Bu bir taktik savaşı. :) İnsanların “okumasını” istemek için evvelâ kendimizin okuması, bu alışkanlığa sahip olması gerekiyor.
Saâdetinin idrâkine sonraki yıllar varacağımız, “televizyonsuz” bir kış akşamı...
“Oğlum, okuyun.” diyor babamız; “-Kitaplıkta onca masal, hikâye, çocuk dergisi var...”
O vakit, 11-12 yaşında olan 2 yaş büyüğüm, ağabeyimle, âdetimiz gereği (!) burun kıvırıyoruz.
Uzun süredir okumamız için çabalayan babamız, birazdan, çaktırmadan, elinde bir kitapla yanımızda beliriyor:
”Ben okuyayım, siz dinleyin o hâlde.”
Çok keyifli olmayarak, en azından sitemden kurtulmak için bu teklifi kabul ediyoruz.
“Ömer Seyfettin’den Hikâyeler” kitabının içinden bizim için seçilen: Kaşağı.
Babamız, ses tonuna dikkat ederek, gerekli vurgu ve tonlamalarla, iki kardeşin ahırdaki atı kaşağılama hikayesini yarı tiyatrovârî bize aktarıyor. Keyfimiz, git gide gıcırlaşıyor.
Hikâyedeki büyük kardeşin fikriyle, babalarının çok değerli kaşağısını sandıktan aşırıp kullanmaya çalışmaları ve beceriksizlikleri sonucu yine büyük kardeşin bir sinirle o güzelim kaşağıyı ezip kullanılamayacak hâle getirmesi meselesi... Heyecanlanıyoruz.
Sonra, eve gelen babaya, cürmü işleyenin küçük kardeşi olduğu iftirâsı ve o günahsıza atılan tokatlar, ardından bir daha da evden dışarı çıkmama cezâsı...
Nasıl içimiz acıyor.
Sonra, ilerleyen satırlar ve mağdur küçük kardeşin, üzüntüden hastalanıp yatağa düştüğü vakitlerinden bir gece, karanlık içre, evin içindeki ağlama, inleme sesleri...
Merakla odasından çıkan büyük kardeş, koridordaki sandalyeye oturmuş ağlayan evin hizmetçisi Pervin’e, neden ağladığını soruyor...
Nasıl meraklıyız biz de... Gözlerimizi babamıza dikmiş, okuyacağı yeni satırları bekliyoruz.
Oysa, usulca kitabı kapatıyor ve sonra devam edebileceğimizi söyleyerek, “Ama Babaaa!” sızlanmalarımıza aldırmadan, istirahate yöneliyor.
Sonra biz, sonraki hayatımızda “alışkanlık” hâline gelen kitap okumamızın ilk hamlesi olarak, o Kaşağı dâhil, kitaptaki diğer bütün hikâyeleri okumak için ağabeyimle birbirimizi yiyoruz.
Bu bir taktik savaşı. :) İnsanların “okumasını” istemek için evvelâ kendimizin okuması, bu alışkanlığa sahip olması gerekiyor.
Okuduklarımızın arasından da en çarpıcı ve merak celbettirecek kısımlarla, reklâmları oynayarak...