
Müşfik baba İbrahim Peygamber ve muti oğul İsmail Peygamber, birlikte taş taşıyorlar ve Kabe’nin sütunlarını, temellerini yükseltiyorlardı. Çağlar boyu rahmetle ve muhabbetle anılacak bu iki peygamber, o kutlu inşayı şöyle arz etmişlerdi Rabbimize:
“Bir zamanlar İbrâhîm, İsmâîl ile beraber Beytullâh’ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) «Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabûl buyur; şüphesiz Sen işitensin, bilensin.»”
GENÇ olarak, dokuz senedir gönüllere ulaşmanın derdindeyiz, “dert” diyerek yola çıktık, her sayımız “ebedî gençlik” hedefini gösteriyor, gücümüz yettiğince gönüllüğün, aşkınlığın ve fedakarlığın bayraktarlığını yapmaya gayret ediyoruz. Tüm çabamız, hayrın ve güzelin daha da cazibeli hâle gelmesi içindir. Özellikle genç dostlarımızdan birinin daha gönlüne girebilirsek, birinin daha gönlüne seslenebilirsek, yeryüzündeki en kıymetli sermayeyi biriktirmiş olacağımıza inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki Kâbe, Azer’in oğlu Halil İbrahim Peygamber’in inşa ettiği bir yapıdır, gönülse yüceler yücesi olan Cenab-ı Hakk’ın nazargahıdır, En Yüce Dost’un sığdığına inanılan kutsal mekandır. Bu yüzden, birbirinden güzel yazarlarımızın ve gönüllülerimizin emekleriyle giderek daha da büyüyen, sütunları yükselen ve her biri gönüllerin inşasına matuf olan tüm GENÇ markalı faaliyetler için biz de aynı şekilde seslenmek istiyoruz Rabbimize:
“Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz Sen işitensin, bilensin.”
**
Bu ay GENÇ Dergisi olarak önemli bir soru sorduk genç arkadaşlarımıza: “Allah’la aran nasıl?” Bu öyle bir soruydu ki, birçok arkadaşımız için işaret fişeği mesabesinde oldu, ani ve sürpriz seslenişimiz genç dostlarımızın kalplerinde ve zihinlerinde “Sahiden Allah’la aram nasıl?” yankısı yaptı. Birçoğu sorunun farklılığına dikkat çekerek “gerçekten daha önce böyle bir şeyi hiç düşünmemiştim” dedi, bazılarıysa derinlere daldığını, hakikate yöneldiğini ima ederek “bu soru bana çok iyi geldi” yorumunda bulundu.
Evet, GENÇ bu ay soruların sorusunu gündeme getiriyor, “Allah’la aran nasıl?” kapağıyla okuyucularına sesleniyor. Hayatımızı hayat kılacak, bizi ötelere taşıyacak olan, kul ve Rab arasındaki o eşsiz, biricik, özel ilişkiye dikkat çekebilirsek eğer, kendimizi bahtiyar addedeceğiz; edeceğiz çünkü bütün meselemiz, derdimiz, dermanımız, tevhid ve tefrid sırrımız Allah’la aramızın nasıl olduğunda ya da olmadığında gizli... Yeniden soralım öyleyse:
“Allah’la aran nasıl?”
**
GENÇ’te Haziran ayı dolu dolu geçti, birçok ilden, birçok üniversiteden birbirinden güzel faaliyet haberleri geldi. Diğer yandan, GENÇ Gönüllüler büyük bir heyecanla ve şevkle Afrika seferine çıktılar, dokuz farklı ülkeye muhabbetlerini, sevgilerini, gönüllerini götürdüler. Renklerimizin farklı olduğu, lakin kalplerimizin aynı attığı o mazlum kıtayla kucaklaşmaya gittiler. Kısmet olursa bu ayın ortalarına kadar Afrika’da kalacaklar. Kutlu seferleri mübarek olsun...
Bayramınızı tebrik ederiz, muhabbetle kalınız, Allah’a emanet olunuz...
Ağustos ayında görüşmek üzere...