Ayşe Kurudere
Resmiyet, ciddiyet ve tedbir abidesisiniz. Organize gücünüz had safhada. Sadık, düşünceli ve saygılısınız. Ama sıkılgan, affetmesi zor, kin tutabilir, güvensiz, telaşlı, fazla hassas, aşırı tedbire dayalı, kötümser, kuşkucu, tenkitçi ve bunalımlı özellikleriniz de olabilir
(Geçtiğimiz Sayıdan Devam)
Sınıfta formalı, bıkmış tiplerden oluşan bir grup flüt çalıyor, bir grup ise türküyü söylüyor ve öğretmen ne yapılsa beğenmiyor… Ufacık bir tiz ses duysa hemen başa sarıyoruz. “Tekrar baştan” sanırım o derste en çok duyulan cümleydi. Bize basit ve gereksiz gelirdi bu kadar çaba, bu kadar hassasiyet ve baskı… (Öğrenci zihniyeti). Hâlbuki sadece türkü üzerinde değil hemen her sorumluluğunda hiçbir pürüz olmamalıydı o öğretmenin. Her detay önemli ve gerekliydi. Asla kural dışına çıkmazdı ve onun her duruma karşı tedbirli oluşu bizi hep şaşırtırdı. Mesela çantasında getirmeyenler için 3 flüt, nota kâğıtları ve ses kayıt cihazı olurdu. Sesi kaydeder ve gelecek hafta kalite düşmüş mü artmış mı kesin karşılaştırırdı. Sonra tehditkâr bir bakış atıp, “Sakın branşımı küçümseyip, niye bu kadar uğraşıyorum diye düşünmeyin. Müzik olmazsa insan hislerini tam anlamıyla yaşayamaz. Müzik bir nimettir!” derdi.
Tedbiri elden bırakmamak, yaptığını mükemmel yapıyor olmak, kuralların öneminin asla yitirilmiyor olması, detayların sürekli gündemde tutulması, riskleri önceden görüyor olmak, ciddiyet, ağırbaşlılık, düzenlilik ve planlılık dediğimde “-aaa beni tarif ediyor” diyorsanız şayet siz tam bir mükemmeliyetçi melankolik kişiliksiniz. Yani mavi karakterli insanlardansınız. Resmiyet, ciddiyet ve tedbir abidesisiniz. Organize gücünüz had safhada. Sadık, düşünceli ve saygılısınız. Ama sıkılgan, affetmesi zor, kin tutabilir, güvensiz, telaşlı, fazla hassas, aşırı tedbire dayalı, kötümser, kuşkucu, tenkitçi ve bunalımlı özellikleriniz de olabilir. Size tavsiyelerimiz şöyle:
Her zaman en iyi olamazsınız, insan daima eksiktir, eksik şeyler yapar. Ayrıca sizden başkasına da fırsat vermeyi deneyin ve ortaya çıkan güzel işler için takdir etmeyi öğrenirseniz sevilmeyen yanlarınızdan kurtulmaya başlarsınız.
Dertli olmak güzeldir, ama siz biraz fazla kederlisiniz, keder kuşlarını başınızdan kovmasanız bile başınıza yuva yapmalarına müsaade etmeyin. Ayrıca bunalımlı edanızı da naftalinleyip dolaba kaldırın. Ve o dolabın yolunu unutun. Böylece cidden bunalımlı olduğunuzda “- Sorun yok, onun her zaman ki hâlidir” gibi sözcükleri işitmektense, muhtaç olduğunuz ilgi ve yardıma ulaşabilirsiniz.
