• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Kelebek İklimi
  • İki Damla Gözyaşı Ne Gün İçin Saklanır?

İki Damla Gözyaşı Ne Gün İçin Saklanır?

07.10.2015 15:51
Kelebek İklimi
9699
Halit Yasir Özoğul

Fâruk Efendi Ağabey’in hayatı, Sâmi Efendi Hazretleri’yle tanışmasıyla bambaşka bir boyut kazanır. “-Mübârekle zaman zaman karşılaşırdık. Hep ürperirdim. Önünü alamadığım hislerim olurdu. Kendilerinin sonradan anlattığına göre bizi o zamandan gözlerine kestirmişler; sonra tanışıldı ve elhamdülillah yolumuzun eşsiz nimetlerine erişmemize vesile oldular” derlerdi.

Yaklaşık 30 yıl önce, küçücük bir çocuktum. 2 yaş büyüğüm, ağabeyimle beraber, Karabucak Camii’nde kılınan Cuma Namazları sonrası bahçede yerimizi alır, Fâruk Dede’mizi sabırsızlıkla beklerdik.

Çocuklara dahî el öptürmekten imtinâ eden “Efendi Abi”, hemen cebinden şekerler çıkarır, tatlı sözlerle gönlümüzü alarak avuçlarımızı doldururdu. Bir komutan oradaymış edâsıyla, tek kol aralığı hizâda, elleri önlerinde bağlı, boyunları bükük onca büyüğümüz de o şekerlerden nasiplenirlerdi. Musâfahâ ile başlayan o küçük ayrılıklarda bile gözleri dolan insanları müşâhade ederdik.

Babamızın cebinde akşama ayırılmış iki-üç şeker, o gece ailemizin sürûr kaynağı olurdu. Büyüdükçe, etrafımızdakilerle beraber, hayatımızdaki Fâruk Efendi tesirini daha derin hissetmeye başladık. Varlıklı bir ailenin evlâdı olan Ömer Fâruk Karabucak, Arif Nihat Asya’nın Edebiyat öğretmeni olarak görev yaptığı Adana Erkek Lisesi’nden İstanbul’a geçmiş, Hasan Ali Yücel, Nihal Atsız gibilerin tedrisâtında, İstanbul’da, ticaret alanında üniversite okumuşlar.

O zamânın eğitim sistemi ve hoca(!)lardaki düşünce yapısından bahsederken hep “Allah’sızlık”tan yakınır, akademide, bir bayram namazı için demir parmaklıkları açıp okuldan kaçtıklarında 3 gün uzaklaştırma cezası aldıklarını sık sık anlatırlardı.

Üniversitede kalmasına yönelik ısrarlara rağmen, babasının yanına, çiftçilik mesleğine dönmüşler. 58 yıl evli kaldıkları Havva Güzin Hanım ile 22 yaşındayken evlenmişler.

2005’te, hastanede, yanındaki hemşireyi “kapıdaki misafire” gönderip ruhunu teslim eden Güzin Hanım için, “-58 sene boyunca bir kere bile birbirimizi üzmedik, küs olmadık. Bu kadar sene boyunca ona ne bir defa ceketimi tutturdum, ne de kendisinden bir bardak su istedim; susadıysam, kalktım suyumu kendim içtim” derlerdi. En hassas olduğu meselelerden birinin, erkeğin akşam eve geldiğinde hanımının evde olması olduğunu söyler, Güzin hanımın bir gün bile eve sonra gelerek kendisini üzmediğinden bahsederlerdi.

Emâneti teslim alınmış mübârek kendi bedenleri de, cenaze namazlarına kadar, 68 yıl önce düğünleri için aldıkları koltuk takımlarının bulunduğu salonda, klima serinliğinde bekletildi.

Toplam yedi çocukları olmuş. Son iki oğulları hariç, kendi ifâdeleriyle kimi kız, kimi erkek, kimi 10-15 aylık, kimi 4-6 yaşında, 5 çocuklarını elleriyle toprağa vermişler. “Rabbimizin, en sevilecek çağlarında bize verdiği imtihanlarıydı onlar” diye anlatıp geçerlerdi.

İstanbul’da gittikleri ünlü bir doktorun, bir daha çocuk sahibi olmamalarını tavsiye etmesiyle gözyaşlarına boğulan Güzin anneyi, biraz da hiddet ile “Hâtun! Bu doktor mu külli şey’inkadir, bizim Rabbimiz mi`” diye teselli ederek Adana’ya getirmişler.

