“Ama, yol, yine uzun ve zahmetli, menzil uzaktır…”
Mantıku’t -Tayr
Lise son sınıf başlangıcı ile birlikte yoğun bir maraton şeklinde geçen, heyecan dolu bir yılın ardından tercihlerin yapılmasıyla heyecanın yerini meraklı bekleyişe bıraktığı zamanları yaşıyorsunuz. Tercih sonuçlarının ardından kayıt, ev, yurt telaşı ve yeni başlayan üniversite hayatı, hayatınızın dönüm noktalarından birisi olacaktır. Peki, üniversite kazanmakla her şey bitiyor mu? Çoğu genç kardeşimizin üniversiteye kapağı atalım gerisi kolay dediğini duyar gibiyim. Amacınız iyi kötü okulu bitirip diplomayı almak ise yazının bundan sonraki kısmını okuyarak vakit kaybetmeyin. Bu yazı sadece üniversite eğitimi ile yetinmeyip şahsiyet ve kişisel gelişimi için üniversite ile eş zamanlı hayat okuluna başlamak isteyenlere tavsiyeler içeriyor.
Kural 1: Sadece üniversite dersleri ile yetinme
Üniversiteli kardeşim okula başlamadan önce hayalini kurduğun harıl harıl ders çalışma ve ilim ile iştigal etme sevdası ilk bir aydan sonra yerini horul horul uyuma ve sınav zamanlarında siyah beyaz fotokopi kâğıtlarına bırakabilir. Hocaların ders anlatış biçimini ya da arkadaşların vurdumduymaz tavırlarına kızıp kendini akışa bırakma. Çevrende, yörende kendi bölümün ile ya da diğer ilmi çalışmalar ile ilgili seminer, konferans, atölye çalışması, akademi dersleri gibi ne tür imkânlar var araştır. Daha sonra kendine göre önemlilik sıralaması yap ve vaktini çok dağıtmayacak şekilde bir ya da bir kaçını takip etmeye başla, unutma, burada önemli olan sebat ve istikrardır.
Kural 2: Muhakkak bir sohbet halkasına dâhil ol
Okul rayına girdikten sonra sıra geldi tüm hayatını şekillendirecek, pergelin sabit ayağı yani şahsiyet gelişimi çalışmalarına. Unutma ki hayat arenasında sırtının yere gelmesini imkânsız hale getirecek yegâne donanım sağlam bir inanç ve bu inanç etrafında şekillenen şahsiyetin olacaktır. Bu yüzden çevrendeki manevi gelişim merkezlerini araştır ve kendini yakın hissedeceğin bir büyüğünün sohbetine ve meclisine devam et. Zamanla bu manevi gelişim merkezlerinden alacağın reçeteler ile inancını kavi ve dış etkilere karşı mukavemetli hale getireceksin.
Kural 3: Gönüllü faaliyetlere katıl
Üniversite hayatının kişiyi ferdiyetçi bir yapıya dönüştürdüğü o kaçınılmaz kültüründen kendini olabildiğince korumak zorundasın. Bunun çok farklı yolları vardır. Ama bunun için en ideal yöntemlerin başında gönüllülük gelmektedir. Gönüllülük insanı bencillikten korurken eldeki imkânlara şükretmeye ve gönüllü çalışmalar ile çok sağlam dostlukların kurulmasına köprü olur. Bu yüzden vakit kaybetmeden gönüllülük esasına göre çalışan, manevi değerlerin farkında bir sivil toplum kuruluşuna kaydını yaptır.
Kural 4: Kendine bir okuma listesi yap ve bunu uygula
Şahsiyetin ete kemiğe büründüğü üniversite yıllarında bir duruş ve bir kimlik sahibi olmanın yolu fikir sahibi olmaktan geçer. Fikir sahibi olmanın yolu ise okumaktan, çok okumaktan geçer. Lisede hiç kitap okumamış ya da külliyatları devirmiş olabilirsin. Ama insanı ve kâinatı anlama çabalarının en yoğun yaşandığı yılların üniversite yılları olduğunu unutma. Bu anlama çabası içinde sana rehber olacak eserleri bul, tavsiyeleri al ve tüm bu veriler ışığında sana tefekkür hazinesinin kapılarını açacak eserlerin listesini oluştur. Değişik kategorilere ayırdığın bu liste için zaman planı oluştur. Mümkünse her okuduğun eser sonrası bir büyüğünün kapısını çal ve eser ile ilgili kritik yap.
Kural 5: İlginin ve yeteneğinin olduğu bir hobi ile uğraş
Sadece üniversite ve ilmi çalışmalar ile zaman içinde tekdüze bir hayat yaşamak istemiyorsan kendine bir hobi, bir uğraş bul. Bu yeteneğine göre değişmek ile birlikte bir enstrüman da olabilir, hat, ebru, tezhip gibi Türk-İslam Sanatları da olabilir ya da bedeni çevik, aklı uyanık tutacak spor branşı da olabilir.
Velhasıl üniversite hayatının bir geçiş evresi, hayat arenasına girmeden son hazırlıkların yapıldığı, gerekli donanımların edinilmesi için tabiri caizse köprüden önceki son çıkış olduğunu unutma.