Birden fazla bilgisayar, telefon ve benzeri araç arasında kurulan bağlantı, ağ, şebeke. Türk Dil Kurumu network kelimesinin karşılığı olarak “ağ” kelimesini tercih etmiştir. Ancak “şebeke” kelimesinin bu kelimeyi daha çok karşıladığını düşünen birçok dil bilimci mevcut. Networkü ilk çıktığı zamanlar Amerikalılar şöyle tanımlıyor. New York büyüklüğünde bir şehir ve bu şehirde yaşayan herkesin elinde bir ip ve bu ipler dolaylı olarak birbirine de bağlı, işte bu ipler sayesinde oluşturulan ağ sistemine network denir.
Sosyal Ağ Filmi
Mark Zuckerberg’in Facebook’u oluşturma serüvenini anlatan filmin yönetmen koltuğunda David Fincher yer alıyor. Harvard Üniversitesi’nde öğrenci olan, aynı zamanda bilgisayar programcısı da olan Zuckerberg, 2003 yılında bir akşamüstü evinde bilgisayarına gömülmüş bir şekilde sosyal ağlar üzerine uğraşırken aklına Facebook gibi dâhiyane bir fikir gelir ve ilkel olarak Facebook’u arkadaşlarıyla üniversite içerisinde başlatır. Program bir anda dünyaya yayılır. Filmin mottosu olan “500 milyon arkadaşı birkaç düşman çıkmadan edinemezsin” sözü de yerine gelmeye başlar ve Facebook’u bunaltan yasal zorunluluklar Mark Zuckerberg’i birçok konuda pişman eder.
Network Marketing Saadet Zinciri mi Dolandırıcılık Şebekesi mi?
Network sistemi yaygınlaşmaya başlayınca bunu insanlar arasında birebir ilişkiler kullanılarak parasal akış sistemine dönüştürmeye çalışanlar da oldu. Kapitalist sistemin zirve yaptığı hain oluşumlardan biri. İnsanların yakınlarını, dostlarını kandırarak kendi menfaati uğruna sahte saadet zincirine ortak etmesi, elbette bu zincire davet ettiği yakını veya arkadaşı kabul edince kendisi gibi vicdanı delmiş olacağı için sistem haliyle kendisine bağışlanmış hissi uyandırıyor. Fakat sisteme girmeyi reddeden bir arkadaş ya da yakın bu kişinin nasıl ihtiraslı birisi olduğunu anlamış oluyor.
Sırada Ne Var?
Bizi internet ağları üzerinden dünyaya bağlayan sosyal medya organları her gün yeni bir özellik ve isimle karşımıza çıkıyor. MIRC, Messenger, ICQ ile başlayan sosyal medya kapışmaları Facebook, Twitter ve Youtube ile sıçrama gerçekleştirdi. Daha sonra çıkan Instagram, Viber, Whatsapp, Line, Tango gibi programlar ile telefonlar da bu meydana dahil oldu. Şimdilerde Periscope türü canlı yayın alanları da ortaya çıkınca insan sırada ne var diye sormadan edemiyor. Sosyal medyanın daha nerelere gidebileceğini kestirmek güç ve korkutucu.
Rabıta
Bağ, bağlayan şey anlamına gelmektedir. Tasavvufta müridin, mürşidinden başlayarak Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) kadar uzanan silsileden sonra Rabbimiz’e kalben bağlanmasıdır. Bu bağın gücü müridi tarikat istikametinde tutan, onu menfi şeylerden uzak tutan yegane bağlantı olduğu düşünülmektedir.
Sorumlu Sosyal Medya Seferberliği
Uluslararası Genç Derneği’nin projelendirdiği çalışma kapsamında 2014-2015 yılı içinde 8 ilde Sorumlu Sosyal Medya Seferberliği düzenlendi. Sosyal Medya’nın kariyerden mahremiyete, üsluptan algıya tüm alanlarına nüfuz etmeye çalışılan bu programlar kapsamında sosyal medya kullanıcılarının daha bilinçli olması için çaba sarf edildi. Bu programlarda alanında uzman isimlerin yanında dergimizden de tanıdık isimler yer aldı. Sosyal Medya’nın artık hayatın bir parçası olduğu bu dönemde bu tür faaliyetlerin daha çok olmasını ümit ediyoruz.
İrtibatı Koparmayalım!
İrtibat kelimesi de rabıta ile aynı kökten geliyor. Bağlantı diyebiliriz. İrtibatı koparmayalım sözü ise yeni tanışmış olan ya da henüz arkadaş olma aşamasındaki gençler arasında kullanılır. Arayı soğutmayalım, sık sık görüşelim gibi ifadelerle de desteklenen bu ifade dizilerde ve filmlerde de sıkça kullanılır.
Offline Olma Çevrim içi Ol!
Dergimiz yazarlarından Ayşegül Genç’in 2012 yılı Mart ayında dergimizde yazdığı “İrade çevrim dışı olduğunda dua çevrim içi olmalı” başlıklı harika bir yazısı var. O yazıda sosyal medyanın cazibesinden dolayı iradenin yenik düştüğü anlarda dua yardımını işlemiş yazarımız. Bugün akıllı telefonların daha yaygın hale gelmesi ile birlikte hepimiz her an çevrim içiyiz. Bu iletişim açısından güzel bir şey ancak ilahi akışlara da çevrim içi olmak kaydıyla. Zira böyle olmadığı takdirde irademize yenik düşmek kaçınılmaz olur.
Sosyal Ağların Şaşırtıcı Gücü
James H. Fowler ve Nicholas Christakis’in kaleme aldığı ve Varlık Yayınlarının bilim dizisi kitapları arasında çıkan Sosyal Ağların Şaşırtıcı Gücü adlı eser okuyanları gerçekten şaşırtıyor. Herkesin 3. derece tanışlarına kadar bir etki alanı olduğunu söyleyen kitap, bireylerin istedikleri takdirde kendi arkadaşlarının arkadaşlarını da etkileyerek mutluluk ya da mutsuzluk aşılayabileceğini söylüyor. Medya patronlarının, siyasi liderlerin, toplum mühendislerinin bu etkileşim sistematiğini gayet iyi uyguladıklarını biliyoruz. Ülkemizde de Devlet Bahçeli’nin bir konuşmasında “ 1 ülkücü 24 kişiyi MHPli yapsın” sözünün bu kitaba dayandığı söyleniyor.