
Komşudaki Ateş Sadece Komşuyu Yakmayacak
Başbakan Erdoğan’ın “ülkenizin selameti için reformları hızlandırın” diye diye dilinde tüy bitti, ama nafile…
Erdoğan uyardıkça Suriye lideri Beşşar Esed “yaptık-yapacağız” dedi ama amiyane ifade ile laf salatasından başka bir şey yapmadı.
Reform diye yaptıklarını da bir türlü hayata geçiremedi.
Başbakan, “Göstericilere şiddet uygulamaktan vazgeçin” dedikçe uygulanan şiddet katliama dönüştü. Önce elektriği, iletişimi, suyu kesilen köylerde, kasabalarda tüyler ürperten vahşetler yaşatıldı. Binlerce insan acımasızca katledildi. Binlercesi yaralandı. Katliamdan kurtulup da kendini Türkiye’ye atanların sayısı 10 bini aştı ve gelmeye de devam ediyor.
Velhasıl Libya’dan sonra Arap Baharını en kanlı yaşayan ülke oldu Suriye.
Peki Suriye, böyle nereye sürükleniyor?
Akıl almaz bir vahşete imza atan, onca insanın kanına giren Beşşar Esad yönetimi ile Suriye halkı bundan sonra barışabilir mi?
Bizce çok zor.
Suriye halkı ile rejim arasında zaten var olan güven bunalımı katliam boyutuna varan şiddet uygulamalarının ardından reformlar yapılsa da hiçbir bir anlam ifade etmeyecek.
Peki bu vahşet daha nereye kadar sürecek?
Suriyeliler protestolara, rejim de katletmeye devam mı edecek?
Yoksa artan uluslararası tepkiler bir müdahaleye mi dönüşecek?
Bu da çok zor gözüküyor. Bu zorluğun ardında pek çok neden var.
Birçok sebepten biri de Rusya ve Çin.
Moskova ve Pekin Suriye’ye askeri bir müdahaleye karşı çıkıyor.
Beşşar Esed rejiminin fütursuzluğu biraz da buradan kaynaklanıyor. Enteresandır Suriye’ye muhtemel bir askeri müdahaleye Rusya, Çin ve İran kadar, İsrail de karşı çıkıyor.
Libya tecrübesi, Suriye’ye yönelik müdahalenin önündeki engellerden bir diğeri olarak görülüyor. Uluslararası toplumun Libya’da çuvallamasının yanı sıra tamamen duygusal meseleler de bu anlamda önemli bir engel olarak değerlendiriliyor.
Kaddafi’yi bir türlü gönderemeyen NATO, Libya operasyonunu sürdürebilmek için yana döne finansman arayışında.
Avrupa’nın koçbaşı ülkelerinin Yunanistan ile başı dertte olduğu bir dönemde ve Libya gibi hem para hem imaj yiyen kötü bir tecrübeden sonra Suriye’ye müdahale mi? Çok zor.
Müdahalenin önündeki engellerden bir diğeri Suriye’nin çok karmaşık etnik ve dini yapısı. Tüm olumsuzluklara ve vahşete rağmen İran ve Hizbullah, Beşşar Esad rejiminin arkasında olduklarını belirtiyorlar. Dolayısıyla muhtemel bir müdahalenin Suriye’nin oldukça kırılgan etnik ve dini yapısı üzerinde nasıl bir sonuç doğuracağı kestirilemiyor. Bir iç savaş ve bölünme kaygısı doğuracak olması müdahalenin önündeki en önemli engellerden bir diğeri velhasıl…
Peki Suriye’de akan kan nasıl durdurulacak?
Uluslararası camianın umudu; Türkiye ve Erdoğan.
Erdoğan’ın Beşşar Esed üzerindeki tüm ağırlığını kullanarak Baas rejimini belli bir noktaya getirmesi umut ediliyor.
Seçimden güçlenerek çıkan Erdoğan yönetimi bunu başarabilir mi?
Ama öyle ama böyle başarmak zorunda.
Yoksa? Yoksa komşuda yanan ateş sadece komşuyu yakmayacak…