
Farklı ortamlarda fotoğrafa ilgimi öğrenenler, genellikle ilk olarak şöyle bir soru yöneltiyorlar: ‘Fotoğrafta dikkat edeceğimiz en önemli nokta ne olmalı?’ Köşemize gelen okuyucu maillerinde de buna benzer sorularla karşılaşıyorum zaman zaman… Bana böyle bir soru yönelten kişinin aslında, bütün ihtiyaçlarına cevap bulacağı hazır hap gibi cevaplar beklediğini biliyorum. Sanki üç - beş tane önemli tavsiye ile çektiği bütün fotoğrafların tablo gibi olmasını sağlayacak bir formül varmış gibi… Ancak ben onlara genellikle tek bir tavsiyede bulunuyorum: Çektiğin fotoğrafta netlik problemi olmasın, eğer fotoğrafın net değilse insanlar başka bir şeye çoğunlukla bakmazlar…
Gerçekten de öyle… Fotoğraf yarışmalarında ve değerlendirmelerinde ilk eleme hep fotoğrafın netliği üzerinden yapılır. İlk olarak fotoğrafların elemesi net olmayanları ayırmakla başlar. Eğer netlik problemi belli bir seviyenin üstündeyse yarışmalarda değerlendirmeye bile alınmaz.
Peki netlik her şey midir? Hayır değildir. Ancak fotoğrafı gerçek fotoğraf yapan ve ilk bakılan unsurlardan birisidir. Peki nasıl oluyor da gazetelerde, dergilerde net olmayan fotoğraflar basılabiliyor? Bunun sebebi haber fotoğraflarının çekim zorluğundan kaynaklanıyor. Hele çekim; olaylar, gösteriler, patlamalar, karanlık ortamlar gibi zorlu şartlarda yapılıyorsa bu kaçınılmaz bir çaresizliği beraberinde getirir. Çünkü başka basabileceğiniz net fotoğraf çekilememiş demektir. Böyle fotoğrafları bir tarafa bırakırsak, ilk bakılan unsur netliktir. Sonra, ışık problemleri, kadraj, sadelik, altın oran… gibi konulara bakılır.
Zaman zaman okuyucularımız ‘neden bizim fotoğrafımız yayınlanmıyor?’ diye sorabiliyorlar. Haklılar da… Çünkü zaman zaman biz de net olmayan fotoğrafları yayınlayabiliyoruz. Ancak özellikle makro fotoğraflarda netliğe daha hassas davranıyoruz. Çünkü makro fotoğrafı makro yapan ana unsur, fotoğrafın netliği yani ayrıntılarının iyi görünmesidir. Makro fotoğrafta netlik yoksa baştan iki sıfır kaybetmişiz demektir. Bu sebeple onları yayınlamıyoruz. Bu yüzden makro fotoğraf gönderenler en net şekilde çekilmiş fotoğrafları gönderirlerse memnun oluruz...
İkincisi, Tayyibe Kara’nın su damlacığı makro fotoğrafı. Kırmızı yaprak üzerinde görünen damlalar oldukça belirgin olarak yakalanmış. Sığ alan derinliği nedeniyle bir miktar netlik problemi varmış gibi görünse de, makinenin imkân verdiği ölçüde netlik yakalanmış. Fotoğraf renk, ışık, belirgin konu bakımından belli bir seviyeyi yakalamış. İlk bakışta kendisine baktıran ve ilgi çeken bir fotoğraf olmuş. Bu haliyle ben buradayım diyor. Ancak kare daha sade ve kırmızı zemindeki dokuyu da ön plana çıkaracak şekilde farklı bir açıdan sanki çok daha çarpıcı bir fotoğraf çekilebilirmiş gibi duruyor. Mesela kare tam üstten, sadece kırmızı zemin kareye girecek şekilde çekilebilseymiş, hem ciddi bir zemin dokusu yakalanır hem de her tarafı net, sade bir fotoğraf çekme imkânı olurmuş gibi duruyor. Çok daha iyileri için denemeye devam…
Bu çerçevede gelen fotoğraflardan ikisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi İsmail Erdem’in makro gül fotoğrafı. Fotoğraf gerçekten makro özelliklerini taşıyan ve çok net çekilmiş bir fotoğraf. Flu arka plan ve yeşil zemin üzerinde gül tomurcuğu çok güzel görünüyor. Renk, ışık, sadelik, belirgin konu ve netlik bakımından kaliteyi yakalamış durumda. Kadraj seçimi konusunda, üstten taç yaprağın kesilmesi, altın kuralına tam oturmaması ilk bakışta eksiklik gibi görünse de genel atmosferi itibariyle hoş bir fotoğraf olmuş. Tabiri caizse, elindeki yarı profesyonel makinenin hakkını vermiş!..