Bu karakterdeki kimselerin korkularından kaynaklı evlilikten uzak durma ve mükemmeli arama sebebi ile yalnız kalmaları ise ciddi bir konu olup, göz ardı edilmemelidir. Ayrıca bu durumdan yararlanmaya çalışan birçok sanal tuzak baş göstermiş bulunmakta. Paylaşım siteleri yahut haberleşme sitelerinin tanışma/kaynaşma mekânı olarak kullanılmaya çalışılmasından tutup, evlilik sitesi aldatmacalığına kadar devam ettirebiliriz bunları. Ama gözden mi kaçıyor ya da akla mı gelmiyor bilinmez; bir insan kendisini tanıtmak istemezse ya da olduğundan farklı tanınmak istemişse bunu kolayca başarabilir. Bir de sanal ortamda bu inanılmaz boyutlara gelebilir. Bu riske girilmeyecek kadar değerli yaşantınız. (Günümüzde bu mükemmeli arama tutumu sadece mavi karakterlere has kalmayıp, gerek dizi ve filmlerdeki hayali kahramanlardan etkilenme, gerekse zor hayat şartları sebebi ile hızla yayılmakta!) Bundan sebep muhataba hata payı bırakmalı ve korkulardan meydana gelen retlerden vazgeçmek hususunda gayret sarf etmelisiniz. Elhasıl güzel bir benzetme yapılmış, paylaşmadan geçmeyelim…
“Korkularınızdan oluşan kurtları, zorlu ve karlı yollarda seyahat edebileceğiniz kızak köpekleri haline getirin.”
Ayrıntıları hesaplamak güzeldir ama ayrıntılara fazlaca takılıp, o işi neden yapıyor olduğunuzu unutmayın… Hedef olarak görülen durum, o hedefe giden yoldaki ayrıntılardan daha önemlidir. Önem sırasında hata ve bunca hesap/planlama ile hem zihninizi yorar hem de başarmış olmak değerini yitirdiğinden gerekli tatmin ve mutluluk durumuna erişmiş olamazsınız.
Kendinizi fazlaca eleştirmekten de vazgeçin, elzem olan kendinizi değil, davranışlarınızı eleştirmenizdir. Eleştirip çökertmek, psikolojik travmalar geçirmek değil, toparlanıp, düzeltmek, daha iyileri ile değiştirmek en büyük amacınız olursa mutlu olmak adına yatırım yapmış olursunuz.
Hayatın olumlu yönleri olumsuzluklarından daha fazla. Bu durumun farkına varmak için gayret edin. Bir beyaz sayfada ufacık bir siyah nokta var diye sayfayı külliyen heba etmeyin… 50`li yaşlarınızda 50 ya da daha aşağı yaşlarda görünmek için en büyük formül olumluları keşfedip, müspet (pozitif) bakış gücünü artırmaktır. Bu kaideyi gündeminizden hiç çıkarmamanız şiddetle tavsiye edilir. Aksi takdirde hep olduğunuzdan yaşlı görünmeyi şimdiden kabullenin ve bir de bundan ötürü bunalıma girin(!).
Üzüldüğünüz olayların zamanla ne kadar küçük olduğunu fark ettiğinizde pişmanlık duymamak için üzüntülerinizin boyutunu tartmayı unutmayın… Bu üzüntülü hal potansiyelinizden sağlanabilecek faydanın önüne ket vuracaktır. Bizi bu yarardan mahrum etmeyin. Ve yine unutmayın: Ülkemizin, milletimizin ve savunduğumuz/doğruluğuna inandığımız her meselenin sizin gibi yaptığını tam yapmak arzusunda ama sıkıp, yormayan; bıktırıp, usandırmayan neferlere ihtiyacı var…
Gelecek sayı sırada Kırmızı Karakter/Güçlü Kolerik Kişilikleri tanıma ve tavsiyelerin bulunması planlanıyor, tabi bir aksaklık olmazsa. Bir ufak rica! Ben nasılsa bu renk karakter değilim, kendi konumu okurum demektense her tür kişiliği öğrenmenizin iletişim ve hayat değerlerinize sağlayabileceği yararı düşünüverin. Değişme kabiliyetini kuluna ihsan eden kudrete emanet!