Afrika’da En Önemli İki Yatırım: Sağlık ve Eğitim
Afrika’ya yapılabilecek en önemli iki yatırım nedir diye sorulsa, hiç tereddütsüz önce sağlık sonra eğitim diyebilirim. Uzun vadede en önemli yatırım eğitimdir elbette, birçok alandaki eksiklikler, eğitimdeki eksikliklerin tamamlanmasıyla giderilecek; fakat sağlığı eğitimden de öne almamızın sebebi sağlığın insanlık için eğitimden daha asli bir ihtiyaç olmasındandır. Afrika, size bunun böyle olduğunu tüm çıplaklığıyla gösteriyor.
Afrika’da sağlık alanında yaşananlar bir rezaletler dizisi. Müslümanlar içinse ibret vesikası. Birazdan anlatacaklarımı okuyup da insanın başını taşlara vurmaması mümkün mü?
Sağlık hizmetleri Afrika’da çok pahalı. Zaten fakirlik içinde yaşayan insanlar hasta olduklarında bu ücreti ödeyebilecek imkâna sahip değiller. Bir de hastalıkların çok daha yaygın olduğu bir toplum düşünün, işte Afrika’nın sağlık gerçeği.
Herkes bilir ki insanın en aciz olduğu, uğruna milyarlar verebildiği bir meseledir sağlık meselesi. Milyarlarca lirayı başka bir iş için kırk kere düşünerek harcarsınız; ancak bir kere hasta olsanız ve iyileşmeniz için o parayı vermeniz gerekse gözünüzü kırpmadan verirsiniz. Maalesef Afrika insanının hasta olduğunda verebileceği milyarları yok.
Ücretini Ödemezseniz Yemek Dahi Alamazsınız
Özelde Fildişi’nde genelde Afrika’da sağlık meselesini ziyaret ettiğimiz al-Muwassat isimli sağlık derneği yetkilisinden dinleyelim:
Afrikalı fakir insanlar, bütün dünyada olduğu gibi hasta olduklarında ancak devlet hastanelerine gidebilirler; fakat Afrika’da devlet hastanelerinde imkânsızlık had safhada. Hastanelerde birçok tıbbî cihaz eksik. Sonra burada kaldığınız odaya tıpkı bir otelde kalır gibi ücret ödemek zorundasınız. Bu ücret günlük 15 bin Frank ile 20 bin Frank arasında değişiyor. Daha iyi anlamak için Türk parasıyla söyleyecek olursak bu miktar yaklaşık 80 TL’ye tekâbül ediyor. Bunun dışında yemek ücretini de kendiniz vermek zorundasınız. Eğer bu ücreti ödeyemezseniz size yemek verilmiyor. Öyle oluyor ki hastaneye gelen hastalar yemek dahi yiyemiyor.
Hristiyanlar Afrika Sağlık Haritasını Bizden Çok Önce Çıkarmışlar Şimdi madalyonun öbür yüzüne bakalım. Hristiyan misyonerler Afrika’nın sağlık haritasını bizden çok önce çıkarmışlar. Yukarıda değindiğim insanın zaaf noktasını da bildikleri için Afrika’ya evvela sağlık alanından girmişler ve hâlâ da öyle yapıyorlar. Burada birçok yerde yanında bir kilise yer alan Hristiyan hastanesi görebiliyorsunuz. Bununla yetinmeyip devlet hastanelerinde de çalışmalar yapıyorlar. Al-Muwassat derneği yetkilisinin anlattığı bir hadise bütün meseleyi açıklayıcı nitelikte:
Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri Hristiyan misyonerler devlet hastanelerinde yanlarında hediyelerle ziyaretler yaparlar. Müslüman bir hemşire bu mutat ziyaretlerden birine hayretler içinde şahit olmuş: “Müslüman bir hasta ölüm yatağındadır. Misyonerler ona yanlarında getirdikleri hediyeleri uzatır. Kapının kapalı olduğu düşüncesiyle hastaya “İsa Allah’ın oğludur” demesi telkininde bulunurlar. Hasta “siz ne diyorsunuz ben Müslümanım” deyince, misyonerler “senin imanında eksiklik var, bak bu yüzden iyileşemiyorsun, İsa Allah’ın oğludur dersen iyileşeceksin” derler.
Al-Muwassat derneği yetkilisinin anlattığına göre bu hadiseye şahit olan hemşire korku içinde onun yanına gelmiş. Odadaki kişilerden çekindiği için bir tepki de gösterememiş.
Bu hadiseler Afrika’da o kadar yaygınmış ki açlık ve hastalık yüzünden Müslümanken Hristiyan olan insanların sayısı oldukça fazlaymış.
Müslümanlar Disiplinli ve Sistemli Çalışıyorlar
Misyonerlerin sağlık sektöründeki bu çalışmalarına bir nebze de olsa engel olabilmek için Müslümanlar, al-Muwassat derneğini kurmuşlar. Müslüman hastalara yönelik çalışmalar yapıyorlar. Hastanelere ödeyecek parası olmayan hastalara yardımda bulunuyorlar, yemek parasını veremeyenlere hemen hastanenin yanında kurdukları binalarında yemek veriyorlar. Bütün bunları sadece 3 tane ücretli çalışanla gerçekleştiriyorlar. Bunun yanında 7 tane de gönüllü çalışanları varmış.
al-Muwassat, çok sistemli ve disiplinli çalışan bir dernek. Dernek binasının girişine koydukları tabelalarla çalışmalarını ziyaretçilerine kolay bir şekilde anlatabiliyorlar. Bu tabelalara 2020’de ulaşmayı düşündükleri hedeflerini dahi yazmışlar. Yani derneğin her zaman bir 5 yıllık hedefi hazır.
Bu hedef içinde Fildişi’nin bütün hastanelerine ofis kurmak var. Fildişi’nde 17 hastane varmış. Bunların sadece bir tanesinde, Abidjan’daki bir hastanede ofisleri var. Diğer hastanelerde şimdilik büfe tarzında küçük ahşap bürolar kurmuşlar. Bu şekilde o hastanelere de ulaşıyorlar; ancak Abidjan’da olduğu gibi her hastaneye ofislerini açabilirlerse hastalara daha kolay ulaşabileceklerini ifade ediyorlar.
Çıkarken bize bültenlerini de sundular. Belli ki tanıtım meselesine de epey önem veriyorlar.