Ramazan ayındaydık. Öylesine girdiğim üniversite imtihanından aldığım düşük puan ile hayalimdeki tek üniversiteyi tercih etmiştim. Yeni açılmış, daha mezun vermemiş bir üniversiteydi. Ben neden burada saplantılı kalmıştım? Kendimce bu soruya cevap vermeye kalktığımda;
-Kuruluş amaçları ve kurucuları bakımından benim için değerliydi,
-Akademisyen kadrosunu kendime yakın hissetmiştim,
-Öğrencileri bakımından içime sinmişti,
-Yeni bir üniversite olması dolayısıyla mezun olduğumda burada devam edebilirdim,
-Okulun öğrenci kulüplerine ve sosyal faaliyetlere desteği çok hoşuma gitmişti,
-Kuruluşundan beri takip ediyordum ve istiyordum.
İşte son madde beni en çok tetikleyen durum oldu. Üniversitenin vakıf üniversitesi olması hasebiyle, bir miktar ücrette ödemem gerekiyordu. Elimde olan miktar neredeyse sıfırdı. Yani, yola sıfırdan koyuluyordum. Düzenli işimi bırakıp, 8 yıllık açık öğretim deneyiminden sonra örgün öğrenim okumak ne kadar mantıklı ve doğru idi? Bu da cevabı verilmesi gereken bir soruydu. Bunun cevabını istişarelerle verdim. Düzenli bir işim vardı, lakin hayatım bir düzende değildi. Üniversite hayatımdaki bu dağınıklığı bir nebze toplayacaktı. Açıkçası üniversiteden en çok beklentim bu konuda idi. Gel gelelim, böyle de oldu. Tabii üniversiteden sonra hayalim olan bir durum daha gerçekleşti. Birkaç yıl okuyarak takip ettiğim Genç Dergisi’nde fiilen bulunmaya başladım. Bu da bir hayalimdi ve gerçek oldu.
Hayattaki düzenim ve sosyal hayatım bir nebze rayına oturmuştu. Tabii okul ve derslerde beklediğim gibi gitti. Beklediğim; okula alışmam bir yılı alacaktı ve belki de sınıfta kalacaktım. Kaldım zaten ilk sene. Hem de devamsızlıktan kaldım.
Üniversiteye giriş maceram özetle bu şekildedir.
Bu sene üniversiteye giren arkadaşlarım ve tanıdıklarım benden tavsiye istediklerinde ne diyeceğimi pek bilemedim. Sonuçta tembel gözüken ve sınıfta kalmış bir öğrenciydim.
Gelen talepler üzerine epey düşündüm. Aslında dolu iki yıl geçirmişim üniversitede. Bunları özetleyecek olursak;
-İlk sene iki üniversiteye birden başlamış oldum. Birisi kendi üniversitem, diğeri Genç Dergisi’ydi. (Genç Dergisi de bir üniversite tabii ki.)
-Üniversitede bir buçuk yıl hazırlık okudum ama sevmediğim ve istemediğim için İngilizce öğrenemedim. Bu da elime gelmiş bir fırsatı kaçırdım demektir. Ama pişman değilim. Bölüme geçmeden hem sınıfta kalma hakkımı doldurdum, hem de -hani bir sene üniversiteye hazırlanıp bölüme geçince ilk sene boşlamak isteyenler olur ya- alışma ve dinlenme sürecimi atlatmış oldum.
-Üniversitede, rektörden, akademisyenlere, güvenliklere, hademe ve kantin görevlisine kadar tüm personel ve idarecilerle tanıştım kaynaştım. Bu da bana okulda tabiri caizse bir çevre yapma imkânı sundu. Ve her anlamda etkisini gördüm, kendimi okulda hiç yalnız hissetmedim.
-Okul dışında Genç Dergi, Genç Gönüllüler ve Aziz Mahmut Hüdai Vakfı ile en az 5-6 şehir gezme fırsatım oldu. Bunlar şimdilik aklıma gelenler. Bunlardan yola çıkarak bu sene üniversiteye girecek olan arkadaşlara şunları tavsiye etmek isterim;
-Üniversitenin dışında sosyal aktivitelerde bulunabileceğiniz, tabiri caizse ikinci üniversiteniz olsun. Genç Dergi bunun için iyi ve güzel bir fırsat olabilir.
-Üniversite içinde kim olursa olsun, tanışın ve görevini, etkisini-yetkisini öğrenin. (kiminin etkisi, kiminin yetkisi) - Her bölümden ve fakülteden en az bir arkadaşınız olsun. O bir arkadaş size birkaç arkadaş daha kazandıracaktır.
-Kulüplerde aktif olun veya kendi fikriniz, projeleriniz varsa siz bir kulüp kurun. Bu konuda Genç Gönüllüler ile bağlantıya geçebilirsiniz.
-İngilizce hazırlık zorunlu ise sistemini iyice kavrayıp geçmeye bakın. Hiç olmazsa altyapınız olur, turistlere faydanız dokunur veya ihtiyacınız olursa derdinizi anlatabilesiniz. Gerisi 4 yılda gelir. Her lisan bir insan fikrini asla göz ardı etmiyorum ama önceliğinizi belirleyip ona göre hareket edebilirsiniz.
-İmkânınız olursa İstanbul Üniversitesinde bölümünüze yakın bir bölümde ikinci üniversite olarak bir bölümü okuyun. Bazı dersleri saydırma imkânınız olur.
-Arkadaş ortamlarında ilk günlerde nasıl davranırsanız devamı o şekilde gelecektir. Bu yüzden ilk zamanlara dikkat edin. Muhtemelen ilk arkadaşlık kurduğunuz kişilerle yakın arkadaş olacaksınızdır. Birinci sınıfta iken, 3. 4. Sınıf için kendinize bir proje hayali koyun, hatta yapabiliyorsanız ilk yıllarda gerçekleştirmeye çalışın. Bu konuda üniversitenin SKS (Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi) ve Kariyer Merkezi’nden bolca yardım alabilirsiniz.