• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • Genç Haber Merkezi
  • İskilipli Atıf Hoca`ya Mektup!

İskilipli Atıf Hoca`ya Mektup!

10.04.2015 17:09
Genç Haber Merkezi
5036

Zeynep Adanır

Genç Dergi Yazı Atölyesi Köşesi’nde Metin Karabaşoğlu Nisan 2015 "Ayın Yazısı Adayı" olarak değerlendirmiştir.

Seni yazmak suya yazı yazmak kadar zor.

Seni okuyup anlatırken cümleler birer birer anlamını yitiriyor, ne zaman kalıyor ne mekan. Osmanlı’nın en buhranlı zamanlarına denk gelen 1875 yılında İskilip’te hayata açtın gözlerini. Senin için örülmüş kader çizgisinden habersiz bir şekilde çocukluk ve gençlik yıllarını ilme adadın. İman uğruna, ilim uğruna çekilen her çilenin kutsal olduğunu ve şehadet mertebesinde olduğunu senden öğrendik. Cehaletin ve zulmün karşısında dik durmayı, Müslümanca bir tavır takınmayı senden öğrendik. Aslında çok konuşmaya gerek yoktu. Sen bu dava uğruna canını vererek hal dilinle anlattın her şeyi. İskilipli Atıf olmak zordu. Ulvi, sarsılmaz bir imanla damarlardan şecaatin akması gerekiyordu. Necip Fazıl’ın deyimiyle “Fert çerçevesinde ilk din mazlumluğunu, İnkılâp tarihine göz atar atmaz, İskilipli Atıf Hocada görüyoruz. Bu muazzam şehit, hiçbir alâkası bulunmayan şapka tepkisinin ruhu farz edilmek veya bu mevzuda şeriat ölçüsünü temsil edici şahsiyet kabul edilmek gibi bir anlayışa kurban gitmiştir.”

Sen son devrin din mazlumuydun. İslam davası uğruna geceni gündüzüne katmış, iman ve ahlakın yavaş yavaş erozyona uğradığı, hızla gelişen batılılaşma mukallitliğinden büyük endişe duyup halkı bilinçlendirme adına kitaplar ve dergilere yazılar yazmaya başladın. Hele o son yazdığın kitap yok mu? Bir hiç uğruna seni idam sehpasına götürecekti. Maarif Vekâleti tarafından okunup onaylandıktan sonra birçok takdir ve teşekküre şayan olan “Frenk Mukallitliği” adlı kitabın darağacında başına geçirilen ip olacaktı. Şapka kanunundan 1,5 yıl önce yayınlanmış olmasına rağmen insafsızca, hunharca bir şapka uğruna idam edilecektin. Kanunlar makabline şamil olmaz ama konu din ve bu uğurda yapılan çalışmalar olunca kanunlar tanınmaz. Sen ki ülkesini ve milletini çok seven biriydin, yurtdışından din hizmeti için yüksek meblağlar teklif edilmesine rağmen hiçbirini kabul etmeyip şu cevabı vermiştin: “Vatanımdan ayrılamam! İslâmî kalkınma dâvasının iş merkezi Türkiye`dir. Başka bir yer olamaz!”

İslam’ın yükselişi uğrunda çalışmalar gerçekleştirmek için Teali-i İslam Cemiyetini kurdun. Ve İzmir’in Yunanlılarca işgalinde ilk protesto sesi bu dernekten yükselmişti. Senin ünvanın ve ilmin tüm dünyaya yayılmışken, seni çekemeyenler bu milletin batıya meftun olanlarıydı. Uğruna canını vereceğin vatanın ve milletinin sana yapacağı tek şey canını almaktı.

