16 Haziran 1950 Ezan bugün özgür oldu...
1932 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınladığı bir bildiriyle o zamana kadar aslına (Arapça haliyle) uygun şekilde okunan ezanın Türkçe okunması kararlaştırıldı. Bu, o tarihte körpelik yıllarını yaşayan devletin inkılaplarından biriydi. Bu arada bir ekleme yapalım: Ezanın Türkçe okunmasına dair görüşler ilk kez Tanzimat döneminde kimi aydınlarca dile getirilmişti. Zaten 1923’ te kurulan Cumhuriyet Tanzimat’tan beri devam eden sürecin radikalize olmasıydı. Bir de Cumhuriyet’i ilan eden kadroyu fikirleriyle etkileyen Ziya Gökalp’in "Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur. “ şeklinde başlayan şiirini unutmamak gerekir. Türkçe ezanı dinlemek isteyen internetten ulaşabilir.
Türkçe ezan uygulaması 18 yıl sürdü. 14 Mayıs 1950 günü halkın oylarıyla Demokrat Parti’nin halkın oylarıyla iktidara gelmesiyle tek parti iktidarı sona ermiş oldu. Demokrat Parti iktidara geldikten sonra tek parti döneminin yaptığı tahribatları onarmaya başladı ve kısa bir süre sonra ezanın Arapça okunması kararlaştırıldı. Böylece 18 yıl boyunca orijinal haliyle okunamayan ezan özüne dönmüş oldu. O günden bugüne ezan aslına uygun şekilde okunagelmektedir.
Ezanın Türkçeleştirildikten sonra aslına dönüşünün hikâyesi bu şekildedir. Tarihsel boyutunun dışında ezanın Türkçe okunmasının sosyal, dilsel, ideolojik politikalarla bir ilgisi vardır ki bu mesele günümüzde de tartışılıyor. Öncelikle ezanı Türkçeye dönüştürme fikrinde milliyetçilik akımının etkisi yadsınamaz. Sonra öztürkçeci mantık var. Dolayısıyla o tarihte körpe Cumhuriyet’ in ideolojisine tek devlet, tek dil, tek ulus mantığına uygun icraatlar. Türkçe ezanın onaylanmasından dört yıl önce yapılan dil inkılabı da aynı zihniyetin ürünüydü. Ne var ki bu inkılapların büyük çoğunluğu halk tarafından pek benimsenmemişti. Özellikle dil ekseninde yapılan inkılapların asırlara dayanarak gelen kültürü nasıl tahrip ettiği zamanla daha iyi anlaşıldı. Belli bir güruh dışında dil inkılabının çarpık bir zihniyetin tezahürü olduğu dile getirildi. Son yıllarda uygulanan politikalarla bu tahribatın önüne geçilmeye çalışılıyor.
Türkçe ezanın icat edilmesinde etkili olan ve Cumhuriyet’ in kurulmasına fikirleriyle etki eden Ziya Gökalp’in teorisinin ne kadar sakat olduğunu anlamak istiyorsanız Türkçülüğün Esasları adlı kitabında bir şeyler okumanız yeter. Bu mantığa binaen inşa edilen devlet zaten ne kadar tutarlı olabilirdi daha iyi anlaşılacak. Cumhuriyeti kuran kadroda ırkçılığın tesirinin kuvvetli olduğunu (Özellikle Araplara karşı) da belirterek şahıslara yönelik de bir eleştiri getirelim.
Toparlamamız gerekirse ezanın Türkçeye dönüştürülmesi cumhuriyetin kurucu kadrosunun (başka inkılaplarda da gördüğümüz gibi) çarpık bir inkılapçılığa teslim olmasından ötürüdür. Bir dönem toplum içinde yandaş bulmuş olabilir lakin zamanla çözülme yoluna gitmiş bugün bunların tümüyle tutarsız olduğu neredeyse tamamen ortaya çıkmıştır. Ezan da maalesef 18 yıl boyunca bu zihniyetten ötürü belki de tarihinin en dramatik dönemini geçirmiştir. Bugün bile ezanın Türkçeyle okunmasını savunacak zihniyetler aramızda. Ömürleri vefa ederse belki bir gün onlar da anlarlar. Her şey bir yana Türkçe ezan bugün tarihe karışıp tarih sahifelerindeki yerini almıştır. Dönüp de bakmalı geçen yıllara. Ezanın orijinal haline döndürülmesi için çaba sarf edenler kuvvetli bir tebriki hak ediyorlar. Onlara da saygımızı esirgemeyelim.