• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Bir Başka Açıdan
  • Yeni Sorular, Yeni Sorunlar

Yeni Sorular, Yeni Sorunlar

27.04.2020 21:42
Bir Başka Açıdan
2590
Taha Kılınç

Hepimiz yepyeni sorularla ve yepyeni sorunlarla mücadele halindeyiz. Bu sorulardan ve sorunlardan kaçacak durumda da değiliz. İslâm’dan da vazgeçemeyeceğimize göre, İslâmî cevaplar ve çözümler bulmak, bunları hayata geçirmek ve yaşatmak mecburiyetindeyiz.​

Toplumun çok farklı kesimlerinden gençlerle sıklıkla bir araya gelmek, içinde yaşadığımız fanusların aslında bizi yanıltabileceğini gösterdi bana. Küçük ve dar çevremizde hayatlarımız mutlu-mesut devam ederken, bizim dışımızdaki dünyada çok sayıda ciddi problem özellikle genç nesilleri pençesine almış bulunuyor. Ülkemizin geleceğini de tehdit eden bu problemlerin birincisini, gençlerimizin İslâm’la bağlarının hızla gevşemesi oluşturuyor. Kimliğinde ve resmiyette İslâm’a mensup olma durumu sürerken, pratikte hızlı ve yaygın bir kopuş söz konusu. Bundan birkaç on yıl sonra, bugünün gençlerini bambaşka iklimlere yelken açmış yetişkinler olarak bulabiliriz. Şimdiden baş gösteren manevî bunalımlar, bu konuda alarm zillerinin çoktan çalmaya başladığını gösteriyor. ​

Kişisel gözlemlerim ışığında, gençlerimizin İslâm’la bağlarının zayıflamasında -birçok sebebin yanı sıra- üç ana sebep oldukça önemli diye düşünüyorum. ​

Birincisi, İslâm’ı yaşadığını iddia eden ve dindar görünümü taşıyan insanların yaşamlarındaki ve uygulamalarındaki tutarsızlık. Kıyafetiyle, üslubuyla, yaşantısıyla, taşıdığı sembollerle ve söylemleriyle İslâm’ı temsil noktasında görülen kişiler, bütün toplum tarafından yakından takip ediliyor. Bu kişilerin pratik hayatlarındaki çelişki ve tutarsızlıklar, sadece onların bireysel günahı olarak kalmıyor, aynı zamanda İslâm’a mal ediliyor. “Müslüman siyasetçi”nin yolsuzluğa bulaşması, “Müslüman tüccar”ın hırsızlık ve dolandırıcılık yapması, “Müslüman öğretmen”in vazifesinin hakkını vermemesi gibi sayısız örnekte, fatura İslâm’a da çıkarılıyor. Tutarsızlıklar ve çelişkiler çoğaldığında, topluma mal olduğunda, bunların düzeltilmesi ve telafi edilmesi için kitlesel adımlar atılmadığında ve yanlışlar artık normalleştiğinde, gençlerin zihinlerinde İslâm bir tür mitolojiye dönüşüyor. “Hiçbir haksızlığı önlemeyen, güzel örnekler üretmeyen, yanlışları düzeltmeyen bir din” imajı, İslâm’la adeta özdeşleşiyor.

​İkincisi, ihtilaflı ve karmaşık dinî meselelerin kamuoyu huzurunda uluorta tartışılması. İlim ehlinin ve ilgililerin belki keyif aldığı ve kırıntı mesabesinde bir şeyler öğrendiği bu türden alenî ve kamusal tartışmalar, kâhir ekseriyeti yalnızca ürkütüyor. Kalabalıklar, bu türden tartışmaları kafaları tamamen karışmış ve zihinleri allak-bullak olmuş biçimde izliyor, sonra da dini bir tür cedel ve kavga sahası olarak görüp gözden kayboluyor. Tarafların ve taraftarların küstah birer küfürbaza kolaylıkla dönüştüğü bu türden tartışmalar, hiç kimsenin kendi fikrinden dönmesine, tevbe etmesine, doğruyu bulmasına ve hidayete ermesine yol açmıyor. Aksine gerginlikleri ve düşmanlıkları daha da keskinleştirip derinleştiriyor. Bu türden ağız dalaşlarına maruz kalan çoğunluk ise, bırakın anlamak için kafa yormayı, dinleme zahmetine bile girmeden din sahasından uzaklaşıyor. ​

​Üçüncüsü, fıkıh başta olmak üzere, İslâmî ilimler sahasındaki temel disiplinlerin, günümüzdeki modern problemlere cevap vermekte yetersiz kalması. Sürekli yeni sorularla ve yeni sorunlarla karşı karşıya kalan, internette ve arkadaş ortamında İslâm’ın modern dönemin problemlerine hangi cevapları verdiğiyle ilgili zihin egzersizleri yapmak mecburiyeti duyan gençler, klasik ilmihal kitaplarını açtıklarında “sular bahsi”yle, “yağa düşen farenin yağı kirletip kirletmediği”yle, “cariyenin tesettürünün sınırları”yla ve daha birçok “de-mode” konuyla karşılaşıyor. Bu tablonun tam karşısında, sözüm-ona problemlere çözüm getirmek amacıyla yola çıkıp her türlü Kur’ân ve Sünnet ölçüsünün dışına taşan, nefsânî ve indî yorumlarla meseleleri “İslâmî” çerçeveden uzaklaştıran modern ve nevzuhur yorumlama biçimleri yer alıyor. Gençlerimiz, çağa yetişemeyen eski metinlerle İslâmî açıdan tutarlılık derdi taşımayan hadsizlikler arasında, kararsız ve çaresiz bir biçimde gidip geliyor. Bu gidip gelmelerin verdiği yorgunluk ise, nihayetinde İslâm’ı yaşamaya çalışmaktan vazgeçmeye ve yaşadığı şeylere inanmaya dönüşüyor.