Hani bir gece sen namaz kılarken hızlıca kapın çalınmıştı. Üç polis gelmişti. Evine girip kütüphaneni mahvetmişlerdi. Özenle dizdiğin, emek verdiğin gözünün nuru kitaplar yerlere saçılmıştı. İşte bunu hiçbir vicdan kabul edemezdi. Bu bir âlime yapılamazdı. Ama ne yapılamaz denilen şeyler yapılıyordu ki bu onların yanında en basitiydi. Ve sen İskilipli Atıf Efendi, bu halde bile o güzel ve geniş gönlünü gösterdin. Elinde kahve tepsisi, bunu sana yapanlara kahve ikram ettin. Seni suçlu gösterecek hiçbir şey bulamamışlardı. Sadece beş dakikalığına emniyete götüreceklerdi. Beş dakikadan ne çıkar hemen gidip gelirdin değil mi? Bilmezdin ki evinden son gidişin. Sen giderken ardından eşin ve kızın ağlaşmaya başlamışlardı. Beş dakika, beş gün, beş ay ama sen hala eve dönmemiştin. Zindan hücrelerinin ıssız, rutubetli, soğuk köşelerinde bir bilinmezlik içinde suçunun ne olduğunu düşünüyordun. Aslında düşünen sadece sen değildin, yüce mahkemenin yüce reisleri de seni hangi suçla itham edeceklerini kara kara düşünüyorlardı. Kabul et Atıf Hoca! Onların işi daha zordu!

Seni hiç kimseyle görüştürmüyorlardı, ailen senden bihaber, imtihanlarını en acı ve dayanılmaz sancılarla çekiyorlardı. Seni hızlı bir şekilde Giresun’a naklediyorlar.

Mahkeme, suçlandırıcı hiçbir vesika, delil, işaret hattâ şahadet bulunmadığını tesbitten sonra İstanbul’a iade ediyor. Öyle ki, Mahkeme âzasından biri şu açık beyanda bulunmaktan kendisini alamıyor: “Alim ve fazıl bir din adamını türlü eziyetlere sokup boş yere buraya kadar göndermişler! Ortada itham sebebi olabilecek hiçbir şey yok!”

İstanbul’a gelince beraat edileceğin kesinken hiçbir açıklama yapmadan seni hücreye koyuyorlar. Burada ailene mektup yazmaya müsaade ediyorlar. İşte kelimesi kelimesine mektubun:

«Bugün Karadeniz vapuru ile İstanbula getirildim. İstiklâl Mahkemesi heyeti de bizimle beraber İstanbul`a geldi. Giresunda vukua gelen bir hâdisede kitap dolayısıyla beni alâkadar zannettiler. Bilâhare alâkam olmadığı tebeyyün eyledi. Orada olan sû-i zandan halâs oldum. İnşaallah burada da halâs olurum da yakında kavuşuruz. Bizim talebeden Hamdi Efendi vasıtasile size bir sepet elma gönderdim. Lehülhamd sıhhat ve afiyet yerindedir. İnşaallah cümleniz de iyisinizdir. Tabiî Polis Müdüriyetine sevkolunduk. Orada yoklarsınız. Kızım Melâhat merak etmesin, mektebe devam ve işine dikkat etsin! Semih oğlan ne yapıyor. Yaramazlık ediyor mu? Mektebine devam etsin, dersini güzel güzel okusun! İnşaallah yakında gelip onu dinleyeceğim. Baki sıhhat ve selâmetinizi temenni eylerim.»

İstanbul’a geldikten kısa bir süre sonra seni Ankara’ya naklediyorlar. Eşin haberi alır almaz küçük kızın Melahat’la tren garına koşuyorlar. Görüşmenize müsaade edilmiyor, sen aceleyle trene bindirilirken ardında gözü yaşlı eşin ve kızının o mahzun bakışları yüreğini delip geçiyor. Birbirinize son bakışlarınızdı. Ok gibi yüreğine saplanan o bakışlar seninle idam sehpasına kadar gelecekti. Zindanda geçen uzun geceler, bitmek bilmeyen gündüzler ve sancılı bekleyişler.

