Tarih 2 Eylül 2015… Türkiye acı bir haberle uyandı yeni güne: “Bodrum`dan yasa dışı yollarla Yunanistan`a geçmek için iki saat arayla denize açılan, Suriyeli mültecilerin içinde bulunduğu iki ayrı lastik bot battı. İlk botta 2`si çocuk 8, ikinci botta ise 3`ü çocuk 4 kişi olmak üzere toplam 12 kişi öldü. 3 yaşındaki Aylan ve 5 yaşındaki Galip kardeşlerin kıyıya vuran minik bedenlerini görenler, gözyaşlarını tutamadı..."
Ben haberi okuduğumda çoktan gazeteciler ‘ekmeklerini’ yemiş(!), siyasiler demeçlerini vermiş, birilerini kınamış, birilerini suçlu bulmuş ve olayın simgesi olan fotoğraf belirlenmişti… Burada uzun betimlemelerle tasvir etmek istemiyorum çünkü hepimiz biliyoruz Aylan bebeği… Cansız bedeninin fotoğrafı yüzbinlerce, belki milyonlarca kez paylaşılmış, paylaşılmaya davet edilmişti… Acımızın paylaşılması gerekirken acımızın fotoğrafı paylaşılmıştı sadece…
İkisi kıyıya vuran on iki ölü ve paylaşılan bir fotoğraf, Aylan bebek… Peki hiç sorduk mu kendimize: Fotoğrafı paylaşılan kişi, neden tıpkı kardeşi gibi boğularak öldükten sonra kıyıya vuran beş yaşındaki Galip değil de üç yaşındaki Aylan bebek? Ben size açıklayayım. On iki tane mülteci boğularak ölür ve bunlardan ikisi kıyıya vurursa iki kıyıya vuran çocuktan üç yaşında olanın fotoğrafı paylaşılır. Çünkü hem üç yaşında hem mülteci hem de öldükten sonra kıyıya vurmuş. Yani daha acı… Yani daha katı yürekli insanlar da “yazık” diyecek.
Size bir şey söyleyeyim mi? Aylan bebek cennette, asıl bize yazık… Çünkü o, bu, şu paylaştığı için aslında hiç de önemsemediğimiz halde paylaştık. Paylaştıkça da sıradanlaştırdık. Aynı olay ikinci defa yaşansa öncekilerin iki katı kadar insan hissiyatsızca yine paylaşacak…
Mesele sadece paylaşmak mı? Tek suçumuz bu mu? Elbette hayır. Kimse yapılması gereken ne idi diye sormadı kendine… Acaba onlara lastik botla Yunanistan’a gitme tehlikesini göze aldıracak kadar ne yaptık ya da ne yapmadık? Sadece paylaştık. Balinalarla kıyasladık. Dedik ki: Kıyıya vuran Suriyeli mülteciler değil de balinalar olsaydı hepiniz koşardınız. Evet doğru. Onlar koşardı. Fotoğrafını paylaşmadan, “#kıyıyavuraninsanlık” demeden koşar somut icraatlerde bulunurlardı. Çünkü onlar balinaları gerçekten seviyorlardı… Biz ise sesimizi yükselttik artık bu böyle gitmezdi çünkü(!)
Her şey iyi, güzel. Fotoğrafı paylaşıp altına da alakasız bir şekilde balina severlere kinimizi kusarak vatani görevimizi(!) yaptık. Gündemden haberdar dertli birey olduk. Peki ne çabuk unuttuk Aylan bebeği? Henüz bir buçuk ay oldu. Bizi etkilemesi sesimizi yükseltmesi için öldükten sonra kıyıya vurması mı lazım masumların? Hissedebilene Afrika’nın susuz topraklarında ölen de Aylan bebektir Türkiye’de suda boğulan da…
Ne mutlu hissedebilene…