“Rabbin bal arısına vahyetti: “Dağlarda, ağaçlarda ve yüksek yerlerde kendine evler edin! Sonra meyvelerin, çiçeklerin tümünden ye. Böylece rabbinin yollarında boyun eğmiş olarak dolaş. Arıların karınlarından muhtelif renkte içecek şerbetler çıkar ki onda(balda) insanlar için şifa vardır. Muhakkak düşünen bir topluluk için bunda bir ayet vardır.” (Nahl suresi – 16,68-69)
Arılar Aslında Uçamaz
Çünkü uçma kurallarına göre bir cismin uçabilmesi için kanadının kendinden büyük olması gerekmektedir. Fakat arıların kanadı kendinden küçük olduğu halde uçmaktadırlar. Çünkü arılar bu gerçeği bilmiyorlar. İmkânsız diye bir şey tanımıyorlar. Aslında insanlar imkânsız deyip başaramadıkları şeylerde arıları örnek almalıdırlar. İmkânsız dediklerimiz aslında hiç de imkânsız değildir. Sadece o şekilde şartlandığımız için başaramıyoruz. Gelelim arılar hakkındaki ilginç gerçeklere…
Arılar hakkındaki ilginç gerçekler…
-Yaklaşık 20.000’ e yakın arı türü vardır. Bunların çoğu küme halinde yaşamazlar. En sık rastlanan sosyal arı türü balarılarıdır. 80.000 kadar arı tek kovanda koloni olarak yaşayabilir.
-Arılar aralarında çeşitli ritmik hareketlerle iletişim kurarlar.
-Arılar saniyede 250 kez kanat çırpabilirler. Bu kanat çırpışı genellikle kovanı soğutmak için yapılan “yelpazeleme” sistemidir.
-Tehlikeli durumlarda arılar tehlikeyi haber vermek için daha yüksek sesle vızıldarlar.
-Arılar koku alabilirler. Arıların antenleriyle ilgili yapılan son araştırmalar arıların koku almak için kullandıkları kimyasal reseptörlerin bulunduğu kanıtlanmıştır.
-Arılar koku aracılığıyla birbirlerini tanıyabilir ve farklı türlerini ayırt edebilirler.
-Bir kiloluk balın yapılabilmesi için arıların 4.000.000’dan fazla çiçekten bitki özü toplamaları gerekmektedir.
-Bal arılarının işçileri yaklaşık olarak 1,5 ay yaşarlar. Erkek arılar 6 ay kadar ve kraliçe ise 4 yıl kadar yaşar.
-Bir işçi arı yaşamının tamamında bir çay kaşığının 12’de biri kadar bal yapabilir.
-Bal arıları yaklaşık olarak saatte 24 km hızla uçabilirler.
-Arılar başında bulunan duyargaların içindeki sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilirler.
-Arılar kendi hayatlarını tehlikede görmediği sürece insanları sokmazlar.
-Dünyanın en hızlı bilgisayarları saniyede yaklaşık 16 milyar kadar aritmetik işlem yapabilir. Bir bal arısı ise aynı sürede daha az enerji tüketerek yaklaşık 10 trilyonluk işlem yapma kapasitesine sahiptir.
-Bal arıları polenleri toplanmış olan çiçeğe diğer arıların bir daha uğramaması için polen aldıkları çiçeğin üzerini elektriksel alanla kaplarlar. Vücutlarındaki elektro alıcılar sayesinde bu izleri görüp algılayan diğer arılar ise bu çiçeklere uğramıyor, zamandan tasarruf etmiş oluyorlar.
-Arılar yaşlandıkça akıllanıyorlar, meslek hastalığına yakalanıyorlar ve toplayıcı arılar 2 kg bal üretebilmek için dünya ile ay arasındaki mesafe kadar yol kat ediyorlar.
-Arılar hastalanabiliyorlar ancak hastalıklarını kovandaki diğer arılara bulaştıramıyorlar. Çünkü arılar bir virüs kaptıklarında yön duygularını yitiriyor ve yuvalarını bulamadıkları için tek başına ölüyorlar.
-Alman bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda arıların yönlerini bulabilmek için bir tür haritadan yararlandıklarını belirtmişlerdir. Yani arılar doğadaki birtakım işaretleri akıllarında tutarak hedefe ulaşabilmektedir.
-Her kovanda kraliçe arının salgıladığı bir tür kimyasal madde vardır ve bu maddeyi tüm arılar kraliçeden alarak aynı kokuya sahip olurlar. Dolayısıyla bu kokuyla birbirlerini tanırlar ve kovana giren yabancı bir arı olduğu zaman kolayca tanıyarak kovandan dışarı atarlar yahut öldürürler.
-Arılardaki iş bölümü yaşlarına göre ayrılır:
*1-2 günlük olan işçi arının görevi kovanı temizlemek ve sıcaklığı sabit tutmaktır.
*3-5 günlük bir arı yeni doğmuş büyük larvaları beslerler.
*6-11 günlük olanlar ise daha küçük larvaları beslerler.
*12-17 günlük olanlar balmumu üretmeye, petek inşa etmeye ve yiyecek taşımaya başlarlar.
*18-21 günlük olanlar kovanın güvenliğinden sorumludur. Kovana ait olmayanı içeri almazlar.
*22-45 günlük olanlar bal üretmek için çevreden nektar ve su toplarlar.
-Arılar asla uyumazlar. Geceleri ortadan kaybolurlar ama uyumazlar. Tüm gece boyunca hareketsiz kalarak beklerler ki ertesi günkü yoğun iş tempoları için enerji biriktirebilsinler.
-Arıların birbirleriyle haberleşmek için kendilerine göre usulleri vardır. Bir arı bala alınacak çiçek buldu mu hemen kovanın yanına gelir çeşitli biçimde uçarak öbür arkadaşlarına çiçeğin yerini haber verir. Çiçek güneşin bulunduğu yönde ise arı havada bir çember çizip güneşe doğru uçar. Yine bir çember çizer. Ters yöndeyse çember çizip güneşten uzaklaşır