Fatıma Çetintaş’ın martıları gösteren manzara fotoğrafı İstanbul dışında yaşayanlar için oldukça ilgi çekici bir kare. Bu haliyle merak uyandıran, acaba nereden çekti, martılara nasıl bu kadar yakın olabildi gibi sorulara muhatap olabilecek bir çalışma. Genel olarak fotoğraf için özen gösterilmiş hissini veriyor. Netliğinde, ışık ayarlarında, alan derinliğinde bir problem yok. Kadraj ayarlamasında üstteki kuşu dışarıda bırakıp, soldaki vapuru kareye tam alabilseymiş daha iyi bir kompozisyon olurmuş. Gönderdiğin ilk fotoğraf için iyi bir kare diyerek, yenilerini beklediğimizi belirtelim…
Sizden Gelenler İçin...
Feyza Macit: Ağaç dalları arasından süzülen güneş ışığı fotoğrafın güzel düşünülmüş bir kare. Ancak bu tip fotoğrafları biraz daha geniş açılı çekmek gerek. Ayrıca sağ alt köşede görünen teller, kuru ağaç dalları ilk bakışta gözü rahatsız eden, dikkat dağıtan fazlalıklar olarak görünüyor. Bir de kadrajın kareye yakın bir şekilde kesilmesi de ilk bakışta bir eksiklik hissine neden oluyor. Yenilerini bekliyoruz.
Hatice Akyıldız: Cami ve gün batımı fotoğrafını oldukça başarılı buldum. Siyah kısmın küçük, gökyüzünün geniş bırakılması, netlik, ışık ve tam güneş batarken anın yakalanması oldukça iyi yakalanmış… Gönderdiğin fotoğraftan sağdan ve soldan bir miktar keserek yeni bir kadraj oluşturdum. Bu haliyle daha dengeli, altın orana uygun ve cami ile güneşi daha ön plana çıkaran bir kare oldu. Gönderdiğin fotoğrafla bunu kıyaslarsan sen de farkı çok kolay göreceksin. Ellerine sağlık…
İbrahim Erdem: Bu ay sayfamıza aldığımız başarılı fotoğraflardan birini göndermişsin. Denizin dinginliğine uygun, hareketsiz martı ve yarı batmış sandal uyumlu bir bütünlük oluşturmuş. Genel olarak iyi bir fotoğraf. Ana konuyu tam ortaya değil de farklı köşelerden birine yakın yerleştirsen daha dinamik bir yapısı olabilirmiş.
Zinnur Yıldız: Akşamın ilk saatlerinde çekilmiş cami fotoğrafın iyi düşünülmüş ve birçok bakımdan artıları olan bir kare olmuş. İnsan siluetleri, renk seçimi, netlik iyi seviyede. Kareyi biraz daha sağa kayarak çekebilseymişsin minare bütün olarak kareye girerek hem derinlik kazandırırmış, hem de en solda görünen iskele gibi fazlalıktan kurtulma şansımız olurmuş. Aynı mekanın başka açılardan çekilmiş fotoğrafları varsa gönderirsen seviniriz.