Unutmayalım ki tüm kitaplar sadece bir tek kitabı anlamak için okunur.
Yakın zamanda Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı bir araştırma oldu. Türkiye’de kitap okuma oranı ve Dünya ile kıyaslamaların yer aldığı araştırma çok ilginç istatistikleri içinde barındırıyor. Araştırmaya göre Türkiye’de yaşayan her insan günde 6 saat televizyon izliyor, 3 saat internete giriyor ve sadece 1 dakika kitap okuyor. Buna ilaveten okunan kitapların %65’i aşk romanları, %24’ü siyaset ve %13’ünü düşünce kitapları oluşturuyor. Bu araştırmayı kiminle paylaşsam homurdanmaya başlıyor ve itiraz ediyor. Ama yıllık ortalama 6 saat kitap okuduğumuzu ispat edince sessizce kabul ediyor.
Tabi bu sözlerim kitap kurtlarını bağlamıyor. Ama kendini kitap kurdu sanan kitap toplayıcılarını ve kitap hamallarını bağlıyor. Onlar ki ortamlarda ellerinde en çok satan kitaplar ile boy atan, İnstagram da filtreli paylaşımlarla kahveye dekor yapan, önsöz ve sonsözü okuyup kitap üstüne saatlerce yorum yapan, ara sıra Twitter’da tırnak içinde afili cümleler paylaşan gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız tiplerdir.
Geçen gün bir tartışma esnasında fikirlerine değer verdiğim bir büyüğüm ‘’Her din, mensubuna eksiğini hükmeder. Allah Hristiyana ‘Çalma’, Yahudiye ‘Öldürme’ ve Müslümana ‘Oku’ demiş‘’ dedi. Müslümanlar olarak bizim eksiğimiz ya da zaafımız okuma ve okuma ile birlikte başlayan tefekkür yolculuğudur. Birçoğumuz bu yolculuğa çıkmadan dünyayı terk edip gidiyor... Müslümanlar olarak bu yolculuğa çıkmadığımız için kaderimiz Oslo’da, Lahey’de, Lozan’da tayin ediliyor.
Peki bu yolculuğa çıkmak için ne yapmalı?
Hemen en yakın ağabeyinize ya da ablanıza gidip kitap okuma listesi istemeyin. Çünkü kitaplar ilaç gibidir. Her bünyeye göre okunacak tür ve liste farklılaşabilir. Burada ölçü sizi tefekküre sevk edip etmemesi olacak. Aynı kitap birisi için çok fazla anlam taşımayabilir ama bir başkası için düşünce dünyasından unutulmaz bir yolculuğa çıkmasına vesile olabilir...
Kaderimizin Oslo’da, Lozan’da değil İstanbul’da, Konya’da yazılmasını istiyorsak bir an evvel vakit kaybetmeden bizi tefekkür yolculuğuna çıkaracak kitapları okumaya başlamalı. Unutmayalım ki tüm kitaplar sadece bir tek kitabı anlamak için okunur.