
İşte böyle bir konjonktürde Suudi Arabistan öncülüğünde 34 İslam ülkesinin katılımıyla kurulan teröre karşı İslam koalisyonu çokça tartışıldı. Başta koalisyonun böyle bir isimle tesis edilmesi, hedefi, neden böyle bir koalisyona ihtiyaç duyulduğu, gerçekten de S. Arabistan’ın öncülüğünde mi kurulduğu, arkasında ABD’nin olup olmadığı gibi pek çok soru gündeme geldi. Koalisyonun sadece DAİŞ terör örgütü değil tüm terör örgütleriyle mücadele edeceği belirtildi. İyi de nasıl belirlenecekti bu terör örgütleri? Kim belirleyecekti? Mesela şiddetle arasına her zaman mesafe koymuş ama ona rağmen darbeciler ve onun finansörleri koalisyon üyesi ülkeler tarafından şeytanlaştırılıp terörist yaftası yapıştırılan Müslüman Kardeşlere, karşı da mücadele edilecek miydi? PYD teröre örgütü müydü değil miydi?
Terörist gruplara karış mücadele edilecekti tamam da peki ya terörist ülkelere karşı nasıl bir strateji izlenecekti? Neden şii nüfusun çok olduğu ülkeler dâhil edilmemişti? Hedef terör örgütleri değil de İran’ın şii yayılmacılığının önüne geçmek miyd? İslam dünyasının en kalabalık ülkesi Endonezya neden yoktu? Pakistan neden benim haberim yok diyordu? Sorular çok. Cevaplar ise kifayetsiz. Sisi ile mi terör mücadelesi verilecek? Uzun lafın kısası bu koalisyondan bir şey çıkmaz.