Şapka kanunundan sonra zindanlar dolup taşmıştı masum insanlarla. Her gün mahkeme karşısında aynı sual ve cevaplar tekerrür ediyordu. “Frenk Mukallitliği” kitabın üzerine sorulan sorular bitmek bilmiyordu. Bu kitabı satanlar ve alanlar teker teker hesaba çekiliyordu. Kaç tane sattın? Ne zaman sattın? Kime sattın? gibi bir sürü suale muhatap oluyorlardı. Evet sonunda o gün mahkeme kararını vermişti; 3 yıl hüküm giyecektin. Savunma yazmanızı istemişlerdi sen zindana gittikten sonra hemen yazmaya koyulmuştun bile. Bir an gözünü kapatmanla uykuya dalıvermiştin. Günlerin ve yılların yorgunluğu ve saatlerce devam eden gece namazların seni tatlı bir uykuya emanet etmişti. Uyandığında yüzünde bir tebessüm vardı. Yıllarca beklediğin vuslat haberini almıştın en sevgiliden. Yazmış olduğun savunma müsveddelerini yırtmaya başlamıştın. Zindan arkadaşların merak içinde ne yaptıklarına bakıyorlardı. Sanki bu hicran, dudaklarına ezeli bir nakarat yapıştırmış gibi sadece “idam” diyebilmiştin. Evet artık idam edileceğine dair düşüncen bu rüyayla kesinleşmişti. Ertesi gün mahkemede sıra sana gelince sen sadece şunu demiştin “Savunmaya hacet yok efendim; müdafaayı mucip bir suçum olmadığı esasen tebeyyün etmiştir. Vicdanınızın vereceği hükme intizar ediyorum!”

Artık karar verilecek. Mahkeme salonu tıklım tıklım, kimseden ses çıkmıyor. Ölüm sessizliği kaplamış duvarları, şimdiden hüzün kaplamıştı bedenleri. Ve o son söz “…İskilipli Atıf’ın idamına…” cümlenin gerisi mühim değildi artık.

Hani güneşin üzerine perde gerilmezdi. Hani keyf için kimseye hüküm verilmezdi. Yalan bunların tümü. 4 Şubat 1926’da sabah saatlerinde idam edilmiştin. Mücadele şiiriyle süren hayatın şehadet kafiyesiyle son bulmuştu. Sen batarken, güneş o gün doğmak istememişti. Gittin ama islam uğruna sürdürdüğün davan daha da canlandı. İslam bir yiğidini yitirdi ama senden alınan feyizle nice mücahidler yeşerdi. Sen toprağa tohumları serptin ya onlar şimdi semaya yükselen çınarlar oldular. Senin vakur ve iman dolu dik duruşun miras kaldı bize. Senin idamına kimse sevinmesin! Onlar birini yıkmakla bu davanın yok olacağını düşündüler. Unutmasınlar şimdi binlerce İskilipli Atıf var.

Ruhun şâd, mekânın cennet olsun.

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

GENÇ

Adımız GENÇ. Aylık olarak çıkan bir alan dergisiyiz. Genç olan herkese ulaşmak istiyoruz. Ama bizim gençten anladığımız biyolojik tasnifin biraz ötesinde. Biz genç dendiğinde, yüreğindeki gücün farkında olan, yüreği genç olanı anlıyoruz. Ümidini kaybetmemiş, gözlerindeki ışıltıyı hep korumuş, biraz muzip, biraz öfkeli, biraz muhalif, biraz ele avuca sığmaz, ama hep heyecanlı, hep dertli, yüreği kocaman, g&o...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi`nin Ocak sayıs...
GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi`nin Aralık say...
GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi`nin Kasım sayı...
GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!
GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!
Gençliğin nabzını tutan d...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431787

Bagamoyo Afrika... 4919547

Kasım Sayımız Çıktı! 3502430

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1188230

Bkz: Doğu Türkistan 481734

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287886

10 Soruda Sen Kimsin? 276598

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS