• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Kur'ân Kültürü
  • Duracağı Yeri Bilmek ya da Bilmemek: İşte Esas Mesele!

Duracağı Yeri Bilmek ya da Bilmemek: İşte Esas Mesele!

01.07.2015 04:51
Kur'ân Kültürü
5706
Adem Ergül

Mümin insan uyanık olacak, şeytanın saflarında yer almamak için basiretli hareket edecektir. Zalimlerin yanında durmak şöyle dursun, kalben onlara azıcık meyledivermek bile büyük bir azap sebebidir.

İnsan, seçimlerinin bir sonucu olarak değerine değer katar ya da var olan değerini de yitirir. Meselâ konuşurken seçilen kelimeler nasıl önemliyse, ne konuşulacak, nerede konuşulacak ve nasıl konuşulacak bunların her biri ayrı ayrı öneme sahiptir. Gözün kullanımı, elin kullanımı, aklın, fikrin ve gönlün kullanımında da hep bu seçimler kişilik kalitesini belirleyen hususlardır. İnsan durduğu ve göründüğü yerin de ne derece isabetli olduğunu araştırmak durumundadır. Durduğun yer mescid bile olsa, her mescidin mescid olamayabileceğinin farkında olmak gerekir.

Asr-ı saadette şöyle bir hadise yaşanır:

Medine’de Hazrec kabilesinden Ebu Âmir er-Râhib adında biri vardı. Cahiliyye devrinde hristiyan olmuş, kitap ehlinin ilmini okumuş, Hazrec kabilesi içinde büyük bir konum edinmişti. Rasûlüllah (s.a.v) Medine’ye hicret edip Müslümanlar onun etrafında toplanınca, Allah Teâlâ da Bedir günü onları muzaffer kılınca Ebu Amir düşmanlığını açığa vurarak İslâm’a karşı cephe aldı. Medine’den çıkıp Mekkeli müşriklerin yanına kaçtı. Onları Peygamberimiz’e karşı savaşa teşvik etti. Uhud harbi sonrasında Allah Rasûlü’nün (s.a.v) durumunun devamlı bir yükselme içinde olduğunu görünce Ebu Amir, Rasûlüllah’a (s.a.v) karşı yardım istemek üzere Rum kralı Hirakl’e gitti. Kral onu yanında ağırladı, çeşitli ihsanlarda ve vaatlerde bulundu.

Bu vaaatler üzerine Ebu Amir Medine’de ensar arasında nifak ve şüphe içinde bulunan bir gruba mektup yollayarak Hirakl’in vaatlerini bir bir saydı. Yakın zamanda bir ordu ile birlikte geleceğini haber verdi. Böylece Rasûlüllah (s.a.v) ile savaşacağını, onu yeneceğini ve onu bulunduğu durumdan döndüreceğini bildirdi. Mektuplarını iletmek üzere göndereceği kimselerin sığınabilmesi için bir yer yapmalarını emretti. Bu yer aynı zamanda kendisi geldiğinde de onun için bir gözetleme yeri olacaktı. Bu haber üzerine Medine’deki münafıklar Kuba Mescidi yakınlarında bir mescid inşa etmeye başladılar. Peygamberimiz (s.a.v) Tebük gazasına çıkmadan önce mescidin yapımını bitirdiler. Mescidin Müslümanlarca makbul sayılmasına delil olması için Efendimiz’in gelip mescidlerinde namaz kılmasını istediler. Bu mescidi sadece içlerindeki zayıfların ve hastaların soğuk ve yağmurlu gecelerde namaz kılmaları için yaptıklarını söylediler. Allah Teâlâ Peygamberini orada namaz kılmaktan alıkoydu. “Şimdi biz sefere çıkmak üzereyiz. Allah dilerse döndüğümüzde namaz kılarız” dedi. Peygamberimiz (s.a.v) Tebük’ten Medine’ye dönmek üzere yola çıktığında, Mescid-i Dırar’a bir günlük veya daha az bir mesafe kalmıştı ki, Cibril gelerek bu mescidi bina edenlerin, bununla, ilk günden takva üzerine kurulmuş olan Kuba mescidindeki mü’minler cemaatini bölme ve küfür maksadı taşıdıklarını bildirdi. Hatta o mescidde namaz kılınmaması için şu âyetler nazil oldu:

“Münâfıklardan bir grup, İslâm ve Müslümanlar aleyhinde zararlı faaliyetler yapmak, kâfirleri desteklemek, mü’minlerin arasına tefrika sokmak ve daha önce Allah ve Rasûlü’ne karşı savaşmış olanların gelip kendilerine katılmasını beklemek maksadıyla bir mescid yaptılar. Üstelik bunlar: “Bu mescidi yaparken iyilikten başka bir şey düşünmedik” diye yemin de ederler. Allah şâhittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.

(Ey Nebiyy-i Ekrem!) O mescidde asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temelleri üzere yapılan mescid, senin namaz kılmana daha uygundur. Orada her türlü günah ve kötülüklerden temizlenmek isteyen kimseler vardır. Allah da zâten bu ölçüde temizlenme gayretinde olanları sever.” (Tevbe Sûresi, 107-108)

Bu âyetlerin nüzulünden sonra Peygamberimiz (s.a.v) de daha Medine’ye gelmeden birkaç kişi yollayarak Dırar Mescidi’ni yıktırdı. (bk. Taberi, XI, 33-35)

Evet, durduğun yer mescid de olsa doğru bir mescidde olup olmadığının farkında olmak gerekiyor.