Ömürlerinin özellikle son 10-15 yılında, “Rabbimizin rızâsı ve ihvanın muhabbetinin önüne geçerler korkusuyla ben hayatımda çocuklarımı öpüp koklayamadım” derlerdi.

Öyle ki, vefat ettikten sonra, evde, kendilerine özel bir yerden, oğullarından, gelinlerinden bugüne kadar kimsenin görmediği ve oraya konulduktan sonra bir daha hiç bakılmadığı tahmin edilen 11-12 aylık bir kızıyla çekilmiş fotoğrafı bulunduğu haber verildi.

Günlük işlerini takip ettikleri birgün, babaları Ahmet Karabucak, kendilerine, bir okul veya bir cami yaptırmak istediğini söyler. Babalarına, hangisini uygun görürlerse, ellerinden geleni yapacaklarını bildirirler.

Ahmet Bey’e gece rüyasında cennet gösterilir. Kendisine bir köşk işaret edilir. Okul veya camiden birini yaptırırsa, o köşkün kendisine verileceği söylenir. Ama her ikisini de yaptırırsa o bölgede bulunan bütün köşklerin kendisinin olacağı ifade edilir.

Maddi açıdan o vakte kadar bu ikisinden birine ancak güçleri yetecekken, beklemedikleri bir yerden fazlaca bir gelirleri olur, hem cami, hem okul yaptırırlar; artan para da bir sürü ihtiyaç alanının kaynağı olur.

Fâruk Efendi Ağabey’in hayatı, Sâmi Efendi Hazretleri’yle tanışmasıyla bambaşka bir boyut kazanır. “-Mübârekle zaman zaman karşılaşırdık. Hep ürperirdim. Önünü alamadığım hislerim olurdu. Kendilerinin sonradan anlattığına göre bizi o zamandan gözlerine kestirmişler; sonra tanışıldı ve elhamdülillah yolumuzun eşsiz nimetlerine erişmemize vesile oldular” derlerdi.

Sâmi Efendi’yle tanışmaları, kıvamı artmış bir dîni hayatı da beraberinde getirmiş. Emânet edildikleri ve yetişmelerinde çok büyük emeği olduğunu söyledikleri Efendi Hazretleri’nin Adana’ya vazifeli kıldığı Van Gevaşlı Hacı Hasan Efendi’yi öyle anlatırlar, öyle anlatırlardı ki...

Hacı Hasan Efendi ki, doğuştan evliyâ, hayli de celâlli bir zâtmış. İhvanı çok kıskanır, muhabbetlerinin kayma yapmasından endişe eder, müthiş bir disiplin uygularmış.

Faruk Bey, bir defa kendilerinden izin almadan başka bir şehre, bir zâtı ziyârete gitmesinden ötürü, 4 veya 5 yıl Sami Efendi’yi görmekten, dolaylı olarak men edilmiş.

Üstâdı Sâmi Efendi’nin rahatsızlandığını duyup, “Allah’ım, efendimin ızdırabının birazını bana versen” diye dua ettikten sonra vefat eden Hasan Efendi’den sonra görevi devralan Mehmet Baysal Hoca da kısa süre içerisinde vefât eder.

2005’te, hastanede, yanındaki hemşireyi “kapıdaki misafire” gönderip ruhunu teslim eden Güzin Hanım için, “-58 sene boyunca bir kere bile birbirimizi üzmedik, küs olmadık. Bu kadar sene boyunca ona ne bir defa ceketimi tutturdum, ne de kendisinden bir bardak su istedim; susadıysam, kalktım suyumu kendim içtim” derlerdi.

Fâruk Bey, Baysal Hoca hakkında bahsederlerdi ki:”-Öyle saf, öyle temizlerdi ki, bir gün fakire şöyle dediler: Fâruk Bey, kimi zaman dışarıda denk geliyor; hanımlar var, demek ki güç yetiremiyorlar ki kumaşı uzun alamıyorlar, kısacık kısacık etekler giyiyorlar. Ne yapsak da bunlara biraz yardım etsek, eksiklerini tamamlasak...”

Mehmet Baysal Hocaefendi’nin vefatıyla, vazife Sami Efendi tarafından kendilerine verilir.

“Efendim, ben bir çiftçiyim; bu işlerden ne anlarım?” dedilerse de Efendi Hazretleri, baş parmaklarının tırnaklarını göstererek, “-Bizim yapacağımız bir şey yok Fâruk Bey, baksanıza, isminiz, ihvana hizmet edecek, diye yazılmış” derler.

Hayat, bir yandan dayıları tarafından uzun yıllar önce dâhil edildikleri Hayırlı İşler Derneği’nin artık başkanlığı -ki bu derneğin tam 37 yıl aktif olarak başkanlığını yapmışlardır- ve Adana bölgesi ihvanının vazifeliliği hayatıdır artık.

Hem cemiyete, hem cemaate yönelik, bölgedeki neredeyse bütün hayırlı işlerde öncülükleri vardır.

Çoğu saygın ama bir kısmı farklı düşüncedeki sülâle üyelerinin “-Seni bu sakal ve bu şalvarla aramızda görmek istemiyoruz!” tepkilerine rağmen, İslâm ve îmanın prensiplerinden aslâ taviz vermeden yaşadığı hayat, etrafındaki hâlenin hızla genişlemesinin en büyük sebebi olur.

Görevi devraldığında 350 kadar ihvanın bulunduğunu hatırlatarak, “-Rabbimin huzuruna vardığımda bana ne getirdiğim sorulursa, inşallah, âciz bir kul olduğumu beyanla, on beş binden fazla kardeşimin muhabbetini getirdim Allah’ım!” diyeceğim” derlerdi.

Şu son birkaç ay içerisinde bile üç beş defâ gerçekleştirdiği şehir merkezi sohbet programının her birine üç binden fazla seveni gelir, muhterem üstadının kaleminden, dilinden değil, kalbinden dökülen sohbet pınarıyla serinlettiği gönüllere, tevhit ve zikir tâlimiyle maneviyat tatlıları ikrâm ederlerdi.

Merhum Mûsâ Efendi Hazretleri’nin kendisine çok şey öğrettiğini anlatır, mübâreğin, muayyen zamanlarda, çeşitli görevlilerle kendilerini aldığı çok özel programlarda yaşadıklarını, kıyısından, kenarından, köşesinden anlattıkları olurdu.

Habire İstanbul’a gitmek, Muhterem Osman Efendi Üstâdımız’ı ziyaret etmek isteyenlere hayret nazarıyla bakar, “-Ben bir rahatsızlık verir miyim acaba diye, Adana’dayken, yönümü İstanbul’a dönerek oturamıyorum, şunların hâline bak!” derlerdi.

Hülâsâ, anlatılması hayli kişi, hayli zaman ve hayli alan isteyen merhum Fâruk Efendi Ağabeyimiz için bir Fâtihâ, on bir İhlâs istirhâm ederim...

Ömrü bir iman endişesi ve son nefesine kadar hizmet ile geçen onunla ve onun gibilerle tekrar görüşmek için, çâre yok, illâki ve inşallah, cennete gidilecek...

Birkaç damla gözyaşının, bir yazının mürekkebine karılmasını hiç bu kadar istemedim ama, hayırlısı...

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Halit Yasir Özoğul

Doğduğu 1979'dan 2002'ye kadar geçen hayâtı, çocukluk, ilk, orta, lise, yarıda bıraktığı üniversite ve askerlikle beraber, ticâretin içerisinde geçti. Bu süre zarfında, sessiz, sedâsız, küçük hikâyeler, yazılar, haylice de şiirler yazdı. Türkçe öğretmeni olan babasının, yazısının çirkinliğine yönelik ağır eleştirileri sonucu, önce "ç"sini orak-&cced...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Muz Orta Hülyâları
Muz Orta Hülyâları
Kendimi bildim bileli fut...
Allah Gayrete Bakar
Allah Gayrete Bakar
"58 senelik evlilik hayat...
Dükkan Açsan İsmi Ne Olur?
Dükkan Açsan İsmi Ne Olur?
1986 yılında, öğretmen ol...
Cenazede Buluşmadan...
Cenazede Buluşmadan...
Geçenlerde, babam yaşları...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431693

Bagamoyo Afrika... 4919463

Kasım Sayımız Çıktı! 3502172

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1188047

Bkz: Doğu Türkistan 480658

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287776

10 Soruda Sen Kimsin? 276426

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS