Hac döneminin yaklaşmaya başlaması ile birlikte gazetelerde, televizyonlarda, dergilerde turizm şirketlerinin reklamlarını sıkça görmeye başladık. Genelinde birer hoca, birer sanatçı ve birer kanaat önderinin ismi anılarak “Seçkin kişilerle hacca gitmek istemez misiniz?” sorusu soruluyor ve normal hac ücretine birkaç Euro zam yapılıyor.
Bu durum hacı adaylarını iki yönlü kandırmaya yönelik bir tutum. Birincisi maddi yönden kandırılıyorlar çünkü ödedikleri fazla bedel o sanatçının hocanın bedava gitmesini sağlıyor. İkincisi manevi yönden kandırılıyorlar, çünkü seçkin denilerek vurgulanan kişilerle hacca gitmenin sevaplığı daha fazladır diye bir şey yok. Evet, haccın nasıl yapılacağını öğreten birilerinin olması gerekir ancak bu kişinin seçkin, sanatçı vesaire diye lanse edilmesi tamamen reklam ve kâr amaçlı.
Hac, hem mal hem bedenle yapılan bir ibadet. Buna bir de “seçkin” kişileri eklemek fıkhi bir durumu da ortaya çıkarır. İnsanları kandırmaya çalışanlarla Hac yapılabilir mi bu da önemli bir tartışma konusu. Zaten son yıllarda yoğun hac talebinden ötürü kimsenin hemen gitme şansı olmuyor. İş bu kadar zorlaşmışken bir de insanları farklı kaygılara yönlendirmenin vebali ağır olacaktır diye düşünüyorum.