anlayışı ile yeni tasarımcılar yetiştirmeyi amaçlıyor. Sultanahmet’teki Özbekler (Buhara) Tekkesi’nde faaliyet gösteriyor. İstanbul Tasarım Merkezi’nin başında tasarımcı Faruk Akın bulunuyor. Akın bize tasarım merkezini ve yaptıkları çalışmaları anlattı.
İstanbul Tasarım Merkezi’nin amacı nedir?
Buranın amacı yeni bir vizyon oluşturmak ve dünya tasarım yarışında söz sahibi olmak. Uluslararası bir okul olup aynı zamanda Türkiye’de uluslararası Türk tasarımcıları yetiştirmek. Ayrıca Osmanlı tasarımını alıp ona sahip çıkıp onu geliştirecek ulusal boyutta da yenilik yapacak tasarımcılar yetiştirmek istiyoruz. Bu işin hem ulusal boyutunda hem de uluslararası boyutunda başarılı olacak okul ve öğrenciler ortaya koymak istiyoruz.
Tasarım neden önemli?
Tasarım ihtiyaçtan çıktığı için insan hayatını değiştiriyor. İnsanların günlük hayatta kullandıkları bilgisayar, sandalye, üzerinizdeki kıyafetler, elinizdeki broşürler kısaca etrafınızda gördüğünüz her şey tasarım. Dolayısıyla insan hayatını etkiliyor. Tasarıma bir ülke ne kadar önem verirse o kadar hızlı gelişiyor. Tasarımın gelişmiş ülkelerde çok önemli bir yeri var, tasarıma büyük saygı duyulur, tasarımcılara büyük imkanlar sunulur, çünkü ülkenin yaşama düzenini değiştiriyor tasarımcılar. Bu kadar insan hayatını ülke ekonomisini ve insan yaşama biçimlerini direk etkileyen meslek dalına henüz Türkiye çok yakın ilgi göstermiyor.
Ülkemiz bu eksikliği nasıl gideriyor?
Uluslararası tasarımcıların oluşturdukları hayat biçimlerini buraya ithal ederek eksiği gideriyor. İthal ile giderilmeye çalışılan eksiklik, hep dış bağımlılığa sebep olur. Ülkenin bir toprak olarak bağımsızlığı vardır, bir de ekonomik bağımsızlığı. Ekonomik bağımsızlık güçlü tasarımcılar ile ilerleyebilir. Türkiye’de tasarım sanat zannedildiği için duvardaki tabloyla herhangi bir tasarım yapıtının aynı ölçekte insan hayatını etkilediği zannediliyor. Sanat estetiktir ve estetiksel manada etkiler, etkisinin ne kadar içine girerseniz o kadar olacaktır. Tasarımın etkisi ise sizin etkilenme yüzdenize bağlı değildir, insan hayatını doğrudan etkiler.
Türkiye olarak hiç mi tasarımcımız yok, hiç mi bir şey yapılmıyor?
“Marifet iltifata tabidir.” Türkiye’de belli noktaya gelen tasarımcılar, Türkiye’de usta düzeyinde iltifat görmedikleri için yurtdışına kaçıyorlar, çok ciddi olarak fikir kaybı var. Modacıysa Paris’e, Viyana’ya, Londra’ya kaçıyor; endüstriyel tasarımcı ise Milano’ya, Londra’ya, Amerika’ya… Bu kaçışları ülke çok fazla umursamıyor, umursamadığı için de bedelini aslında çok ağır ödüyor. Ulusal üretim olmadığı için ciddi anlamda bu ekonomiye yansıyor.