Bir siyasi partinin aday adayları tanıtım toplantısındayım. Katılma niyetim, önümüzdeki 4 yıl milletimizi hangi donanımda insanlar yönetmeye talip olmuş, onu görmek.
Toplantı bir ilçe teşkilatının ev sahipliğinde gerçekleşiyor. Moderatör ise ilçe başkanı. Her aday adayı, 3 dakika içerisinde kendisini tanıtıp; parti üyelerini cezbetmeye çalışacak. 3 dakikayı dolduracak kadar anlatacağı olmayanların yanı sıra, zamana riayet etmeyip; vakti fazlaca kullananlar çoğunlukta…
Yaklaşık 3`er dakika gözlemlediğim 15 kadar aday adayı hakkındaki izlenimlerim şöyle:
Hitabet, kelime dağarcığı ve çağın dilini yakalama hususunda birçok aday adayı oldukça zayıf olmakla beraber, anlatılacak vasıflar konusunda da birçoğu, zamanının büyük bir kısmını nerede doğup nerede büyüdüğüne, hangi mahallede oturduğuna harcayarak zaman yönetimlerinin pek de iç açıcı olmadığını belli ediyor. Fakat her iki hususta da istisnalar var elbet.
Diğer bir mesele ise aday adayı hanımefendilerin, salona teşrif ettiklerinde hiç çekinmeden ilçe başkanı ve yardımcısı beyefenedilerin elini sıkması. Maalesef bu konuda istisnaya rastlayamadım. Yeni Türkiye yolunda, daha hassas ve daha dikkatli bir tabloyla karşılaşmayı arzu ederdim.
Elle tutulur projeler…
Gelelim en önemli meseleye. Projesizlik! Ülke yönetmeye talib olan aday adaylarımızın, velev ki önce aday, sonra da milletvekili seçilirlerse ülkeyi nasıl yöneteceğini görelim... 3`er dakikayla 15 kadar aday adayını dinlediğimi belirtmiştim. Peki, bu 15 vatan evladından kaçının elle tutulur bir projesi vardır dersiniz? Yalnızca 1`inin! Savunma sanayiinde oldukça ilerlemiş, Nato`da uluslararası sertifika ile yıllarca görev yapmış, saygın bir iş adamı kimliğiyle karşımıza çıkan aday adayından ülke gündemine oturacak, küresel bir vizyona sahip müthiş bir proje dinledik. Peki diğer 14 kişi? Maalesef elle tutulur bir tek projeleri yok. Peki, o 14 kişiden biri ya da birkaçı milletvekili olursa, görev süresince ne yapacaklar? Kendi cevapları şöyle “ülkemizin problemlerini tüm milletvekilleri ile masaya yatırıp, hep beraber onlara çareler üreteceğiz”. Üretirsiniz. Bugüne kadar göremediğiniz milli problemleri 4 yılda mı göreceksiniz? Bir başka cevap “büyüklerimizin uygun gördüğü sistemi uygulamaya devam edeceğiz.” Hay yaşayın. Memleketin buna çok ihtiyacı vardı. Bunlar daha önce hiç yapılmamıştı ya...
5-10 milletvekili çıkaracak şehirde, yüzlerce aday adayı arasından sizi milletvekili kılacak olan nedir? "2023 vizyonu, teşkilatta 10 yıl hizmet ettim, sivil toplum kuruluşlarına da üyeyim hem." Hay maşaallah...
Vaziyet böyle.
Bir hafta sonra bir başka programa davetliyim. Milletvekili aday adayları tanıtım kokteyli. Kokteyl dediysek Müslümanca olandan. Gerçi bir kokteyl ne kadar İslami olabilir ki, her şeyi İslama uyarlasak ismi sırıtır. Ayakta yiyip içmekten tutun, hanım erkek münasebetindeki dikkatsizlik gibi durumlara takılacak olursak, tek sırıtan şey programın ismi olmuyor tabi...
Bu sefer kokteylde tanıtım konuşmaları yer almıyor. Yalnız slayt gösterileri ekranda sürekli dönüp duruyor. Ayrıca aday adayları tek tek masaları dolaşıp programı tertib eden teşkilatın üyelerine kendilerini anlatıyor. 100 kadar aday adayı var salonda. 100 kadar da parti üyesi. Peki, bu aday adayları kime tanıtıyor kendilerini? Üyelerden çok birbirine...
Yine aynı cevaplar
Bu vesile ile 50 kadar aday adayı ile konuşup, onları bizzat tanıma imkânı buluyorum. İlkinden daha vahim olan programdaki izlenimlerim ise şöyle:
Ekranda aday adayları ile ilgili gösterilen slaytlara bakılacak olursa, söylemler, iddaalar ülkenin epey ilerleyeceğini gösteriyor. Bu söylemler doğrultusunda pek iddaalı aday adaylarına tek tek soruyorum: ‘‘Efendim, ülkeyi şu noktaya taşıyacağınızı söylemişsiniz. Hangi projenizle, nasıl bir gayretle bunu gerçekleştireceksiniz?’’ Ne yazık ki cevapların yüzde 80’i istemsiz bir öksürükle başlayıp, hiç de tatmin etmeyen açıklamalarla son buluyor. Sonra tekrar soruyorum: ‘‘Bildiğiniz üzere proje çağındayız ve bu gerçekleştireceğiniz eylemler, ülkede tabular yıkacak, gündem olacak ve bizi ileriye taşıyacak birer proje ile gerçekleşir ancak. Proje olmadan bunları nasıl gerçekleştirebileceksiniz?’’ Cevaplar yine aynı...
Yine 50 kadar aday adayının, kendilerine soru yönelten gençleri ikinci plana atıp parti yöneticilerinin ilgisine mazhar olmaya çalışırken, fırsat bulup gençlerin gelişimi ve neslimizin ıslahı için neler yapacakları sorulduğunda, incir çekirdeğini doldurmayacak cevaplar vererek gençlere nasıl bir kıymet atfettiklerini görmüş oluyoruz.
Gerçekten bir şeyler yapmayı planlayan ve aday adaylarının %20’sini kapsayan kesime muhabbetim ve ilgim biraz daha fazlaydı. Fakat onların da yapacakları, evvela bulundukları şehirde tarım ve sanayii üzerine hamleler, ülke sathında ise eğitime yönelik atılımlardan ibaret. Vizyonu, bulunduğu ülkenin sınırlarından taşmayan vekiller, ülkeyi bir şehir ölçeğinde görür ve bu izanla yönetirler.
Milletin adamı olamazlar!
Hâlbuki Afrika, uzatacağımız yardım elinin hasretiyle susarken; Ortadoğu, bürokratlarımızın ağzından çıkan bir çift kelamın umuduyla yaşarken; devleti ve milleti temsil makamına talip olanların kıtaları kuşatacak, milleti ayağa kaldıracak, ülkeyi daha ileriye taşıyacak bir derdi, hassasiyeti ve projeleri olmazsa eğer, belki koltuklar dolar fakat o koltukların hakkı verilemez. Kutlu bir davanın bayraktarı olmaya niyetlenenler, milleti temsil makamına değil milletin adamı olmaya talip olmalıdırlar.
Belki de yalnız Türkiye’nin ve İslam Coğrafyasının değil, Dünyanın akıbetini etkileyecek bir dönemeçte, İslam Bayrağını taşıyacak bir milletin vekili olmak isteylenler, bu uğurda daha yola çıkmadan milleti unuturlarsa, ümmetin derdi ile dertlenmeyip o dert ile projeler üretmezlerse, belki bir şekilde milletvekili olabilirler ama çok umutlanmasınlar, milletin adamı olamazlar.