A. Yasin Demirci
Vakit namazlarından dükkanların kapatılması şer’i bir zorunluluk mu? İslam dünyasında ezan okunduğu andan itibaren dükkanların kapatılması zorunluluğu olan tek ülke Suudi Arabistan’da şimdilerde bu sorunun cevabı aranıyor.
Suudi Arabistan’ın önde gelen gazetelerinden olan Vatan’ın yazarlarından Halime Muzeffer’in; “Dini mercilerin bu koyu yeniden değerlendirmeleri gerekir” şeklindeki çıkışıyla birlikte, mevcut uygulamayı destekleyenlerle eleştirenler arasında yoğun bir tartışma yaşanıyor.
Kararı gözden geçirilmesi gerektiğini savunanlar, ne Hulefa-i Raşidin (Dört Halife) döneminde ne de ondan sonraki dönemlerde Müslümanlara, namazlarını kılmaları için ticaret hanelerinin kapatma zorunluluğu getirildiğine dair bir delilin olmadığını ileri sürüyorlar. Riyad ve Cidde gibi dev bir ekonominin döndüğü şehirlerde ticaretinin sağlık yürütülmesi açısından bu uygulamanın esnetilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Uygulamanın sürmesi gerektiğini savunanlar da, uygulamaya karşı çıkanların ileri sürdükleri argümanı kullanıyor. Diyorlar ki, “tarihte dükkânların namaz vakitlerinde kapatma zorunluluğu getirildiği ispat edilemiyorsa, aynı şey bunun aksi içinde söz konusudur”. Yani tarihte namaz vakitlerinde dükkânların açık kalmasına müsaade edildiğine dair de bir icazet yoktur demeye getiriyorlar. Bir başka deyişle gerek Hulefa-i Raşidin gerekse ondan sonraki dönemlerde, resmi bir zorunluluk olmadan herkes namaz vakitlerinde gönüllü olarak ticarethanelerini kapatarak camiye gittikleri için böyle bir mesele çıkmamıştır deniliyor. Dünya öncelikli hayat ile ahiret öncelik hayat arasındaki fark bu olsa gerek...