​Bu üç temel problemin, üç çözümünün olduğu ifade edilebilir. Problemler gayet açık ve net olduğuna göre, çözümler de aynı oranda açık ve net olmalıdır. Ki öyledir de. ​

Bilhassa göz önünde bulunan insanların İslâm’ı samimiyetle yaşaması, kendi içinde bulundukları çevrelere ve topluma güzel örneklik teşkil etmesi, birinci nokta. İzlenen ve takip edilen insanlar, eğer örneklikte tutarlılık ve içtenliği ilk sıraya yerleştirirlerse, elde edecekleri ecir ve sevap da ona göre sınırsız olacaktır. Aynı şekilde, eğer tutarlılık derdi olmadan, hoyratlıklarını sürdürürlerse, İslâm’a sürdükleri lekenin vebali, bizzat o dinin sahibi tarafından sorulacaktır.

​Hocaların, kanaat önderlerinin, düşünürlerin ve bilumum münevver geçinen insanların, İslâmî alandaki ince meseleleri ve yalnızca ehlinin bilmesi gereken nazik ayrıntıları kamuoyu önünde tartışmaktan bir an önce vazgeçmeleri gerekmektedir. Birçok bâtıl ehlinin bu sayede meşhur olmasındaki ironik sakatlık bir yana, İslâm’ın bizzat kendisi de bu usulden büyük zarar görmektedir. Adına mikrofon şehveti mi dersiniz, takipçilere kendini gösterme arzusu mu, yoksa meşhur olma sevdası mı, arkasındaki motivasyon her ne ise, cedel ve didişme sahası acilen boşaltılmalı; yerine hikmet ve ihsan doldurulmalıdır. Gençlerimiz, birbirine ağız dolusu söven kızgın kalabalıklar yerine, kanatlarının altına sevgiyle ve şefkatle sığınabilecekleri merhamet ve muhabbet odakları arıyor. Kavgadan ve gürültüden hepimiz yorulduk, en fazla da kalplerimiz ve akıllarımız yoruldu. ​

Ve son olarak, en zoru: Fıkıh ve diğer İslâmî disiplinler, geleneğin bize kazandırdığı muazzam birikim silinmeden ve yok sayılmadan, bize intikal eden ilmî ve manevî mirasın ışığında, güncellenmeli ve günümüzün acil ihtiyaçlarına cevap sunabilen açılımlar getirilmelidir. Bu yapılırken, elbette Kur’ân ve Sünnet dışına çıkılmamalı, temel kaynaklarımız ıskalanmamalıdır. Bu faaliyetin, bir ya da birkaç kişinin çabasıyla başarılamayacağı ortadadır. Her şeyi devletten ve siyasetten beklemeden, vakıflarımız, derneklerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, dinî yapılarımız ve ilmî kurumlarımız imkânları ölçüsünde kolları sıvamalı ve üzerlerine düşeni yapmalıdır. İslâm’ı yaşamak ve kucaklamak isteyen gençlerimize “Sosyal Medya İlmihali”, “Etik Fıkhı”, “Telif Hakları, İletişim ve Teknoji Fıkhı”, “Sinemada İslâmî Ölçüler” gibi çok çeşitli başlıklarda, tutarlı ve doyurucu metinler sunabilmeliyiz. Ki böylece, İslâm’ın onları köşeye sıkıştırmayan, belli ölçüler dahilinde onlara alan açan ve yaşanabilen bir din olduğu anlaşılsın, idrak edilsin. ​

Velhasıl, hepimiz yepyeni sorularla ve yepyeni sorunlarla mücadele halindeyiz. Bu sorulardan ve sorunlardan kaçacak durumda da değiliz. İslâm’dan da vazgeçemeyeceğimize göre, İslâmî cevaplar ve çözümler bulmak, bunları hayata geçirmek ve yaşatmak mecburiyetindeyiz.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Taha Kılınç

1980 doğumlu. Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, basın-yayın hayatına atıldı. Yayımlanmış 7 kitabı bulunuyor. Halen bir ulusal gazetenin dış haberler müdürlüğü görevini yürütüyor. Kendisine cennet bileti olmaları için dua ettiği iki kız babası. ...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

İnsanı İnsan Yetiştirir
İnsanı İnsan Yetiştirir
Kötülüğün çaresi ve panze...
"İslâmî Tatil" Demişken...
Aklımıza gelen her şeyin ...
Alternatif Liste
Alternatif Liste
Okumaktan muradımız kendi...
Gölgede Dinlenen Yolcular
Gölgede Dinlenen Yolcular
Hz. Âdem ve eşi Havvâ ann...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431352

Bagamoyo Afrika... 4919209

Kasım Sayımız Çıktı! 3496329

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187371

Bkz: Doğu Türkistan 480110

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287511

10 Soruda Sen Kimsin? 275950

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS