20 gönüllü arkadaşımız Sudan, Fildişi Sahili, Uganda ve Burkina Faso’da su kuyusu açılmasını öngören proje kapsamında hem maddi hem de sosyal olarak girişimcilik rolü üstlendi.
Uluslararası Genç Derneği (UGED), 2015 yılı boyunca yurt içi ve yurt dışında birçok önemli projeye imza attı. Geçtiğimiz Ramazan ayında toplamda 85 gönüllüyü Afrika’nın 9 ülkesine gönderen UGED, yine yaz döneminde de “İmardan İhyaya Giden Yolda 40 Kızan” başlığıyla bu kez Balkanlar’a uzanmış, 40 gönüllü arkadaşımız 10 günlük süre zarfında hem imar hem de ihyada bulunmuştu.
Yılın son döneminde ise “Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat” projesiyle Afrika’ya ikinci sefer gerçekleşti. Kasım ayının son haftası başlayan sefer, Aralık’ın başında sonlandı. 20 gönüllü arkadaşımız Sudan, Fildişi Sahili, Uganda ve Burkina Faso’da su kuyusu açılmasını öngören proje kapsamında hem maddi hem de sosyal olarak girişimcilik rolü üstlendi; kuyuların paralarını kendi imkânlarıyla düzenledikleri yardım faaliyetlerinden elde etti…
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın (GSB) desteğiyle gerçekleşen Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat için dergimizde de güzel bir bölüm ayırdık. Bakalım “yüreklere bir damla su” olmasını ümit ettiğimiz ab-ı hayat, nasıl olmuş...
Gönüllerdeki İnkişaf Çok Büyük…
Musab Demirlenk / Sudan
35 milyon Sudan halkının yüzde 25’i doğrudan evlerinde elektrik ve su kullanabiliyor. Su gerçek manası ile Ab-ı Hayat oluyor Afrika’ya. Bu yüzden 250 nüfuslu köyler, su kuyusu açılışından sonra 2 bin kişilik nüfuslara yükseliyor. Bu gerçekleri bilen dertli genç kardeşlerimiz Afrika’ya kadar gelip, Müslüman kardeşlerinin su ihtiyaçlarını karşıladılar. Bu projenin ismi, Afrika’ya kadar gelen arkadaşların isimleri zamanla unutulacak. Belki su kuyusu bile işlevini yitirip yıkılacak. Ama nesilden nesle 2 kelime fısıldanacak “Müslüman Türkler.” Türkiye’den buralara kadar gelip bizim su ihtiyacımızı giderdiler... Yüzyıllar geçmesine rağmen Afrika topraklarında Türk olduğumuzu duyan Afrikalı kardeşlerimiz bize, Osmanlının hayratlarından Afrika’ya yaptığı hizmetlerden bahsediyor... Bir su kuyusu ufak bir hayır gibi gözükse de gönüllerdeki inkişafı çok büyük oluyor, nesillere aktarılıyor. Devamlı olan, istikrarlı olan hizmetlerimiz olsun inşallah…
Dertleri Büyütün, Afrika’yı Kuşanın! 
Mehmet Targal / Fildişi Sahili / Aide Yardım Derneği
Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat ve benzer projeler, ismen somut değerler. Ama asla sadece maddi katkı değiller... Bu tür faaliyetler, Batı’nın geçmişte oluşturduğu ve bugün farklı görüntüler altında devam ettirmeye gayret ettiği “beyaz adam” olgusunu tamamen altüst etmekle birlikte, daha güzel günlerin geleceği ümidini aşılamaktadır. İnanın buralardaki insanların maddiyat kadar manevi olarak da; sevilmeye, kucaklanmaya ihtiyacı var. Türkiye’yi ve Türk insanını da bu sebeple çok seviyor, bizlerin özverili ve samimi halini şaşırarak izliyorlar. Hamdolsun, bu zamana kadar geri dönüşler hep bereketli oldu. Bu tür projelere katkı sağlayan tüm kuruluşları ve bilhassa projenin içinde bizzat görev alan gençleri gönülden tebrik eder, dertlerini büyütüp tüm Afrika’yı kuşatmalarını temenni ederim.
Hidayete Vesile Olacak Hizmetler Yapmalıyız
Hüseyin Belet / Uganda
Burada görüştüğümüz bazı kanaat önderlerinden şu serzenişleri işittik: “Siz Türkler Osmanlıdan sonra çok sessiz kaldınız.” Bu anlamda Türkiye’den Afrika’nın sadece bir yeri değil; her bölgesine yapılacak gelişler, mazideki anıları canlandırıyor, Afrika insanına umut ve inanç aşılıyor. Yorgunluklar ve sıkıntılar belki bir gün isimler gibi hatırlanmayacak ama böyle güzel projeler hele ki içinde “su kuyusu” varsa, inşallah ömrü billah sevap hanelerimizi dolduracak. Bizim burada iki önemli hizmet sloganımız var son söz olarak vurgulamak isterim: “Hidayete vesile olacak hizmetler yapmak.” “Dönüşümü sağlayacak, emanet ehli, kabiliyetli, hizmet ehli, donanımlı insan yetiştirmek.” Tüm sorunların çözümü bu iki sloganda…
Bu İnsanlar Sizi Asla Unutmuyor!