Mümin insan uyanık olacak, şeytanın saflarında yer almamak için basiretli hareket edecektir. Zalimlerin yanında durmak şöyle dursun, kalben onlara azıcık meyledivermek bile büyük bir azap sebebidir. Rabbimiz bu konuda müminleri şöyle uyarır:

“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hûd Sûresi, 113)

Allah’ın ayetlerinin alaya alındığı ya da yalanlandığı ortamların şahsiyeti zehirleyen ortamlar olduğuna dikkat çekilerek de şöyle buyrulur:

“O Allah, size kitapta «Allah’ın âyetlerine küfredildiğini ve onlarla eğlenildiğini işittiğiniz zaman onlar bundan başka bir söze dalıncaya kadar, yanlarında oturmayın. Çünkü o zaman siz de şüphesiz ki onlar gibi (olursunuz)» diye (bir âyet) indirmiştir. Allah muhakkak ki münafıkları da, kâfirleri de cehennemde toptan bir araya getirecek olandır.” (Nisâ Sûresi, 140)

İman, firâset ve basireti açan bir nurdur. Hangi durumda nasıl bir tutum gösterilmesi gerektiğini gösteren bir iç enerjidir.

İman, firâset ve basireti açan bir nurdur. Hangi durumda nasıl bir tutum gösterilmesi gerektiğini gösteren bir iç enerjidir. Saadet asrında yaşanan şu hadise bunun çok çarpıcı bir misalidir:

Umre için yola çıkan Müslümanlar, Hudeybiye mevkiine kadar gelmişler, müşrikler de onları Mekke-i Mükerreme’ye almamak için hazırlık yapmışlardı. Resûlullâh (s.a.v.) savaşmayı hiç istemiyor, meseleyi sulh ile halletmeye çalışıyordu.

Birkaç elçi gelip gittiği hâlde antlaşma ve sulh için kesin bir netîce elde edilememişti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu sefer Hazreti Osmân’ı (r.a.) Mekke’ye, müşriklerle görüşüp meseleyi halletmesi için gönderdi ve:

“Kureyşlilere git! Onlara haber ver ki, biz buraya hiç kimse ile çarpışmak için gelmedik! Biz ancak şu Beytullah’ı ziyâret için, onun haremliğine riâyet ve tâzîm ederek geldik. Yanımızdaki kurbanlık develeri kesecek ve döneceğiz! Sonra onları İslâm’a da dâvet et!” buyurdu.

Aynı zamanda oradaki erkek-kadın bütün mü’minlerle görüşerek, Mekke’nin yakında fethedileceğini müjdelemesini, Allah Teâlâ’nın dînine yardımcı olduğunu ve Mekke’de îmânın açığa vurulacağı günün yaklaştığını bildirmesini de emir buyurdu.

Hazreti Osmân (r.a.), Resûlullâh’ın emri üzerine hemen hareket ederek Mekke’ye gitti. Sahabîler:

“Yâ Rasûlallah! Osman Mekke’ye girip Beytullah’a kavuştu, onu tavaf etti, ne mutlu!” dediler.

Resûlullâh (s.a.v.):

“Bizler tavaftan mahrûm bırakılmışken, Osman’ın Beytullah’ı bizsiz tavaf edeceğini hiç zannetmem!” buyurdu.

Ashâb-ı kirâm:

“Yâ Rasûlallah! Osman Beytullah’a varıp kavuşmuş iken, Kureyşliler ona ne diye mânî olsunlar?” dediler.

Fahr-i Kâinât (s.a.v.) Efendimiz:

“Benim bu husustaki zannıma göre, Beytullah’ı biz tavaf etmedikçe, Osman da tavaf etmez!” buyurdu.

Hazreti Osman, müşriklere, niyetlerinin umre yapıp dönmek olduğunu anlattı. Müşrikler buna rağmen yine de izin vermediler. Hazreti Osmân’ı göz hapsinde tutarak:

“İstiyorsan sen tavâf edebilirsin!” dediler.

Fakat kendisini Allah’a ve Resûlüne adamış olan mübârek sahâbî Hazreti Osmân:

“Hazreti Peygamber Kâbe’yi tavâf etmedikçe ben de edemem! Ben Beytullah’ı, ancak O’nun arkasında ziyâret ederim...” diyerek Allah Resûlü’ne (s.a.v.) olan sadâkatini bildirdi.

İşte iman firaseti budur. Nerede duracak, nerede hareket edecek, nerede konuşacak ve nerede susacak bilir. Durduğu yeri önemsemeyenler, kalbi ve kafası durulmamış, rüzgara göre hareket eden boş kimselerdir.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Adem Ergül

1965 yılında Konya’da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini burada tamamladı. 1985-1989 yılları arasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans eğitimi aldı. Aynı fakültede lisansüstü eğitimine devam ederek 1998 yılında “Kur’an-ı Kerim’de Kalp Kavramı” isimli teziyle de tefsir alanında doktor unvanını aldı. 1989 yılında, merkezi İstanbul’da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın eğitim hizmetlerinde vazife al...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Kadın-Erkek İlişkilerinde Hakk`a Teslimiyet ve Hudûdullah`a Saygı
Kadın-Erkek İlişkilerinde Hakk`a Teslimiyet ve Hudûdullah`a Saygı
Şüpheli konulardan sakına...
Büyük Nasip: Sebatkârlık
Büyük Nasip: Sebatkârlık
Kimi zaman çok iyi bildiğ...
Heybene Gönül Doldur
Heybene Gönül Doldur
Gönül yapmayı hayatının m...
Kişiliğimize Değer Katmak Ama Hangi Değer?
Kişiliğimize Değer Katmak Ama Hangi Değer?
İnsanı Hak katında değerl...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431117

Bagamoyo Afrika... 4919020

Kasım Sayımız Çıktı! 3480379

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1186882

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287341

10 Soruda Sen Kimsin? 275543

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 165987

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS