
Hazret-i Peygamber (s.a.v) Efendimiz`in hayatı, cemiyetin birbirine zıt noktalarında bulunanlara dahî en mükemmel örnektir. Mesela, bir mahkûmun hayâtı hâkime, hâkimin hayâtı da mahkûma misal teşkil etmez. Aynı şekilde bütün ömrü maîşet mücadelesi ve yokluk içinde kıvranmakla geçen bir fakirin hâli de, varlık içinde yüzen bir zengine numûne olamaz. Hazret-i Peygamber (s.a.v) Efendimiz`in hayatı ise, her iki tarafa da örnek takdîm eder. Zira Cenâb-ı Hak, onu insan topluluğu içinde acziyet bakımından en altta bulunan “yetimlik”ten başlatarak, hayâtın bütün kademelerinden geçirip kudret ve salâhiyet bakımından en üst noktaya, yani devlet reisliği ve peygamberliğe kadar yükseltmiştir.
Efendimiz(s.a.v), Cenâb-ı Hakk`ın insanlıkta tecellî ettirdiği en muhteşem sanat harikasıdır. Dolayısıyla O, din liderliği ile örnektir. Devlet reisi olarak örnektir. İlâhî muhabbet bağına girenlere örnektir. Rabbin nîmetlerine gark olduğu zamanlar, şükür ve tevâzûsu ile örnektir. Zor zaman ve mekânlardaki sabır ve teslîmiyeti ile örnektir. Ganimet karşısındaki cömertliği ve istiğnâsı ile örnektir. Âile efrâdına şefkati ile örnektir. Zayıflara, kimsesizlere, kölelere merhameti ile örnektir. Mücrimlere affı ve müsâmahası ile örnektir. Bu yüzden sen:
Eğer servet sahibi zengin bir kişi isen, bütün Arabistan`a hâkim olan, bütün Arap ulularını kendisine muhabbetle râm eden O yüce Peygamber`in tevâzû ve cömertliğini tefekkür et!
Eğer zayıf teb`adan biri isen, Mekke`de zalim ve gâsıp müşriklerin idâresi altında yaşayan Hazret-i Peygamber`in hayatından örnek al!
Eğer muzaffer bir fâtih isen, Bedir ve Huneyn`de düşmanına galebe çalan cesâret ve teslîmiyet Peygamberi`nin hayatından ibret al!
Allah göstermesin, eğer mağlûbiyete uğradığın olursa, o zaman da Uhud Harbi`nde şehîd düşen veya yaralanan ashâbı arasında sabır ve cesaretle dolaşan mütevekkil Peygamber`i hatırla!
Eğer muallim isen, mescidde Suffe Ashâbı`na ince, rakîk ve hassas gönlünün feyizlerini aktararak ilâhî emirleri öğreten Peygamber`i düşün!
Eğer talebe isen, kendisine vahiy getiren Cibrîl-i Emîn`in önünde edep, dikkat ve iştiyakla oturan Peygamber`i tasavvur et!
Eğer öğüt veren bir vâiz ve emîn bir mürşid isen, Mescid-i Nebevî`nin içinde ashâbına sohbet ederek gönlünden hikmetler saçan Peygamber`in tatlı sesini can kulağıyla dinle!
Eğer hakkı müdafaa ve teblîğ etmek, onu tutup kaldırmak istiyorsan ve bu hususta seni destekleyen bir yardımcın dahî yoksa Mekke`de her nevî yardımdan mahrum bir hâlde iken zâlimlere hakkı ilan edip onları hidâyete davet eden Peygamber`in hayâtına bak!
Düşmana galip gelip onun belini kırdıysan, bâtılı perişan edip hakkı ilan ettiysen, Mekke`nin fethi günü galip bir kumandan olduğu hâlde, mukaddes beldeye büyük bir tevâzû ile devesi üzerinde secde edercesine giren şükür hâlindeki Peygamber`i gözünün önünde canlandır!
Eğer çiftlik sahibi bir kişi isen ve oradaki işlerini yoluna koymak istersen, Benî Nadîr, Hayber ve Fedek arâzîsine sahip olduktan sonra onları ıslâh ve en iyi şekilde idare edecek şahısları iş başına getiren dirâyetli Peygamber`den örnek al!
Eğer kimsesiz biri isen, Abdullah ve Âmine`nin yetimleri, ciğerpâreleri olan biricik Mâsûm`u, nurdan Yetim`i düşün!
Eğer yetişmiş bir genç isen, Mekke`de amcası Ebû Tâlib`in sürüsüne çobanlık yapan peygamber namzedi gencin hayatına dikkat et!
Eğer ticaret kervanlarıyla yola çıkan bir tâcir isen, şam`a ve Yemen`e giden kâfilelerin en ulusu olan zâtın ahvâlini hatırla!
Eğer kadı ve hâkim isen, Mekke uluları birbirine girip vuruşacağı sırada Hacer-i Esved`i Kâbe`deki yerine koyma husûsunda O`nun âdil ve firâsetli davranışını düşün!
Ve tekrar gözünü tarihe çevirerek Medîne`de, Mescid-i Nebevî`de oturup darlık içindeki fakirle varlık sahibi zengini huzûrunda müsâvî tutarak insanlar arasında en âdilâne bir sûrette hüküm veren O Peygamber`e bir bak!
Eğer bir zevc isen, Hazret-i Hatîce`nin ve Hazret-i Âişe`nin zevci olan O mübârek zâtın temiz sîretine, derin hissiyâtına ve şefkatine dikkat et!
Eğer çocuk babası isen, Fâtımatü`z-Zehrâ`nın babası ve Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin`in dedesi olan bu zâtın onlara karşı davranışlarındaki ahvâlini öğren!
Senin sıfatın ne olursa olsun, hangi ahvâl içinde bulunursan bulun, akşam-sabah her vakit ve anda Hazret-i Muhammed (s.a.v) Efendimiz`i kendin için en mükemmel bir mürşid ve en güzel bir rehber olarak bulursun...
O öyle bir mürşittir ki, O`nun sünnetleri vâsıtasıyla her yanlışı düzeltebilirsin... Çığırından çıkan işlerini yoluna koyar, umûrunu ıslâh edersin… O`nun nûru ve rehberliği sâyesinde hayâtın handikaplarından kurtulup gerçek saâdeti bulursun!