Remzi Şeker / Burkina Faso
Malum, Afrika insanı yıllarca beyaz insanlar tarafından hep incitilmiş... Bu sebeple Türkiye’den gelen beyaz insanların yapmış olduğu her türlü yardımı hayret, mutluluk ve şaşkınlıkla karşılıyorlar. Türklerin hep diğerlerinden özellikle de samimiyet yönünden farklı olduklarını her ortamda ifade ediyorlar. Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat projesi ile de bölgeye bir su kuyusu açıldı. Su burada hayat demek…
Siz bir topluluğun ortamını insanın onuruna ve şerefine yakışır bir hale getirmeye çalışırsanız, bu insanlar sizi asla unutmazlar ve unutmuyorlar da. Bu projeleri organize eden ve destekleyen kardeşlerime gelince esas mükâfatı onlar alıyorlar, çünkü biz muhtaçlara el uzattıkça Allah da bizim ihtiyaçlarımızı karşılıyor.
Türkiye’ye Çok İçten Dualar Ediliyor!
Huzeyfe Kıvrak / Uganda
Uganda’da İngiliz sömürüsünün etkisi vardı elbette. Bu sömürü insanları varlık içinde yokluğa sürüklemiş. Dillerini, kültürlerini değiştirmiş. Çoğu köyde elektrik yoktu. Mum ışığı altında Kur’an okuyan, ağaç altında bulunan sınıfta ders çalışan, kıyafeti olmayan çocukları ve kendi imkânları ile çamurdan, ağaç yapraklarından yapılan evleri gördük. Bu şartlarda bile bu insanlar hayata küsmemiş, yüzleri hep gülüyordu. Ayrıca Türkiye bir umut kapısı olarak görülüyor. Hiçbir şey yapamazsak bile oraya ziyaretler yaparak insanları mutlu edebileceğimizi gördük.
Sizleri Sahalarda da Görmek İsteriz!
Yusuf Goncagül / Fildişi Sahilleri
“Değiştirmeye gittiler değişip geldiler” diye bir Afrika dosyası vardı GENÇ Dergisi’nin. Cidden bize de olan bu... Çevremdekilere Afrika’da bir ülkeye gideceğimi söylediğimde şöyle bir tepki geliyordu: “Afrika’da ne işin var!” Bense şöyle diyorum “Afrika’da çok işimiz var.” Ve oradaki gönül ehli abilerimizin çağrısını burada seslendirmiş olayım: “Afrika’ya gönül vermiş gençler sizleri sahalarda da görmek isteriz. Bir iki hafta değil en az iki üç yılını belki ömrünü buraya adayacak gençlere ihtiyacımız var.”
Afrika’yla Sınırlarımı Aştım!
Esad Mücahit Eskimez / Burkina Faso
Afrika, tüm olumsuz sıfatlarını bırakıp, yeni yüzyılın gözdesi olmaya hazır bir coğrafya. İnsanların yüzlerindeki gülümseme, gözlerindeki umut ışığı bunun işareti. Ve bence bu tarz projelerin sayısı arttıkça, gençlerimiz Avrupa yahut Amerika’da idealsiz yaşantılar yerine, Afrika’nın taze soluğunda, en az o soluk kadar taze heyecanlarıyla Kara Kıta’nın isimsiz neferleri olmayı tercih edeceklerdir. Şahsen ben, Afrika’yla sınırlarımı aştım!
İmkansızlığa Rağmen Gayretliler 
Emrullah Şanlan / Sudan
Seyahatimiz süresince birçok köy, okul, yurt, yetimhane ziyaretleri yaptık. Belki çok zor şartlarda eğitim görüyorlar, zor bir hayat şartları var ama İslami ilimleri öğrenme noktasında bizlerden daha gayretli oldukları ortadaydı.
Bu bir hafta bizler için hayatı anlama ve anlamlandırma noktasında önemliydi.
Bundan sonra da ümmetin hayrına olacak işleri bereketlendirmesi ve bizlerin de bu işlerde hizmetkâr olması ümidiyle Rabbimize dua ediyorum.
Bu Hizmetler Ahirette Elimizden Tutacak
Hasret Ali Genç
Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat projesi, sadece su kuyusu açılmasını öngörmüyordu; işin içinde sosyal ve maddi girişimcilik ve tabii ki “gönüllülük” de vardı. Bu sürecin yönetim mekanizması ise gerçekten anlatılmaya değer diye düşünüyoruz. Hasret Ali Genç, proje koordinatörü olarak bu güzel projenin mimarlarından biri oldu. 1994 Konya doğumlu, Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan Hasret’e “madalyonun diğer yüzünü” sorduk…
“Küçük” diye addedilen bir yaşta, önemli bir projeye imza attın. Seni teşvik eden, zorlayan şeyler nelerdi?
Uluslararası Genç Derneği (UGED) olarak geçen sene yazmış olduğumuz bir proje bu. Fakat verimlilik açısından diğer projelerimiz ile çakışmasını istemediğimiz için 2015’in Kasım ayına kadar faaliyet planlamamıştık.
Daha çok genç olup da sivil toplum çalışmalarında yer almak ve de uluslararası arenada büyük çaplı işler içinde bulunmak gerçekten ayırt edici bir özellik... Çevremizdeki insanlar, arkadaşlarım veya okulda hocalarım, kimi zaman hayret ediyorlar; neredeyse inanmayacaklar. Hatta projemiz için başvuran arkadaşlarla önce telefonda konuşuyoruz. Sonra yüz yüze görüşmek için gelip karşılarında beni bulduklarında şaşırıyorlar. Çünkü bazılarından yaşça küçük olabiliyorum.
Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat Projesi senin için ne anlam ifade ediyor?
En net haliyle benim için büyük bir okul niteliğindeydi Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat. İlk defa maraton koşmuş oldum. Dikkat ve özen istiyordu.
Sivil toplum gerçeğiyle yüzleşmiş oldum. Çünkü insanlara “hadi gelin, bize katılın. Bakın iki-üç ay boyunca herkese ulaşmaya çalışacağız, Afrika’yı anlatacağız. Mâli anlamda destek vermelerini, hayra ortak olmalarını isteyeceğiz. Afrika insanının gözünde hayat demek olan temiz suya ulaşımı kolaylaştıracağız. Niyetimiz, derdimiz, hayalimiz işte bu” demek kolay fakat bu suretle onlardan fedakârlık yapmalarını istemek ve onları harekete geçirmek öyle değil.
Yine de süreç içerisinde ümitsizliğe düştüğümüz olmadı. Katılımcı olarak belirlediğimiz arkadaşlar da sağ olsunlar çetin ceviz çıktılar. İnisiyatif alarak farklı mecralarda efor sarf ettiler.
Projeyi yazarken her ülkede bir tane olmak üzere diyerek dört su kuyusuna niyetlenmiştik. Fakat şu an geldiğimiz noktada on su kuyusu açacak miktarda para toplandı. Proje kapsamında ben de Sudan ekibinde idim. Ve hakikaten o suyun gürül gürül aktığını, o insanların sevinç çığlıklarıyla bizleri kucaklamalarına şahit olunca her şeye değdi diye düşünüyorsunuz. Bütün zahmetlere, yorgunluklara, emeklere…
Projenin devamı nasıl olacak; ufkun muhakkak genişlemiştir. Neler bekliyor bizi?
Uzak coğrafyalardaki kardeşlerini seven ve özleyen dertli gençler olarak işlemi başlattık. Su, binlerce insan için yıllarca akacak inşallah.
Bizler de “bu hizmetler ahirette elimizden tutacak” diye Allah’a tevekkül edeceğiz. O zamana kadar da yola devam diyoruz. Her yaz olduğu gibi bu yaz da Afrika çalışmalarımız vuku bulacak. UGED’de heyecan ve dert bitmiyor; her daim sürprizlerimiz olacak! Çünkü biz her projeyle kendimizi bileyliyoruz. Daha keskin ve sabırsız olarak yeniden atılıyoruz…
GENÇ Şölenleri Kıtaları Aştı!
Kara Kıta’ya Ab-ı Hayat projesi kapsamında su kuyu açılışları, çeşitli hizmet programları ve gezilerin gerçekleştiğini vurgulamıştık. Ama burada üzerinde duracağımız bir GENÇ klasiği olan “şölenler.”
Fildişi Sahili’nin başkenti Abidjan, GENÇ şölenlerinin ilk yurt dışı programına ev sahipliği yaptı. Ülke listelerinin açıklanmasıyla oluşan heyecan ortamında, Abidjan’daki Aide Yardım Derneği Sorumlusu Mehmet Targal, GENÇ’in efsane sanatçısı Yusuf Goncagül’ün Fildişi Sahili’ne geleceğini görünce hemen irtibata geçip organizasyonu hazırladı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan şölende gönüllülerimizden Veli Işık sunuculuk yaparken, Mehmet Targal kısa bir açılış konuşması yaptı. Yusuf Goncagül’ün gitarı ve sesiyle, yine ekipteki diğer isimlerden Muhammed Enes Arslan ney ile ve Yunus Emre Avşar da GENÇ’in yürüyüşünü anlatan özel sunumuyla şölenin güzelliğine güzellik kattılar. Tabii Abdoulhamid, Mustafa ve Abdullah kardeşlerimizin de ilahilerle Abidjan’a unutulmaz bir hatıra bıraktığını ekleyelim…
Son olarak şölen esnasında yaptığı çekilişle Abidjan-İstanbul gidiş dönüş bileti hediye eden Türk Hava Yolları (THY) Fildişi Sahili Sorumlusu Yusuf Bulut’a ve diğer THY çalışanlarına, İnci Grup’a, Gençlik ve Spor Bakanlığı Uzmanı Serkan Esen’e ve tabii ki Aide Yardım Derneği çalışanları ile Mehmet Targal’a teşekkürlerimizi iletelim.
Niyetimiz, Abidjan’ın başlangıç olması; şölenlerin tüm kıtaları kuşanması!