Osmangazi Üniversitesi`nde bir avuç dertli üniversiteli hanımefendi... Nepal’de yaşayan yardıma muhtaç insanların fotoğraflarından bir sergi oluşturmuş, bu sayede bir nebze olsun o insanların yaralarına merhem olmak niyetiyle yardım topluyorlar. Hallerinden belli, uysal kişiler...
Bir grup öğrenci, bir şekilde haberdar olmuş ki yanlarına geliyorlar. Başlarda güler yüzle imalı imalı bir şeyler anlatmaya başlıyor biri: "Biz Eskişehir Öğrenci Kolektifleri olarak, IŞİD`e açıktan destek veren herhangi bir örgüte izin vermiyoruz. Aynı şekilde sizin de çalışma yapmanıza izin vermeyeceğiz." Yardım faaliyetini düzenleyen hanımefendiler, sakin bir dille bir şeyler söylemeye yeltenince, aydınlıkçı bayanın sesi birden yükseliyor: "Üniversiteler bilimin, özgürlüğün, aydınlığın olduğu yerlerdir! IŞİD`e yardım yapanlar bu üniversitede barınamaz." diyerek standdaki afişleri yırtmaya başlıyor.
Her fırsatta bir kalkan olarak kullandıkları bilim, özgürlük ve aydınlık kelimeleri -ne yalan söyleyim- hiç de yakışmıyor aslında ağızlarına. Zira, Nepal nerede diye sorsak kalakalacak, IŞİD kimdir desek kendi garip düşünceleriyle, üç beş ezberlenmiş kelimeden başka kelam edemeyecekler... Oysa, İHH’nın hareket sahasını en çok kısıtlamaya çalışan oluşumlardan birinin IŞİD olduğunu bilse, dudakları uçuklar sanırım o kardeşlerin...
Arbede devam ediyor. İçlerinde başörtülü bir bayanın da bulunduğu birkaç kişi daha geliyor ve standı kaldırmaya çalışıyorlar. Sözlü sataşmalar devam ediyor. Arka tarafta, fotoğrafları kenara taşıyan birkaç kişi daha görünüyor. Sonra bir garip genç, bağırarak yaklaşıyor. Milyonlara karşı konuşur bir eda ile ellerini de sallıyor ve şöyle söylüyor: "AKP’nin, İHH kanalıyla, Ortadoğu’ya silah yardımı için çalışma yapılmasına izin vermeyiz." Ekliyor: "Bizler, ilerici, devrimci ve sosyal(ist) gençler olarak, cihatçı örgütlerin üniversitemizde faaliyet göstermesine izin vermeyiz." Sonra, o başlarda konuşan ablamız yine sahneye çıkıyor: "Gazetecilerin tutuklandığı bir ülkede..." diye başlıyor ama gerisi anlaşılmıyor videodan. Kardeşim, üniversitede Nepal’e yardım için kurulan standın, zindandaki gazetecilerle ne alakası var...
Birkaç duyarlı genç geliyor ve ilerici, devrimci ve aydınlıkçı arkadaşların standı bozmalarına izin vermiyor. Devrimci genç: "Şiddet yok. Biz sadece standa izin vermiyoruz. İsterseniz cumhurbaşkanından izin almış olun, buradan toplanan yardımlarla, MİT tırlarını kullanarak Ortadoğu’ya silah taşındığını biliyoruz." diyor. Yine bir şeylere izin vermeyeceklerini falan söylüyor ve İHH’nın Ortadoğu’yu kana bulayan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söylüyor.
Tamam da, sormazlar mı adama... Madem bu kadar aydınlıktasınız, İHH’nın kana bulayan değil, yaralar saran bir kuruluş olduğunu öğrenemediniz mi hâlâ? Gerçek Müslümanların, sizlerden daha çok buğz ettiğini bilmiyor musunuz IŞİD’e... Madem özgürlükçüsünüz, bir avuç dertli gencin standını kaldırmaya niçin yelteniyorsunuz? Üniversite bilimin yuvası ise, Nepal’i sormuyorum, neden bilimle gündeme gelmek yerine kavga dövüşten besleniyorsunuz? Sizin masum insanları taciz etmekten başka işiniz yok mu bu dünyada?
Hangi ışıklarda aydınlandınız? Derdiniz nedir? Yaşadığınız her olayı küçük siyasi takıntılarınıza yormanızın sebebi ne? Derdiniz siyasetse, bırakın uykuları mazlumların derdiyle kaçan gençleri... Meselenizi gerekli mercilerle çözün. İlla güvenlik güçleri gelip zor mu kullansın? Ne diyor? "Üniversitelerde Cihatçı Örgütler İstemezük!" İşinize bakın Allah aşkına.