Feyzanur Öztürk
Geçtiğimiz Haziran ayında hafız olmasına 9 cüz kalmışken, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Kim bilir kalan 9 cüzü melekler ezberleteceklerdi ona. Onun cansız bedenini görenler anlatıyor: “Yüzünde öyle bir nur vardı ki, neredeyse yüzünde beliren tebessümü bile fark edemeyecektik.”
Bulunduğu toplumun insanlık namına bir şey yapmamasını, Allah’ın verdiği nimetleri görmezden gelmesini her daim eleştirmiş biriydi; Bahaddin Abdulvahidulı. Henüz 17 yaşındaydı ama davranışlarında, yaşayışında toplumun ıslahına yönelik çalışmaların Kur’an’ın emri olduğunu anlayabilmiş/anlatabilmiş biriydi. Daha çocukken bağlıydı dinine, Kur’an’ına. Namaz sûrelerini önce kendi ezberler sonra mahalledeki arkadaşlarına öğretirdi. Yaşı dolayısıyla dediklerini bazıları kâle almasa da, etrafındakilerin çoğu farkındaydı imanın idrakine vardığının. O, “lise oku, üniversite oku, kariyer sahibi ol, sağlam bir işin olsun” cümlelerini çok duydu belki ama yine de davasından vazgeçmedi, en güzel işi yaptı, Allah’ın kelamını en güzel şekilde muhafaza etmeye, en güzel şekilde yaşamaya karar verdi, “Kur’an Hizmetkârı” olmaya karar verdi. Rabbinin kelamını öyle benimsemişti ki, oturması, kalkması, yemesi, konuşması… Her şey O’nun emirleri dahilinde gerçekleşiyordu sanki.
“Hatasız kul olmaz” derler ya, ailesi toplumda ‘hata’ olarak karşılanacak tek bir hatası olduğunu söylerdi; yetim arkadaşlarına hediye almak için annesinden para istediğinde vermemesi üzerine o parayı gizli almasıydı. Zaten daha sonra biriktirdiği harçlığıyla aldığı parayı yerine koyması ve ailesinden özür dilemesi ‘hata’yı hata olmaktan çıkarıyordu.
Hayırda yarışırdı
Hafızlığa başlayacağı zaman “Kur’an’ımı ezberleyene kadar evime dönmeyeceğim” diye hem kendine, hem ailesine söz verdi. Sözünde de durdu. 2-3 ayda bir ziyaretine gelen ailesinin getirdiği yiyecek ve giyeceklere arkadaşlarıyla paylaşmadan dokunmazdı. Kendisinden çok arkadaşları sevinirdi ailesinin onu ziyarete gelmesini. Ailesinin getirdiği yiyeceklerle arkadaşlarına kendi elleriyle ziyafet sofrası hazırlardı.
Her canlı ölümü tadacaktır
Geçtiğimiz Haziran ayında hafız olmasına 9 cüz kalmışken, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Kim bilir kalan 9 cüzü melekler ezberleteceklerdi ona. Onun cansız bedenini görenler anlatıyor: “Yüzünde öyle bir nur vardı ki, neredeyse yüzünde beliren tebessümü bile fark edemeyecektik.”
Vefat etmeden bir ay önce annesine bir vaadde bulunmuş; “Anneciğim, benim için üzülme, sabret. Tâcını Rabbimin huzurunda giydireceğim inşallah.”
Belki de cenaze namazına oturduğu şehrin 5000’i geçmeyen nüfusunun 800’ünün katılmasının hikmeti, ezberlediği 21 cüzü hakkıyla yaşaması ve yaşatmasındaydı. Ebedi Gençlik yolunda hepimize örnek olması temennisiyle…