
Allah, dilediğini ve senin dileyeceğin şeyleri vermeye kadirdir, yeter ki sen isterken; sıkıntılara boğma kendini; bırak, hayallerin gerçek olsun…
“Vazgeçilmezlerim olsun” diyorsun bu hayatta. Ebedi hayatını, bu vazgeçilmez üzerine inşa etme derdindesin. İçinin hep boş olması, hayallerine de küstürdü seni; artık cevabı kavgalarda arıyorsun…
Bu yüzden buradasın; kimseyi suçlama ve kimsenin zayıflığından faydalanarak, kendini aklama. Bunu yapan varsa etrafında uyararak sürdür ilişkini. Seni arasına alan ama her fırsatta yüzüne tokat gibi “yeni ve acemi” olduğunu vuran; saygıda kusur etmediğin –sözüm ona- büyüklere prim yaptırma artık… Onlara vereceğin cevap, ne suskunluk ne de haddini aşma olsun. Sen işini iyi yap; samimi ve ihlaslı ol da, senin düze çıkmış hâlinin, başkaları için ancak bir zirve olacağını göreceksin.
Nasıl ki, nefes aldığını ancak düşündüğünde hatırlıyorsa insan, bazı unutulmuş yetilerini de düşünmeli. Allah, eksik veya noksan verdikleriyle bizi nasıl yarattıysa, bunları iyiye kullanmak için gücü ve kuvveti de verir; insan bunu bilmeli. Bu yüzden “şikâyet etmek” sadece korkak ve şükürden bihaber insanlarda bulunur.
Konuyu biraz daha somutlaştırarak kendimizden örnek verelim. Etrafımızda muhakkak sorunlarıyla gündeme gelen insanlar vardır. Bu insanlar, sadece kendi sorunlarını görür ve bu sorundan elde ettikleri imtiyazla, kendilerini daima haklı çıkarırlar. Oysa hayatın gerçeklik boyutunda, herkesin bir derdi, sıkıntısı ve problemi vardır. Bu “herkes” içinde, öyleleri de vardır ki, sorunlarıyla gündeme gelen tiplere “sıkıntı” dersi verebilir; anlayacağını bilse, onu da dertlendirir. Ama dedik ya, hayatın gerçeklik boyutu, bu karşıtlıklarla yaşamaya mecbur bırakır bazen insanı…
Seni anlamaktan ve dinlemekten çekinmeyen, vazgeçilmezlerine yön verecek; hayallerine destek olan ve asla sorun konuşmayan insanlar bul… Onları bulursan hem rahat eder hem de yolun güzelliklerini görürsün. Eğer “Onlardan var mı?” diyorsan, hiç aramayı denememişsin demektir. Arayıp da bulamadıysan, aramayı bilmiyorsun; samimiyet ve ihlasa talip olmalısın demektir. Allah, dilediğini ve senin dileyeceğin şeyleri vermeye kadirdir, yeter ki sen isterken; sorunlara boğma kendini; bırak, hayallerin gerçek olsun...