
Saray
Farsça kökenli bir kelime, Türk Dil Kurumu sözlüğünde, hükümdarların ve devlet başkanlarının oturduğu büyük yapılar ve kamu işlerinin yürütüldüğü resmi büyük yapılar olarak geçer. Ayrıca özel şahıslara ait güzide yapılar da saray olarak isimlendirilebilir.
Saray Mutfağı
Saray denildiğinde sadece devlet işleri akla gelmemeli. Envai çeşit yemeğin yapıldığı saray mutfakları her zaman aşçıların ve gurmelerin dikkatini çekmiştir. Bugün halk arasında kullanılan ve tüketilen yiyeceklerin büyük bir kısmı saray mutfaklarından çıkmaktadır. Hatta bazılarının isminde bile saraya ait olduğu belirtilmektedir. Saray muhallebisi, saray lokumu, saray helvası, saray kebabı, saray şerbeti, saray sarma, saray döneri gibi… Topkapı Sarayı’nın mutfağı Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmıştır. Yaklaşık 5 dönümlük bir araziye yayılmış olan mutfakta, normal mutfak bölümlerinin dışında aşçı ve yamaklar için koğuşlar, hamam, cami, çeşmeler bulunurdu. 16. Yüzyıl’da saray mutfağında, hamurcular, simitçiler, pilavcılar, kebapçılar, kuşhaneciler, sebzeciler ve tatlıcılardan oluşan 60 kişilik aşçılar grubu ve 200 yamak çalışırdı. Bu arada Fatih Sultan Mehmet Han’ın zehirlenerek şehit edildiği iddiasından sonra Osmanlı mutfağında bazı kısıtlamalar yapılmıştır. Mesela tuz da dahil olmak üzere tüm baharatlar yasaklanmıştır bir dönem. Yani bazı padişahlar tatsız tuzsuz yemekler tüketmek zorunda kalmıştır.
Ak Saray
Gündemdeki Ak Saray tartışmalarına mütevazi bir katkıda bulunmak isterim. Öncelikle Mimarlar Odası Başkanı’nın yaptığı benzetmeden ötürü bir mimar olarak utandım. Hükümetin bina ile ilgili Selçuklu Mimarisi metaforu, kasıtlı eksik bırakılmış. Çünkü bu mimari sadece Selçuklu değil tüm İslam mimarisinin örneklerini taşıyor. Hatta dünya mimarisi bile desek eksik olmaz. Elhamra Sarayı’ndaki yükseltilmiş çatılardan tutun da Buckingham sarayındaki alınlara kadar tüm dünyaya hitap eden bir yönü var bu binanın. Ayrıca Çankaya bir köşk iken bu bir saray. Yani geçmiş şaşaalı günlerin müjdecisi. Bir çiçekle bahar gelmez ama, hem güvenlik nedenleri, hem ihtiyaç nedenleri hem de en önemlisi dünyaya bakan yüzü itibari ile böyle bir mimari ögeye ihtiyaç vardı. Çankaya köşkü denildiğinde kaç kişinin zihninde net bir mimari fotoğraf canlanır? Ak Saray bence bu anlamda Beyaz Saray ve Kremlin Sarayı ile yarışır.
Galatasaray
1481’de İkinci Bayezid döneminde Galata’da kurulan Mektebi Sultani’den alır adını Galatasaray. Padişah’ın bizzat ilgisiyle kurulduğu için Saray yakıştırmasını almıştır. Okulun değerinin yanında 1905’te kurulan spor kulübünün en önemli iddiası “Türk olmayan takımları yenmektir.”
Hz. Süleyman’ın Sarayı
Süleyman Peygamber yaşadığı dönemin en güçlü devletini yöneten bir peygamberdi. Kendisi insanlara ve cinlere muhteşem özelliklere sahip bir saray yaptırmış ve dünyanın büyük bir kısmını bu saraydan yönetmiştir. Kur’an’da da Neml sûresinde geçen ayetlerde Hz. Süleyman ile Sebe melikesi Belkıs arasında geçen olaylardan bahsedilir ve Belkıs’ın Hz Süleyman’ın kişiliğine ve yaptırdığı sarayın ihtişamına kapılarak hidayete erdiği anlatılmaktadır. Ayetlerden anlaşıldığı üzere cam teknolojisi kullanılmıştır bu sarayda ve tarihte ilktir.
İsraf mı Haram mı?
Tarihte saray mevzusu ile ilgili olarak Muaviye ve Ebuzer (r.a.) arasında geçen bir diyalog rivayet edilir. Muaviye halife olduktan sonra “kendisine” bir saray yaptırmıştır. Fakirlere ve fakirliğe sahip çıkma farik vasfıyla bilinen Ebuzer de (r.a.) bu sarayı gördükten sonra Halife Muaviye’ye, “Bu sarayı halkın parasıyla yaptırdıysan haramdır, yok kendi paranla yaptırdıysan bu da israftır” diyerek çıkışmıştır. İsraf da haram olduğu için kimin parasıyla yapıldığının bir önemi yok aslında (bu açıdan). Fakat tarihimizde İslâm’a hizmet etmiş yüzlerce devlet erkanının saraylarda ikamet ettiği bir gerçektir. Ancak onların kendi kişisel eğlenceleri ve ikametleri için değil, eğitim, karşılama, toplanma, güvenlik amaçlı kullanımlarından ötürü bir devlet ihtiyacı olarak kullandığı bilinmektedir.
Kisra’nın Sarayı
Peygamber Efendimiz doğduğu gün Pers (bugünkü İran) kralı Kisra’nın sarayı sallanmış ve 14 tane sütunu devrilmiş. Medayin şehrinde olan sarayın bugün hâlâ kalıntıları vardır. Peki neden Peygamber Efendimiz doğduğu gün böyle bir olay gerçekleşmiş olabilir? Bu konuda İslâm alimleri dünyaya yeni bir düzenin hakim olacağını ve köhneleşmiş sistemlerin yok olacağına işaret olarak bu durumun gerçekleştiğini anlatırlar.
Sarayını Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim?
Dünya ülkeleri arasındaki soğuk savaşlar saraylardan yönetiliyor haliyle saraylar da bu savaşın sembolleri oluyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde Beyaz Saray, Rusya’da Kremlin Sarayı, İngiltere’de Buckingham Sarayı bu işin öncüleri. Geçmişte Osmanlı zamanında Topkapı Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı, Selçuklu döneminde Kubadabad Sarayı, Kılıçaslan Sarayı dünyaya meydan okumuştur.