
“Dostmodern” Darbe Girişimi
2014’ün en önemli hadisesi 2013’ün son günlerinde yaşandı. Devlet içinde gizlice organize olmuş paralel bir yapılanmaya mensup olduğu iddia edilen kişilerce; tam da ülkenin Başbakan’ının Şeb-i Arus törenlerine katılacağı günün sabahında; bazı hükümet üyeleri, işadamları, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine yönelik organize bir adli girişimde bulunuldu. Yıl içindeki gelişmeler gösterdi ki bu bir adli soruşturma değil örtülü bir darbe girişimiydi. “Dostmodern” darbe…
Yeni Bizans Oyunu: Terörizmi Destekleyen Ülke
MİT’in; Suriye Türkmenleri yahut direnişçiler için yola çıkardığı tırlar, paralel devlet yapılanması mensubu olduğu iddia edilen kişilerce Adana’da durduruldu. Baskın ve tır personeline darp görüntüleri aynı gün medyaya servis edildi. Türkiye’nin dış politikada güçlenen pozisyonunu eski hizasına sokmaya yönelik, yerli görünümlü uluslararası bir operasyon olduğu daha ilk günden belliydi.
Ekmeğe Yağ Sürerken Öldü
Gezi kalkışması sırasında polise taş atarken başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle komaya giren Berkin Elvan, öldü. Her ne kadar propaganda makinesi; Berkin’in ekmek almaya giderken polis tarafından vurulduğu algısını yerleştirmeye çalışsa da Berkin’in ekmekle olan ilişkisi; bizi içeriden ayrıştırmaya çalışan meşum odakların ekmeğine yağ sürmekten öteye geçemedi. Ölümü siyasi olarak kullanıladursun; Berkin’in ölümünü protesto edenler tarafından öldürülen bir başka çocuk daha vardı. Sahi neydi onun adı?..
Fırsat Bu Fırsat: Vurun Devlete
Soma’da bir maden ocağında elektrik kaçağından dolayı çıkan yangında, 301 madenci göçük altında kalarak hayatını kaybetti. Cumhuriyet tarihinin en çok can kaybı yaşanan iş kazası olarak kayıtlara geçen Soma, iş güvenliği tartışmalarını beraberinde getirdi. Kazayı fırsat bilen bazı çevreler işi devlet düşmanlığı boyutuna taşımakta tereddüt etmezken, ambulansa bindirilen kazazedelerden birinin “Çizmelerimi çıkarayım ambulans kirlenmesin” şeklindeki sözleri; bilemiyoruz devlet düşmanlığında yarışan çevreleri azıcık da olsa utandırmış mıdır?
Mevzu Muhalefetse Gerisi Teferruattır
Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nun 49 çalışanı IŞİD tarafından tutsak alındı. Rehineler anca 20 Eylül’de Türkiye’ye dönebildi. Rehineler IŞİD’in elindeyken neden bir türlü kurtarılamadıklarına dair yürütülen muhalif kampanya; rehinelerin kurtarılmasının ardından “Ne verdiniz de kurtardınız?” söylemine evrildi. “Ağzıyla kuş tutsa yaranamamak” şeklindeki deyim de olmasa biz dahi bu durumu nasıl izah edeceğimizi bilemeyecektik doğrusu.
Ecellerini Bekleyip İdam mı Verseydik?
12 Eylül Davası’nda, darbe suçundan haklarında dava açılan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya müebbet cezası verildi. Diğer bir deyişle en fazla iki-üç sene hapisle yırttılar. Aslında ecelleriyle ölmeleri beklenilip, idam cezası da verilebilirdi.
Yeni Türkiye’ye Merhaba
Recep Tayyip Erdoğan, Selahaddin Demirtaş ve Ekmeleddin İhsanoğlu + çoğunun adını dahi duymadığımız 14 siyasi parti + medya + paralel yapılanma + uluslararası sermaye…’nin yarıştığı; resmi olarak; Türkiye’nin halkoylamasıyla yapılan ilk Cumhurbaşkanlığı seçimini, hakikatte ise Başkanlık seçimini ilk turda Tayyip Erdoğan kazandı. Tahminen tarihler bunu “Yeni Türkiye”nin miladı olarak yazacaklar.
Başka Kim Olacaktı
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ile birlikte, yeni başbakan kim olacak tartışmaları uzun süre gündemi meşgul etti. 21 Ağustos günü Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığının açıklanması çoğumuzu şaşırtmadı bile.
Kurt Kuzuya Suyumu Bulandırıyorsun Dedi
Savaştan para, itibar, siyasi güç devşirenlere barış sürecini bitirmek için bahane lazımdı. Türkiye bunu vermeyince IŞİD’in Kobani’yi kuşatması gerekçe olarak kullanıldı. HDP’nin teşvikiyle meydana gelen hadiselerde 50 kişi hayatını kaybetti. Barış süreci olaylardan yaralı ama sağ kurtuldu.
Mazlumluktan Zalimliğe Geçiş Sınavı
Son yılların en sansasyonel, en medyatik hadiselerinden biri olan Münevver Karabulut cinayetinin faili Cem Garipoğlu, cezaevinde kendini asmak suretiyle intihar etti. Bu gelişme üzerine Karabulut ailesinin yaptığı bazı açıklamalar, Garipoğlu’nun mezarını açtırma vb. girişimleri; mazlumluktan zalimliğe geçişin ne kadar kolay olduğunu gösterdi.
Benim Muhalefetim Bina Okur, Döner Döner Yine Okur
Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı hizmete girdi. Maliyeti ve gösterişli yapısı sebebiyle içte ve dışta aşırı eleştirilere maruz kaldı. Batı’nın korkusu anlaşılabilirdi: Sonuçta bu bina, dışarıda; Osmanlı’nın geri dönüşünün işaret fişeklerinden olarak algılandı. Ve kesinlikle doğru bir tespitti. Neden olduğu anlaşılamayan(!) içerideki muhalefetti.
Artık Her Mahallede Bir “Milyon Er” Var
1 Ocak 2015 tarihi itibariyle 28 yaşından gün almış olanlara 18 bin TL karşılığında bedelli askerlik imkânı sunuldu. Biz tam: “Şimdi parası olmayan, yaşı tutmadığı için veya kendisi askerliğini yapmış bulunmak suretiyle bu imkândan faydalanamayanlar, bedellilere hakaret ve hamaset yarışına girecekler” derken… Bir önceki bedelliden; şimdikinin iki katı ücret karşılığında faydalanabilen bazı yüzsüzler para üstü isteyince; apışıp kaldık…